Her ikazı, ilk yapmak gibi bir özelliğimiz var, ne yapalım. Veya her gelişmeyi ilk söylemek gibi?
"Gülen ülkenin anasını ağlatacak" diye, yüklendiği "dinlerarası diyalog" misyonu ile "Papalık Konseyi Misyonunun bir parçası olduğu" gerçeği hep, Gazeteniz Yeni Mesaj'da dile getirildi.
Cemaatler, vakıflar, partiler, hemen hemen tüm kuruluşlar uyarıldı. Ama biz söyledik, biz dinledik. "Hep birlikte hocaefendiyiz!" dediler. Rahmetli Muhsin'inden tutun da, merhum Erbakan'ına kadar, hatta Bahçeli'ye kadar?
Erbakan'a "Avrupa'daki teşkilatın Gülen'e çalışıyor, birlikte dinler arası diyalog yapıyorlar" dendiğinde arkadaşlarımıza dediği "onlar 'hizmet' yapıyorlar" oldu.
Şimdi 'Hizmet'in karşılığını alıyordur!
Yani demem o ki, uyarılmadık bir kurum, kuruluş ve parti kalmadı adeta.
Bize, "Siz hocaefendiyi kıskanıyorsunuz!" diyeni mi dersiniz, "niye sakalınız yok" diyeni mi?!
Neyse?
Ülke olarak 15 Temmuz'da bir "darbe" alınca, herkes bilmem ne kadar yıldır "Gülen karşıtı olduklarını" iddia etmeye başladılar. Ortaya yazı ve sözleri çıkınca da, "o zaman bilmiyorduk, kandırıldık" dediler.
Allah'ın huzurunda, "ne yapalım şeytan bizi kandırdı" demek, suçlardan yırtmaya sebep değil ama ülkemizde "kandırıldık" sihirli kelimesi şimdilik yırtmayı sağlıyor. Hatta bu yırtanlar, büyük bir pişkinlikle bir başkasını "fetöcü" olmakla suçlayabiliyorlar.
Hadi bir daha "neyse" diyelim!
Asıl konumuz bundan sonra olacaklar. Yakın bir zamanda yandaşlar birbirlerini yiyecekler demiştim değil mi?
E, işte yiyorlar!
Allah hepsine güç kuvvet versin!
Versin ki, birbirlerini iyi yiyeler. Milletin geleceğini yediler, söyledikleri yalanlarla, örttükleri gerçeklerle. Yüzdükleri 'havuz'larda?
Şimdi, "havuz" dışı kalıyor bazıları.
Oysa hepsi İslamcı!
Hepsinin ağzında bir "dava" sakızı?
Gülen "hizmet" kelimesinin içine etti, bunlar da "dava" kelimesinin? Gülen'in 'hizmeti'ni de, bu beylerin 'dava'sını da gördük!
Birinin "hizmeti" haça, diğerinin davası, "kutu"ya girdi.
Allah, bir daha göstermesin bu iki anlayışı, şu ülkeye? Ilımlı ve siyasal İslam aynı anda bitiyor. Radikal İslam'da çöle gömülür, bütün bir millet ve İslam alemi kurtulur inşallah!
Yokuş aşağı iniyorlar, bakın!
Ne yaparsa yapsınlar, boş.
Geldikleri gibi gidiyorlar!
Şüphesiz, fani olan herkes ve her şey için, gitmek var. Ama tarih, bu ikiz anlayışın götürdüklerini kayıt altına aldı: Aşındırdıkları değerleri, yok ettikleri kırmızıçizgileri, transfer ettikleri kaynakları?
Dün itibariyle Sayın Cumhurbaşkanı, artık resmen partili? Bahçeli eliyle "fiili durum" resmileşti.
"İleri de, Bahçeli bizi kandırdı diyecekler" diye yazmıştım değil mi? "Sayın Erdoğan bu tuzağa düşmemeli" diye uyarmıştım?
İşte tekrar uyarıyorum: Bu sistem, Erdoğansız kurgulandı!
Evren'in çıkardığı Yüzde 10 Seçim Barajı, yıllardır uygulanıyor. Oysa her gelen, Evren Yasaları'nı kaldırmakla söze başlardı fakat 36 yıldır uygulanıyor.
Çünkü her gelen, sevdi bu "Yüzde 10 seçim Barajı"nı. "Türk Tipi" dedikleri bu yeni sistemin de tipine bakmadan, herkes sevecek, göreceksiniz!
Sayın Kılıçtaroğlu'nun sessizliğine ve Binali ile attıkları gülücüklere bakın, anlarsınız dediğimi. Sayın Erdoğan'ın yerinde olsam, "İdam gelsin" demem!
Öcalan ve Gülen'i, götürmeyecek bir idam, yeni gelecek bir "Başkan" elinde neye dönüşür, kimse hesap edemez!
Sayın Erdoğan "başkan" seçilemeyecek mi?
Bence seçilemeyecek. Yandaşların kavgasına bir bakın, her şey görülür. "HAYIR" diyen AKP seçmeni, çok önemli? AKP'nin doğumevi Saadet, yeni bir doğum için vaziyet almış belli ki?
Ama boşuna uğraşırlar, doğum düşük olacak!
CHP, 2019'a odaklandı ve içerisi kaynadı. Türkiye'nin etrafını saran tehlikeler, içerdeki durumlar ve ekonomi?
Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, partisinin başına geçen Sayın Erdoğan, geri dönülmez, tarihi bir hataya düştü. Artık, her gün daha da eriyecek partisi.
Her olumsuz gelişme, direk kendini bulacak. Ne askerin, ne bürokrasinin ne de başbakanların veya bakanların üzerine atabilecek olumsuzlukları? FETÖ üstüne atacakları bile, dönüp kendine yapışacak.
Ne yapalım, kendi düşen ağlamaz!
Tek isteğim, FETÖ'ye yenilmemesi?