Türkiye'de ne yazık k, hep ABD'nin dediği olur. Sadece ABD'nin de değil, öncelikli olarak İngiltere'nin dediği olur. Sonra ABD, NATO'nun ve AB gelir. Tabi ki, İsrail'i de atlamayacaksınız. ABD ve İngiltere, İsrail'in koruyucularıdırlar.
Ortadoğu'da bu üçünden habersiz bir şey olmaz. En son örneği IŞİD? Bu üç ülkenin istihbarat örgütleri tarafından var edildi ve İslam dünyasının başına bela olarak sarıldı. ABD ve İngiltere, 1940'larda anlaştılar, Ortadoğu ve Müslüman dünya konusunda.
Mesela Türkiye konusunda, iktidara kim veya kimler gelecek, kendileri seçer karar verirler, sonrada Türk milletine seçtirirler. O sebeple partilerini ABD'de kuranlar veya kurmak için ABD gidenler, artık bunu gizlemezler bile.
Melih, Erdoğan siyasi yasaklı diye parti kurmuş ABD'ye gitmiş ve beklenen ilgiyi görmemişti. Sonrasında "Proje partisi" AKP'nin Ankara belediyesini kapmıştı. Neyse, geçti o günler.
Yani diyeceğim o ki, Türkiye'de, İngiltere'nin dediği olur ama bugün ama yarın. ABD varken, İngiltere nerden çıktı demiyorsunuz, biliyorum. ABD, işin görünen yüzü, asıl arka planda İngilizler olur. Bu her zaman böyledir.
İngiltere'nin Gül konusunda ABD' yi iknaya çalıştığı ve ABD'nin Gül için "risk almaz, tepside iktidar ister" dediğini ama İngiltere'nin ABD'yi ikna ettiği yazılıp çizilmişti hatırlarsanız.
Lütfen dikkat buyurun:
Saadet Partisi önce oldukça parlatıldı, doğru söylemler Karamollaoğlu'nun dilinde kitlelere, büyük bir titizlikle aktarıldı. AKP'nin doğum evi Saadet, birden Dersaadet oluverdi sanki. Sanki AKP'den farklılarmış gibi.
Bu temel bey şimdi Gül'ü ikna etmeye çalışıyormuş ta, Türkiye'yi Gül ile kurtaracaklar. Allah'ınızı severseniz, bu Saddet her seçimde ortaya çıkıp doğruları söyleyip, en büyük yanlışları yapan parti değil mi?
Yanlış adamla doğru işler yapılmaz. Ne Gül'ümüz varmışta haberimiz yok. O Gül'ün önce kimin Gül'ü olduğunu, hocalarına sorun isterseniz.
Kim kimi ikna etmiş, bir defa önce bu görülmeli.
ABD, AKP'den vazgeçmedi, belki Erdoğan'dan bir süreliğine vazgeçti. "Çin Füzesi" dedi, ABD'nin kafası attı. Ardından S-400 konusu ile ABD'ye karşı bir "şantaj" olarak kullanılıyor. ABD için değişen bir şey yok.
"Boşu da karavana dolusu da karavana" gibi bir şey? ABD, Erdoğan'dan ne istediyse aldı, şimdi Gül'den alacak. Ayrıca bu Gül, ne yapmış? AKP'nin gönderdiği neyi veto etmiş. AKP'nin noteri gibi çalışmamış mıydı?
Lütfen kendimize gelelim!
Erdoğan'ı gösterip Gül'e razı etmek istiyorlar!
Amaç Erdoğan'ı yerinden mi etmek, Gül'ü Cumhurbaşkanı mı seçmek? Yoksa iki işi birden mi yapmak istiyorlar. Bir taşla iki kuş mu vurmak istiyorlar. ABD ve İngiltere'nin istekleri, sözde muhalefet ile dillendiriliyor.
Sanki Temel beyin isteği veya başka bir partinin isteği? Türkiye, Erdoğan ve Gül arasında bir seçime sokulacak kadar kimsesiz mi?
Lidersiz mi?
Niçin bunlara mecbur ediliyoruz?
Türkiye, Bağımsız Türkiye yapacak ve emperyalistlerin elinde kurtaracak, Haydar Hoca neden görmezden gelinir, şimdi daha iyi anladınız mı? Her seferinde "kaynaklar" diyen, "Atatürk" diyen bir adres, neden haber bültenlerinde yer almaz?
Çünkü ABD ve İngiltere'nin borusu ötmez. Çünkü Büyük İsrail projesi çöker. Çünkü lira, dünya parası olur, dolar ve avroyu geçer. Onlar kendi paralarının Türk lirası karşısında eriyişlerini görürler.
Türkiye'nin zamanı kalmadı. Türkiye'nin işini bitirecekler. Ucuza, maliyetsiz, savaşsız, kayıpsız iş bitirmek istiyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve Milli Ekonomi Modeli'ni iktidar yapalım, emperyalistleri önce ülkemizde sonra, komşularımızda kovalım.
Bu bizim elimizde.
Bu Türk milletinin elinde? ABD ve İngiltere'nin dediğini boşa çıkarmak elimizde, hepsini geçin, Bağımsız Türkiye'yi seçin?