Batı'nın Türk'e ölüm biçtiği ve Sevr ile devreye soktuğu işgal dönemlerinde, düşmanlarımız içerden kendilerine göre sözde "âlim" ve "hocalar" bulmuşlardı.
İskilipli Atif gibi mesela.
Başka Sait Nursi gibi mesela.
Bunlar neyi savunuyorlardı. İngilizleri kızdırmamayı ve bunun için Yunanlara karşı savaşmamayı öğütlüyorlardır. Tabi kıyafetleriyle kendilerine "âlim" süsü verildiği için, bu beyler olaya, "ayet" ve "hadis" ile girerlerdi.
Nursi, İngiliz'e askerlik yapan Anzaklar için "şehit" diyebilmişti. Bir Müslüman, karşı saftakilerin "şehit" olacaklarını bilse ne yapar?
Savunması zayıflar.
Bunlar gibi onlarca "âlim" kılıklı herifler, işgal dönemlerinde İngiliz'in safında olmuş, "bizi dinleyin!" demişler. Yani Allah'ı ve Peygamberi devre dışında bırakıp bu "âlimler" baronunu dinlemek. Yöntem değişmedi.
"Müslüman Âlimler Birliği" diye bir şey kurdular, içlerinde Yusuf El Kardavi başı çekiyordu. Türkiye'den de birer sarıklı ve cübbeliler bulmuşturlar. Bu birliği kim kurdu?
İsrail.
Bunlar hep birlikte "Esat katil" diyorlardı. Mesela şu günler İsrail'e "katil" dediklerini duydunuz mu? Hayır. Duyamazsınız İsrail öldürürken, büyük bir sessizliğe gömülürler. Onlar İsrail için öten keklikler.
Ama bakın sizlere buradan söyleyeyim: ABD, İran'a saldırmazdan evvel, mutlaka bunlar yine ortaya çıkarlar. "İran Şii" diye, başlarlar ötmeye.
Kendiler "Sünni" ya, tıpkı, İsrail ve ABD gibi!..
Bunları iyi tanıyın. Düşman "Müslüman " elbisesi giymiş içimizde dolaşıyor. Yahut şeytan "cübbe" giymiş "safları sık tutun!" diyor. Amerikan safını güçlendirmek için.
Bunları neden anlattım:
İsrail ordusu, Filistinlileri protesto gösterilerinden vazgeçirmek için Suudi Arabistanlı âlimlerin fetvalarına kulak vermelerini istedi.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yayınladığı bir videoda, Filistinlilerin "Toprak Günü" münasebetiyle düzenlediği "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerini, "Kaos Yürüyüşü" olarak niteledi.
Suudi Arabistan Yüksek Âlimler Heyeti ile İlmi Araştırmalar ve Fetva Konseyi üyesi Salih bin Fevezan el-Fevezan'ın "Gösteri ve protestolar Müslümanların işlerinden değildir" şeklindeki fetvasından alıntılar yapan Adraee, yine Suudi Arabistan'ın önde gelen âlimlerinden Muhammed Bin Salih el-Useymin'in fetvalarına atıfta bulunarak Filistinlileri işgal karşıtı gösterilere katılmamaya çağırdı. Kuran-ı Kerim ayetlerini de sözlerine alet eden Adraee, direnenlerin Filistinli kadın ve çocukları tehlikeye sürüklediğini öne sürdü.
Ne kadar tanıdık geldi değil mi?
Sait Nursi ve İskilipli Atıf'ın sözleriyle birebir örtüşüyor. Suud fetvası, Yezit'in fetvasına da ne kadar benziyor, fark ettiniz mi? Hz. Hüseyin'in "isyan" ettiğini, kadın ve çocukların hayatını tehlikeye attığını söylüyordu.
Bugün dahi, kendilerini Müslüman olarak tanıtmak yerine "Ehl-i Sünnet" olarak tanıtan, "Elhamdulillah Sünni'yim!" diyen bazıları, "Hz. Hüseyin'in Yezit'e karşı gelmesinin halifeye karşı gelmek olduğunu, onunda Allah'a karşı gelmekle eşdeğer olduğunu", zırvalayabiliyor.
İşte Müslümanlar, İslam'a ilk fitnenin girdiği Sakife'de, yani ayet ve hadislerin ilk defa devre dışı kaldığı o meşhur "istişare" olayında gol yedikleri için, bugün o günleri referans gösterip, ölçü kabul edip, goller yemeye devam ediyorlar.
Bugünün bütün sorunu, yanlışlara "yol" diye sarılmaktır. Allah'ın ipi Ehl-i Beyt yerine Müslümanlar, sözde alimlerini dinliyorlar. Diyalog fitnesini, "İslam" diye kucaklıyorlar. Papa'ya danışıyorlar. Ondan akıl alıyorlar mesela.
Hem de İslam'ın kutsalları için, Papa'dan yardım istiyorlar.
Allah'ın "Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin" ayeti ortada iken;
Allah'ı bırak, Prensi dinle!
Allah'ı bırak, Hoca efendiyi dinle!
Sait Nursi'yi dinle, İskilipli'yi dinle!
Ve ondan sonra, "bize ne oluyor?" diye ağla.
Allah belanı veriyor, ne olsun!
Allah'ı, Peygamberi, Ehl-i Beyti ve onların yolunda olan sadıkları dinlemek kurtuluş iken, celladı dinlemek ne kötü.
Dün biz Atatürk'ü dinledik, bir ülke kuruldu. Bugün, Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleyelim, bir ülke kurtulsun. Saygılarımla…