Erdoğan bu sefer kazanmak istemiyor

Nerden çıktı demeyin.

Önce dinleyin.

İktidar, seçime gitme nedeni olarak "ekonomi" demedi mi? 

Dedi.

Peki, "ekonomi kötü" diye seçime giden bir parti, neden seçim kazanmak istesin. Önce böyle bir basit mantıktan gidelim. Yani, "ekonomi kötü" diye seçime giden bir iktidar, "bu işin içinden ben çıkamıyorum, seçime gidelim, yapacak olan gelsin" demiş olmuyor mu?

"Bana oy verin 16 yılda ülkeyi bu hale getirenlerden hesap sorayım" diyecek değil herhalde. Ancak "AKP" bu, der mi, der!

Taban, bunu yer mi, yer!..

Ne versen yiyen bir "taban"  var maşallah!!!

"16 yılda ülkeyi bu hale CHP getirdi" desin, emin ol yine yerler. Kendileri 15 yılın hesabını vermezler ama CHP'den 50 yıl öncesinin hesabını sorarlar. Hem de büyük bir pişkinlikle?

Mesela AKP Parti Sözcüsü Mahir Ünal, daha dün "FETÖ'yü CHP büyüttü" dedi. Fıkra gibi değil mi? FETÖ'ye  "Ne istediniz de vermedik" diyenler, bir başkasını "FETÖ'yu büyütmekle" suçluyor. Aklınızla alay edildiğini düşünmeyin. 

"Robotlarını" yalan ile besliyorlar.

Neyse, asıl konuya dönelim!

İktidarın, bu seçimi kazanmak istemediği konusuna gelelim. Daha doğrusu, Sayın Erdoğan'ın?  Bir kere şu tespiti yapalım: Bu seçimi kazanan, belasını bulur!

Demedi demeyin!

Neden mi?

Yahu, görmüyor musunuz, her şey bitti. Bitmeyen, tek bir şey söyleyin bana!..

 "Seçim" için dünyayı yakmaktan çekinmeyeceklerin, "Milletim TAMAM derse, TAMAM" dedi. Bu bir şifredir.  

İsteyen çözsün!

Ya da uğraşmayın, bu yazımı okuyun, paylaşın.

Ayrıca, Erdoğan'ın istediği bir şeyi, önce Bahçeli dillendirir, sonrada Erdoğan "kabul etti"  görünür. Bahçeli ne dedi "af" dedi.

Görün bakın, sonunda bir "af" çıkacak. Af, muhtemel bir karışıklığın, önüne geçmek için, alınmış bir karardır.  Bir de, hapishaneler doldu, boşalması lazım. Yerleri kimlerle doldurulur, burası önemli. 58 yeni hapishane daha yapılacak bu arada.

Affedilenlere de, çok dikkat edin ayrıca. Çok başka şeyler de var, kalsın şimdilik.

"Nereye varacaksın!"dediğinizi, duyar gibiyim. 

Biraz daha sabredin!

"Kanlı mı gidecek, kansız mı!" başlıklı yazımda belirtmiştim. Rotayı İngiltere'ye çevirdiler. İngiltere Gül'ü işbaşında görmek istiyordu. Gül olayı yatınca, İngiltere Erdoğan'a razı geldi sanırım.  Bunun işaretlerini görüyoruz.

Erdoğan önce ekibini yolladı İngiltere'ye sonra kendi gitti. 15 Mayıs'ta Kraliçe ile görüşmesi olduğunu belirtmiştik. Türkiye'de ne olacağı konusunda sadece ABD'ye bakmak eksik olur, bir defa ABD'ye, iki defa İngiltere'ye bakacaksınız.

Mehmet Şimşek, "seçimden sonra önemli yapısal değişikliklerden" söz etti. Yani para istedi. "Parayı verin, istediğinizi yapalım" dendi. Ayrıca yandaş bir yazar "ABD, AKP'den vazgeçmedi. Rockefeller ailesi, AKP'den desteğini çekmedi" mealinden sözlerle, memnuniyetini ifade etti.

Yani "Ey Amerika" diyen zihniyetin,  ABD'ye karşı geldiğine, sakın ola inanmayın. Eğer ABD ve İngiltere, AKP'ye destek verirse, kredi muslukları tekrar açılırsa, karşılığında "yeni açılım" başta olmak üzere, Kıbrıs'ta  "sıfır asker", Suriye'de YPG'yi kabul etme veya "Kuzey Irak" formülüne razı gelme ve İran konusunda destek tamam demektir.

ABD ve İsrail'in, İran'a saldırı öncesinde yanında AKP'yi bulması, Irak'ın işgali rolünü tekrar üstlenmesi, tabi ki arzuladıkları bir şey? Anlayacağınız AKP, "eşikten süpürülemedi" çünkü eşiğe yapışıktı.

Kazımaya da zamanları olmadı çünkü İran konusunda aceleleri var.

Alternatif de bulamadılar.

Gül, ümitleri de suya düştü.

Ayrıca küresel tefeciler para vermeye korkuyorlar, Türkiye batmış. Bizimkiler "yapısal değişiklikler" sözü verip, ikna etmeye çalışıyorlar. Erdoğan ise para verirlerse, seçimi kazanmak ister, para olmazsa, tekrar kazanmak istemez.

Seçimi İnce kazansa, 16 yıllık enkaz CHP'nin üzerine yıkılır, AKP bu işten sağ çıkar. Erdoğan "ben gittim yıkıldı" der ve bu vatandaş buna inanır. 16 yılda ülkeyi bu hale getir, sonra "Ak'lan" ve  bu defa "kurtarıcı" ol. 

Hiç fena senaryo değil!

Erdoğan büyük bir kafa karışıklığı içinde? Kötü sonu görüyor. İran'a saldırı hazırlığında bir ABD'nin kendine ihtiyacı olduğunu biliyor. Ancak Suriye ve Irak'ta, ABD yanında olmanın ağır bedellerini gördü. 

İran'ı gözü kesmiyor.

İran-Rusya ikilisi ile karşı karşıya gelmek istemeyen devlet aklına karşı gelmenin, başka sorunlara yol açacağını düşünüyor. Yorgun, bitkin ve heyecansız bir halde, istemeye istemeye seçim çalışmaları yapıyor.

Kalabalıkları heyecanlandırmak için ayağa kaldırıp, tekrar oturtuyor ama yok. Ölüyü istediğiniz kadar, indirin, kaldırın, sonuç değişmez. 

AKP, tabanı ile birlikte ölmüştür!

Şükür kurbanı kesmeyin, ülkeyi de öldürdüler.

Herkes parayı ekonomiyi düşünüyor ama para ve ekonomiden söz eden yok. "Bir gece ansızın" emeklilerin paralarının, yatmadığını görecebilirsiniz. Ya da İngiltere ve ABD'nin, parasal desteği alınarak, ülkenin kötü sonu, biraz daha ötelenmiş olacak.

Ya sonra ne olacak?

Irak ve Suriye olacak, Allah korusun.

Türkiye, bu noktalara adım adım getirildi. Avazının çıktığı kadar bağırdı Haydar Hoca, kimseler duymadı. Kimseler görmedi.  "Türkiye'yi batıracaklar"  dedi. Binlerce program yaptı. Yaptığı uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongreleri'ni dünya duydu, bunlar duymadı.

 Bir tek İngiltere ve ABD'yi duydular.

Türkiye'ye kim para verirse, Türkiye o cenahta duracak. Rusya ve İran para vermeyeceğine göre, Türkiye'nin duracağı taraf belli. Hele de AKP'nin? Ne S-400'lere inanın, ne de başka bir şeye. İngiltere'deki konuşmaların satır aralarına dikkat edin.

"Esed katil" çıkışlarına ve Erdoğan'ın okuduğu ayetlere dikkat edin. "Çileden" söz ederek, ekonomide Türkiye'yi getirdikleri noktanın sorumluluğunu, Allah'a attılar bile. Ülkenin kötü durumlara düşmesini "imtihan" olarak değerlendirdiler.

Madem öyle, bu "imtihan" için neden İngiltere'desiniz. Allah'ın imtihanını İngiltere mi yapıyor haşa!

Bundan sonra, bunları çok duyacaksınız. Suçu Allah'a atıp sıvışacaklar.  "Ekonomiyi Allah bu hale getirdi" diyecekler. "Allah verdi de, biz size vermedik mi!" diyecekler. İktidarları için "yardım ve desteği", ABD ve İngiltere'de ararlar, ama vatandaşa yardım ve destek için, Allah'ı gösterirler. İşte buna, "AKP zihniyeti" denir.

Halkın istekleri için, olayı Allah'a atan, kendi istekleri için, kapağı İngiltere ve ABD'ye atan bu kafaları iyi tanırız.

İnsanları, " Ne AB, Ne ABD'ye" muhtaç etmeyecek, Bağımsız Türkiye- Haydar Baş'ı görmeyen gözler, kör olsun diyeceğim, kırılanlar olacak. Ama bunlar zaten kör! Kör olmazsalar görürlerd.

"Vatandaşlık Maaşı" verecek Haydar Hocayı görmeyenler, şimdi Vatandaşlık Vergisi versinler de, akıllansınlar. Elin İngiliz'i borç parayı niye verir, seni soymak için. Bu körlükten de öte bir şey. 

Tezleri sınırları aşmış, ülkelerde "kanun" olmuş,  o tez etrafında ülkeler bloklaşmış, BRICS olmuş, "Milli Para", Milli Paralarla Ticaret" ve "Doları Devreden Çıkarma" şeklinde, uygulanır olmuş.

Fakat Türkiye, ağzına ekonomiyi almayanlara bel bağlamış, İngiliz'e, ABD'ye el avuç açmış, emperyalizmin "paralı ulağı" veya "paralı askeri" olmuşlardan, "kurtuluş" bekliyor. 

Bekleyin, belki kurtulursunuz!

Erdoğan bu sefer kazanmak istemiyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön