Demiştim, değil mi: "Barzani ile ilişkiler gerilecek" diye. Türkiye, sonunda bu tehlikeyle yüzleşecek. AKP'nin ektiklerini, millet olarak biçeceğiz diye.
Eğittiğimiz Peşmerge, gün gelecek aldığı eğitimi Mehmetçik üzerinde deneyecek diye. Barzani'yi tanımak, Türkiye'nin kendi altını olmasıdır. Irak ve Suriye parçalanırsa, Türkiye parçalanır diye.
Bütün bunları demiştik değil mi?
Bu köşede, yüzlerce defa uyarmıştık: Barzani demek, İsrail demektir. Bir Kürt devleti değil, ikinci İsrail kuruluyor. Kürtleri bu tehlikenin içine atmayın!
Yazıktır!
Günahtır!
Kürtler Müslüman, bu adamlar Yahudi!
Müslüman'a Yahudi ve Hıristiyanlar "devlet" kurmak için seferber olmazlar.
Uyandırın, şu memoları, hassoları!
Barzani'yi, tepelerine çıkarmayın!
Adam yerine koymayın!
"Seninle gurur duyuyoruz!" diye tezahürat yapmayın!
Bütün bunları biz dedik, biz dinledik.
Sayın Erdoğan, yürekleri soğutacak bir açıklama yaparak "Referandum kabul edilemez" dedi. Dedi de, geç dedi. Irak, Irak olmaktan çıktıktan sonra dedi.
Neyse buna da şükür, babam!
Buna da şükür!
Çok şükür!
AKP, Kürt devletine karşı!
Kurban kesilecek bir gelişme, onca "açılım", saçılımdan ve savrulmadan sonra? Vekillerinin, bakanlarının onca saçmalıklarından sonra?
Rüyada görülse, hayra yorulmaz bir durum!
Bir daha çok şükür ya rabbim!
Yani Türkiye, Irak ve Suriye'de bir Kürt Devleti istemiyor. Bu kesin artık. İran'da istemiyor. Irak, Suriye zaten istemez.
Kim kalır geriye?
ABD ve İsrail?
Nihayet ortak düşmanlar fark edildi. Irak'taki referandum, Türkiye ve İran müsaade etmedikçe, gerçekleşmez. Hal böyle olunca, referandumun arkasındaki İsrail, ortaya çıkmaya başladı.
İsrailli uzman Edy Cohen söyledi. "Bağımsız Bir Kürdistan İsrail için gereklidir" dedi. Cohen "İran ve Türkiye referandumun olmaması için çaba sarf ediyor. İsrail Kürdistan'ı korumalı ve orada bir üs kurmalı" diye de, ekledi.
Geçmişe dönük bir değerlendirme yapıldığında Türkiye, bu Barzani için neler yapmadı? AKP'nin 15 yıl boyunca izlemiş olduğu politikalar, demek ki hep İsrail'e yaramış.
Bazı hacılar, hocalar, hep İsrail'e çalışmış. Gidince amel defterleriyle gurur duyarlar artık!..
Türkiye, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü, anca hatırladı. Bu iki ülkenin bölünmesinin, Türkiye'nin bölünmesi olduğunu, ABD ve İsrail'in bir Kürt devleti kurmak istediğine, "ne istedilerse verdikten" sonra anladı.
İktidar, "Barzani bizi kandırdı!" diyebilir rahatlıkla. Çünkü bu sonuçlar ancak büyük bir "kandırma" sonucu olur. "Özürlü zihniyeti" gelen kandırdı, giden kandırdı.
ABD ve İsrail bunları, bunlar halkı kandırdılar!
Çakmadan yapamıyorum, idare edin!
Barzani ailesinden Osmanlı döneminden beri çekiyoruz. Kaptıkları "Nakşîlik" etiketiyle Müslümanların, damarlarında dolaşıyorlar. Bu toplumda Yahudiliklerini ancak, böyle gizlerler.
Arz-ı Mev'ud hesabı başka türlü yürümez çünkü. Erbakan ile Üzeyir Garih'in dostlukları anlaşılmadan, Nakşî-siyonist dostluğu çözülmez.
Mevcut iktidarın Barzani saplantısı, işte bu çakma tarikat bağından ileri geliyor. Çakma tarikat bağıyla Kürtler, Büyük İsrail inşaatına kum ve çakıl yapılıyor.
Olay ne tarikat, ne din olayı, olay Büyük İsrail olayı? İsrailoğulları'nın 4 bin yıllık hayali olayı, Büyük Tevrat Devleti'nin kurulması olayı?
Büyük İsrail'in temeli, Müslüman kanıyla atıldı. Hükümetler ya kandırıldılar, ya korkutuldular veya baskı altına alındılar. Şartlar bugün Türkiye-İran-Irak ve Suriye'yi birlikte hareket etmeye zorluyor.
Türkiye doğru politikalarla, Mehmetçiğin kanını dökmeden Suriye ve Irak yönetimlerini destekleyerek, her türlü terör ve bölünme tehlikelerini bertaraf edebilir.
Türkiye, Suriye ordusuna, Türkiye Irak ordusuna, İran ile birlikte destek verseler, hem uluslararası hukuka uygun davranmış olurlar, hem de komşularının bölünmelerini önlerler ve kendi bölünmelerinin önüne geçerler.
Türkiye ve İran, İslam dünyasının içinde bulundukları durumu, birlikte değiştirebilirler. Katar olayında birlikte hareket etmeleri, bunu kanıtladı.
Şii-Sünni birliği sağlanır, Haçlı-Siyonist Birliği ve Kürt kartı hesabı, biter.
Irak'taki referandum İsrail işi!