İsrail ile aynı saftayız

Haberleri dinliyoruz AKP iktidarı elçilere iftar veriyormuş ama iftarda İsrail ve Suriye yokmuş. Yahu bu AKP politikalarına vallahi, akıl sır ermiyor. Şu milli tepkiye bakın lütfen!

Ülkemize yanlış yapan bir devlet oldu mu yandı gerçekten. Bir daha onların elçileri ne iftara çağrılır, ne çaya ne de pastaya. Bu sert tavır karşısında İsrail öldürdüğü dokuz vatandaşın kan parasını bir gecede ödeyip hemen Türkiye Cumhuriyeti devletinden özür dileyebilir!

Suriye ise bu vahim tepki karşısında düşürdükleri uçağın parasını, şehitlerimizin ailelerine tazminatı akşam-sabah ödeyecektir. Belki de bu yazımız yayınlanana kadar bu işler tamamlanmış olur!

Çünkü bu çok büyük bir tavır, basın yayın kuruluşları bu haberleri gece gündüz vermeli ve vatandaşın gözünde hükümeti aklamalı, paklamalıdır. Zaten bunu yapıyorlar sağ olsunlar çok az bir ranta, affedersiniz bedele demek istemiştim.

Büyük devletlerin tavrı böyle oluyormuş, bütün dünya görsün işte. Görsün de kendine çeki düzen versinler!

İftar toplantısında Başbakanımız Suriye aleyhinde esti gürledi, tabi Gazze konusunda da konuştular, “Gazze İstanbul’dur” demediler bu sefer. Ha bu arada eski bir Gazze mücahidi şu anda, Katar’da Filistin davasını satmanın keyfini çıkarıyor.

Hani Başbakan onunla görüşmemek için bir mağazaya girmişlerdi İsrail yanlış anlamasın diye, çünkü o zaman ABD ve İsrail için tehlikeli bir insandı, Halit Meşal’den bahsediyorum.

Sonraları Başbakan’la kanka oldular ve Başbakan onu Suriye’den çıkmaya ikna etti sanırım. Herhalde “sen Sünnisin ABD ve İsrail’in tarafına geç” demiştir. Yorum tabi, ama malum ABD ve İsrail taraftarlığına artık “Sünnilik” deniliyor.

Suriye; Filistin davasına sahip çıkmanın bedelini şu an ödüyor. Halit Meşal gibi Hizbullah’a karşı olup onları desteklememiş olsa idi, şu anda ülkesinde Arap Baharı esmeyecek ve kan dökülmeyecekti. Tabi Başbakan Erdoğan’ın kardeşi olarak kalacak, “kardeş Esat” ismiyle anılmaya devam edecekti. Oysa şu anda “kalleş Eset” oldu.

Amerika ve İsrail’e karşı olan, sadece iktidarını kaybetmiyor aynı zamanda adını da kaybediyormuş. Elli yıllık Esat bir anda Eset oldu, “abdestli” siyonistlerin dilinde.

İsrail, Türkiye öncülüğündeki isyancıların zayıflattığı Suriye’ye saldırmak üzere, gerekçesi ise aynı hikâye; “kimyasal silahlar Hizbullah’ın eline geçmesin” Irak’ta da bahane buydu ya.

Demek ki şu ana kadar Türkiye’nin Suriye’ye yönelik yaptığı her şey İsrail içinmiş. “Bütün bu gelişmeler İsrail’in tehditlerini ortadan kaldırmak içindir lütfen gerçekleri görün” dediğimiz de “namazlı-niyazlı” siyonistlerin tepkisini çeker, “Esat halkına zulmediyor” yalanını dinlerdik.

İsrail uçakları bu ülkeye girdiğinde ne yapacak, çiçek mi dağıtacak? Libya’da, Irak’ta ne yaptılarsa aynısını yapacaklar. Şimdi Türkiye diyebilecek mi ”İsrail Suriye’de işin yok buraya giremezsin.”

Diyebilse zaten böyle bir yolda olmaz, Suriye’nin zayıflayıp İsrail’e yem olmasını sağlamazdı. Verilen iftarda İsrail yok ama gidilen yolda sadece İsrail var, daha doğrusu iktidarın gittiği yol sadece Büyük İsrail’e çıkıyor. Bütün İslam dünyası bu yola kurban ediliyor. İktidara göre füze kalkanının da İsrail ile alakası yok, Kıbrıs’ta Rumlarla birlikte petrol çıkaran da İsrail değil!

İsrail ile aynı iftarda değil ama aynı saftayız. İftara bu ülkenin elçisinin davet edilmemesi sadece iktidarın safını gizlemek içindir. Zaten iftarlar bu ülkede ya Haçı gizlemek için kullanılır ya İsrail kalkanını. Gözlerin bütün bu ihanetleri göre bildiği gerçek iftarlara kavuşmak ümidiyle…

İsrail ile aynı saftayız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön