"İslamcı iktidar" İslam'dan etti!

Geçen hafta Elazığ'da program vardı. Malatya'dan Elazığ'a giderken, yolda bir sürü "kavurmacı" gördüm. Şaban'ın son günü diye oruç tutmasaydım, inecektim kavurmacının birinde. 

Kısmet değilmiş, başka zamana artık.

"Kavurma" deyip geçmeyin!

Bulgur pilavına şöyle, en az iki yüz gram eritip karıştırın, görün tadını. Kuşbaşı veya kıyma asla kavurma tadı vermez. Eskiden kavurma vardı, şimdi kavurmacılar.

Eti kavuruyorsun, bolca kuyruk yağı döküyorsun üzerine, donuyor, kavurma oluyor. Kışın afiyetle yiyorsun. Tabi bolca değil. Her yemeğe çok az katıyorsun, yemek tadından yenmiyor!

Kavurma önemliydi, bir dönem. 

Şimdi  "Kavurmacı" önemli oldu!

Hele İstanbul'daki Kavurmacı, bayağı önem kazandı.

Az kalsın "EVET" cephesi çatlıyordu. "Devletin âli menfaatleri için" Devlet sustu da, bir çatlak şimdilik ötelendi. 

Kimden bahsettiğimi anladınız!

Yol kenarında rızkı peşinde olan, Elazığlı kavurmacılardan söz etmiyorum şuan.

Bir dönem birlikte memleketi kavuran iktidarın, ayrılmış koalisyon ortaklarının, ne olduysa yollarının yeniden bir 'Kavurmacı'da kesişmeleri, insanı düşündürüyor.

"Gülen'in Kavurmacı'sı" olduğu iddia edilen, zatı muhterem bir özel hastane raporu ile hapisten yırtınca, maşeri vicdan sızladı ama sonraları "haddinizi bilin!" zılgıtı ile herkes yerine oturdu. Tabi şimdilik?

Adam hastadır değildir, ayrı konu. Birde, "yargı konusu" diyorlar ya? Nasıl bir yargı ise kavurmaya ayrı Kavurmacıyı ayrı yarıyor. 

Neyse, Allah, hasta olana şifa versin. Hasta rolünde olanı ise bildiği gibi yapsın.

Ne diyelim!

Millet olarak, bir alamete bine çok oldu. Kıyametini kendi seçen bir topluma, Allah bir şey yapmaz. Belasını vermek dışında!

Bir ipte birlikte oynadılar, ülke bu hale geldi. Sevinilecek tek taraf şu ki, birbirine girdiler de, belki ülke ellerinden sıyrılır hasarlı da olsa.

Farkında mısınız?

İnsanlar artık dinden imandan hızla uzaklaşıyor, bunlar sayesinde. Bunları din sanan zavallılar, İslam'dan soğudular. Gençler arasında oruç yok gibi bir şey.

Yazık, bunlar Türk evladı!

Müslüman evladı!

Dini değerler, bunlar sayesinde buhar olup uçtu. IŞİD, cinayet işlerken, "tekbir" getiriyor diye, namazı bırakmak olur mu? Ancak vatandaş bu kadar ince düşünemez.

AKP gelmezden önce ne kadar kişi oruç tutuyordu, şimdi ne kadar?

AKP'den önce namaz kılanların sayısı neydi şimdi ne kadar?

Teravihe giden Müslüman sayısı 2002'den önce ne kadardı, şimdi ne kadar?

Bence önemli bir araştırma konusu ancak hiç lüzum yok. Çevrenize bakın, görürsünüz.

AKP'den önce de camiye giderdik şimdi de, herkesin gözü en iyi raştırma şirketi. Ilımlı İslam'ın iki ucunun, milleti dinden imandan ettiği ortada?

Ilımlı İslam bir projeydi, bitti. Ama faturası ağır oldu, devletimize ve milletimize? Birlikte iktidarları da projeydi, kavgaları da? Olan devlete ve millete oldu.

Ağına düşürdükleri güzelim Anadolu insanını, ne hale getirdiler. Papa'ya, ABD'ye, Vatikan'a karşı sonuna kadar "hoşgörü" ama Müslüman'a "Şii" veya "Alevi" denilerek sonuna kadar nefret?

Yüz binlerce insan evinden, eşinden veya aşından olmuş vaziyette? Onlardan doğan nesil, büyük bir nefretle yetişiyor. ABD, bunlardan yeni bir örgüt kurursa, işimiz iş.

İnsanımızın ABD'nin ürettiği, türettiği, GD "din" görünümlü İslam olmayan İslamları yerine, yüzlerce yıldır Müslüman Türk'ün içtiği feyz pınarına dönmesi gerekir. Hacıbektaş, Mevlana ve Yunus gerçeğine, Ehl-i Beyt ocağına yönelmesi gerekir.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın çağrıları, bu noktada çok önemli. Kimseyi suçlamadan kırıp dökmeden, birlik ve beraberliğe, adalete, dönmek; imana ve İslam'a dönmek kadar çok önemli?

"İslamcı iktidar" İslam'dan etti!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön