Bir bayram daha geçti ömrümüzden.
Ve tabi ömrümdeki en güzel bayramlardan birisiydi, diyebilirim. Gece yarımda, Artvin'den yola çıktık, sabahın üç buçuğunda, Akçaabat'ta Baş Hoca'mın avlusunda sabah namazına durduk. Genişçe avluda binlerce kişiydik.
Sonra, şehitlik tepesine bayram namazı için tırmandık. Camiye vardığımızda, çok kıymetli hatipler vaaza başlamışlardı. Bayram namazını da eda ettikten sonra, tekrar Baş Hoca'mın evine döndük. Sabah namazı kıldığımız avluda bu sefer, binleri doyuracak kahvaltı sofraları kurulmuştu. Hani hep, "nerde o eski bayramlar" deriz ya, eski bayramlardan ne çıkar, asıl siz, yeni bayramları dinleyin:
Otuz yıl önceki arkadaşlarınızla, bu avluda buluşup hasret gideriyorsunuz. Gönlünüz bir anda otuz yıl gençleşiyor. Sofranıza bir muhabbet azığı konuyor ki, sofranın zenginliği ikiye, üçe katlanıyor. Hayatımda gördüğüm en cömert insanın, en cömertçe hazırlanmış sofrasında, en güzel insan ve en güzel dostlarla olmak, harika bir duygu?
Her türlü makam, mevki ve rütbenin sıfırlandığı sadece mü'min kardeşliğinin rütbe olarak kaldığı bu ortamda, "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ayeti canlı olarak yaşanıyor. Mescid-i Nebevi avlusunda yaşanan duyguların benzeri, bu avluda yaşanır.
Emin olun böyle?
Yunus'un, "yar yüreğim yar/Gör ki neler var" dediği gibi "bu halk içinde bize gülen" olsa da, "gafil ne bilsin hakkı seven var" diyoruz. İslam'ın içinin boşaltılmasına, batıl ile eşitlenmesine, İslam'ı "İslam" ile vurma oyunlarına inat, Hünkâr Hacıbektaş misyonu devam ediyor.
"Türk'ün milli dini İslam", bir "vatan müdafaası" anlayışıyla yaşamaya ve yaşatılmaya çalışılıyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın neredeyse bir yarım yüzyıl hayatını verdiği, milli ve manevi yaşam mücadelesinin sonuçlarını bu bayram daha iyi gördüm.
O kadar donanımlı bir kadroya sahip ki; bu kadroda, yok yoktur. Siz dünyada bu kadronun benzerini göremezsiniz çünkü onun öğreticisi bir kişi? Eğiticisi bir kişi? Aynaya bakan kendine çeki düzen verir, üstada bakan kalbine ve ruhuna çeki düzen verir.
Öğrenmek için, düzelmek için, "iyi"leşmek için, "bende insan olmaya geldim" diyen on binlerin her bayram koştuğu ve gelemeyen yüz binlerin gönülleriyle buluştuğu kadro, değil Türkiye'nin dünyanın umudu?
Türk insanına NATO, çeşitli köşecikler kurdu. Cumhuriyetçi köşe, milliyetçi köşe, dinci köşe, vs?
Dini cumhuriyetle kavga ettirdi. Milliyetçiliği din veya cumhuriyetle kavga ettirdi.
İnsanımız kamplara ayrıldı. Din yerini, dincilik aldı, cumhuriyet yerini din düşmanlığı, milliyetçilik yerini ise NATO tetikçiliği aldı.
Her şey karman çorman oldu.
Ve İslam, ABD elinde "FETÖ" oldu, "IŞİD "oldu, "radikal İslam", "Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" oldu. Türkler, tarihlerinde ilk defa kendi dinlerinden nefret eder hale geldiler. "Cemaat" demeye korkar hale geldi, günde beş vakit namaz için cemaat olmaya davet eden ezanlar okunmasına rağmen.
Kurban, Hac ve Namaz ibadetlerinin başlangıç farzı "Allah-u Ekber" lafzı, katliamlarda kullanılır oldu. Dünyada ve de ülkemizde "gerçek İslam nedir?" sorusu, önemli bir soru oldu.
Ülkemizde "bu değerlerin hepsi bir adreste, bir bütün olarak olamaz mı?" sorusu önemli bir soru oldu?
Öyle bir adres ortaya çıktı ki; milliyetçi, şövenist değil; dindar, fundamentalist değil; ulusalcı-cumhuriyetçi, mandacı değil?
Bu adres, bütün oyunları bozmaya muktedir. Kapitalizmi ve onun türevlerini, yok etmeye başladı bile. Bu adres, Müslüman Türk'ün tek kurtuluş adresidir. İslam'ı, dâhili ve harici düşmanların ellerinden bir "silah" olarak kullanımı sona eriyor.
İslam, Ehl-i Beyt'in yaşadığı, mezhep imamların gösterdiği hakikatlerdir. Hünkâr Hacıbektaş'ın Anadolu'yu Türkleştirdiği ve Müslümanlaştırdığı ocaktır.
Bugün bu ocak tüttürülüyor.
Gözlerimizi açalım ve kendimize gelelim. Millet olarak, devlet olarak, fabrika ayarlarımıza dönelim. Bu ayarı bize verecek, bize bizi hatırlatacak, bizi bize döndürecek el, Haydar Baş'ın elidir. O eli öperek, tekrar iyi bayramlar diyorum.
İyi bayramlar göresin Türk milleti!
Bir elinin yağda, bir elinin balda olduğu, bir bayram göresin.
Atatürk'ün arkasında olduğun bayramlar dilerim.
Bağımsız Türkiye gölgesinde, kaynaklarının sahibi, NATO'suz, AB'siz ve ABD'siz bir Türkiye olsun. Herkesin huzur içinde, 80 milyonun bir bilek bir yürek olduğu bir Türkiye umuduyla, iyi bayramlar.