Eşeği boyayıp bir daha satmayın!

"Derdim çoktur, hangisine yanayım" türküsünü bilirsiniz, sözleri, Pir Sultan Abdal'a ait. Hangi konuda yazayım derken, aklıma geldi. Türkiye'nin o kadar problemi çok ki, hangisine yanacağımıza şaştık. 

Tabi sözüm, ülkenin dertlerini dert edinenlere?

Yoksa "vur çatlasın, çal oynasın!" diyenlere, ne anlatalım. "Çalgı-çengi" oynayanlara, ne diyelim.  "Kötüye gidiyoruz!" çığlıklarını, klarnetle bastıranlara, dert mi anlatılır.

Farkında mısınız bilmiyorum ama artık "Ekonomi kötü" demek, suç.   Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, "Dolar 4'e çıktı, algısı yanlış" dedi.

Yani "dolar 4'e çıktı" demek, "algı" oluyor, OHAL'de "algı" suç.

"Hepimiz açız!" demek, katmerli suç!

"Açım abi, açım!" diye bağıran bir "Türk" dilencisine rastlarsanız,  uyarın zavallıyı. Mümkünse bir kartona "Suriyeliyim, açım!" diye yazıp, otursun sessizce. OHAL'de, kurtulur ancak!

Ekonomiyi, "bir milyona tuvalete gidiyorduk be!.." şeklinde anlayıp, ucuza yaptığımıza şükretmemiz gerekiyor. Yani yediklerimizin pahalılığını boş verin, ucuza yaptığımıza şükredeceğiz. Ne yaparsanız yapın ama "mükemmel" ekonominin, içine yapmayın!

"Artık dönemiyoruz, borç para bulamıyoruz" filan da demeyin sakın, "Bakan" bile olsanız, "arkamdan iş çeviriyorlar" diye şey yoluna gidersiniz, benden söylemesi!

"Büyük terbiyesizlik" yapmayın, tamam mı?

Ekonomiye "kötü" demek, "büyük terbiyesizlik" oldu!

"Et fiyatlarında düşme olmadı, kıyma iki lira daha arttı" diyen, Cumhur-Reis bile olsa, ses çıkarmayın, ağzınız aranıyor olabilir. "Ağamız bizimle eğleniyi" deyin, geçin!

"Et fiyatları artmadı, güncellendi" diye, tempo tutturabilirseniz ama bir yere atamanız bile olur, o zaman.

16 yıldan öncesinden hatta 50 yıl öncesinden bahsedin, "CEHAPE zihniyetinden" söz edin, ama sakın ola, bugünden söz etmeyin! Zinhar,"büyük terbiyesizlik" sayılır.

Bir bakmışsınız, "arkamdan iş çeviriyorlar" diye ekonomiden sorumlu bakan veya bürokrat kalmamış, "algı" yapmaktan içeri girmişler. Bugüne kadar ki, "hizmetlerinin" bedelini, böyle öderler. Hiçte fena olmaz ama neyse!

Olmaz, olmaz demeyin! 

Olur, anam olur!

Her şey olur!

Daha çok şey olur ve hatta olacak!..

İyisi mi siz, o türküyü dinleyin de, çok düşünmeyin!

Erkan Uğur'un yorumu güzel bak?

Kıymetli dostlar!

İşin gırgırında olduğumuzu sanmayın.

Bu dert bizim, bu ülke de bizim? 

Kimseye ne bir kinimiz var, ne de kimseyle bir kan davamız. Yalnız, hiç biri bu işin kumaşı değiller, niye anlamıyoruz? Bırakıp kaçacaklar, kaçamıyorlar. Onlara, yollar da kapandı.

Neyse!

Bakın, Yunanistan bize ait karasularımızda tatbikat yaptı. Batı'dan sıkıştırılan Türkiye, Rusya'nın kucağına iyice yerleşti. Enerji ihtiyacımızın sadece yüzde 10'unu karşılamak için, Nükleer'e 20 milyar dolar yatırım, akıl işi değil.

Rusya ile hareket etmek başka, domates bile satamadığın bu ülkeye, 20 milyarı doları saymak başka? 

Türkiye'yi "enerji" adı altında bir "ak" kuyuya atmayalım.  Âlem gider Mersine, biz gider tersine! Dünya Nükleer enerjide kaçarken, mevcut reaktörleri kapatırken, sen olayı , "tüp gaz da tehlikeli" diye alaya alamazsın. Sen güvenlik sorunu taşıyan bir ülkesin, ne zaman nasıl patlayacağın hiç belli olmaz. 

Patlatırsın ülkeyi!

Türkiye, yenilenebilir enerjiye yönelmek zorunda. Prof. Dr. Haydar Baş, "boğazdaki çift akıntıdan elektrik üreteceğim ve halka bedava dağıtacağım" diye, 2002'den beri söylüyor. Rüzgâr enerjisi mi, dersiniz, güneş enerjisi mi, hangisi olmaz Türkiye'de?

Ve Türkiye'nin ekonomisini,  Sayın Haydar Baş'tan başka, bir Allah kulu kurtaramaz. Deniz bitti. Türkiye'ye yeni bir Ekonomi Modeli gerek ve bunun sahibi, dünyada bir kişi?

Saadet'i parlatıyorlar, tek ki Haydar Baş'a yönelme olmasın!

Korkunun ecele faydası yok, boşuna uğraşmayın. Sayın Baş'ın dönemi başladı.

Yahu, bu Saadet, şuan iktidarda değil mi zaten?  

Bunların doğum evi aynı değil mi? 

Faize "nema" diyenler, "enflasyon oranında faiz helal" diyenler, bunlar değil mi? Kapitalizmi yeşile boyayıp "Adil Düzen" demediler mi?  Hocaları bir değil mi? İsrail'i telin edip, İsrail'le birlikte hareket etmek, bunlarda "Milli Görüş" olmadı mı?

Konya semalarına İsrail uçakları eğitim almadı mı, hocaları sayesinde? 21 gizli anlaşma ki, bunlar halen devam ediyor, hocaları yapmadı mı? Barzani ile Nakşilikte, bir değiller mi? Hepsi Halidi meşrep değil mi?

Bu Halidi, İngiliz dervişi değil mi? Türkiye'de ne kadar Nakşi var, bu Halidi türemesi değil mi? İngiliz kraliyet ailesine "seyyid" diyen Nakşiler değil mi? Şeyh Nazım değil mi? Hepsi Papa'cı değil mi?

Hepsi Gülen gibi "diyalogcu" değiller mi? Avrupa Milli Görüş camilerinde Papaz dolaştırıp, Müslüman'a vaaz ettirmiyorlar mı? Neyi sayayım daha!

Temel Bey'e sözüm yok, gezecek, konuşacak, bu onun görevi ve ayrı şey. Ancak Saadet'i parlatanlara, Kayseri'ye atfedilen "Eşeği boyayıp bir daha satmak" hikayesini hatırlatırım.

"Saadet, AKP'yi böler" diye hesap yapanlar bilsinler ki, bölünmüş AKP'nin ve boyanmış Saadet'in toplamına, öyle bir İngiliz Gül'ü kondururlar ki, feleğiniz şaşar!

İyi si mi, bu kafadan vazgeçin!

Doğu'dan ve Batı'dan ve hatta içerden sarılmış Türkiye'nin, yeniden kurtuluşuna bir an önce müsaade edin. Bir, Baş el, bütün taşları yerine koysun. Dağılan devlet düzenini sağlasın, Alevi- Sünni kardeşliğini tesis etsin,  "Atatürk Vatandır" hakikatinde, 80 milyonu birleştirsin, fakirliği ülkede suç yapsın.

4 milyar insanın buluştuğu, dünyanın yeni modeline, Milli Ekonomi Modeli'ne müsaade edin.

Batı'dan borç alarak, Batı'ya karşı koyamazsınız. "Bizim İstanbul'dan küçük" dediğiniz,  Yunan'ı bile durdurmazsınız. Bakın, ortada savaş olmadığı halde, 18 ada ve bir kayalık ellerinde. 

Hadi al da görelim!

Kıpırdayamıyorsun, değil mi?

Ekonomi böyle bir şey işte!

Kodu mu oturtur, ülkeyi!

Eşeği boyayıp bir daha satmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön