Twitter'da bir hanım kardeşimiz, kadının mağduriyetinden söz ederek, boşanmalarda mahkemelerinde kadından yana olmadığından dert yandı. "Kadına herkes vuruyor. Kimse sahip çıkmıyor" dedi.
Doğru ama kadınlarda kendilerine sahip çıkanı duymadı. Dünya da ilk defa bir siyasi parti, "kadınlara maaş bağlamayı" projelendirdi.
Ne oldu?
Kadınlar yalancıların peşine gitti.
Kadın kadın olalı,"Ev Hanımı Maaşı"nı duymamıştı. Evde yaptığı temizlik, yemek, çocuk büyütme, vb. hemen her emek ücretlendirildi. Evli ve çocuk sahibi, olmazsa da "Ev Hanımı Maaşı" alacaktı. Hem de bin 500 lira?
Üstelik çalışsın veya çalışmasın fark etmeyecekti.
Bu bir seçim vaadi değil.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ekonomi tezinin gereğiydi.
Dünya da ilk defa kadının evde yaptığı iş ve verdiği emek, ekonomide karşılık bulacaktı.
Kapitalizm, kadının evdeki emeğini yüz yıllardır sömürüyor.
Eve temizliğe giden kadınlara para veriliyor da, kendi evini temizleyen, çocuk büyüten bir kadına, bu işler için neden para verilmiyor?
Ha, kadın çalışıyordur, ayrıca çalıştığının karşılığını alır, bu ayrı bir şey.
Kadına maaş verme konusunda, o kadar ıvır zıvır yorumlar dinlemiştik ki, yok kadınlar çalışmaz yatarmış!
Yok, kadınlara daha laf anlatılmazmış!
Ulan senin gibi erkeğin boynu kopsun!
Yıllardır kadını çalıştırıp, kendin kahvede pişti oynadın aciz herif seni!..
Yahut egonu tatmin için, onu ya dövdün, ya küçük gördün!
Kadın para sahibi olunca, sana karşılık verir diye titriyorsun zavallı! Kaldı ki, kadının yaptıkları parayla da ödenmez. Kadın her bireyin ilk öğretmenidir.
Eğer kadınlar Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleselerdi, bugün bir elleri yağda bir elleri balda olacaklardı. Devlet babaları onları bir kuruş ödemeden emekli edecekti.
Maaşa bağlayacaktı.
Cahiliye döneminde kız çocukları diri diri kumlara gömülürlerdi. Kapitalizm kadınları öldürmeyip süründürüyor. Kadının kullanılmadığı hiçbir sektör yok. Ticaretten, siyasete kadar, hemen her alanda kadın kullanılıyor.
Sosyal güvencesiz çalıştırılıyor. Kadının giysisi dahi, bu ülkede önemli bir rant aracı olmadı mı?
Neyse girmeyelim bu konulara ama kadını ancak fıtrata önem veren, "önce insan" diyen bir ekonomi anlayışı kurtarabilir. "İnsan gönüldür" diyen Baş Hoca'nın Milli Ekonomi Modeli, dünya iktisatçılarını o kadar etkiledi ki, birçokları Müslüman oldular.
Sabahtan akşam din anlatanların, Müslüman'ı bile dinden soğuttuğu günümüzde, Haydar Hoca, ekonomi kitabı ile yüzlerce bilim insanının Türk'ün medeniyetini tanıyıp Müslüman olmasını sağlamıştır.
Kadını, çocuğu, genci, yaşlıyı velhasıl insanı, kapitalizmin kurbanı yapmaktan kurtaracak insan merkezli tek model 'Haydarizm'dir.
Çünkü bu modelde "her şey insan için, insan da Allah için" anlayışı var. İnsanları bağımsız kılmanın yolu da bu?
Devlet, vatandaşını kadın erkek fark etmez, doyurmak ve giydirmek zorundadır.
Devlet bu hizmetlerini, senyoraj geliri ve sahip olduğu kaynaklarla yapmalıdır. Kapitalizm "dünya vatandaşlığı" kavramı ile devletleri yok sayıp, kaynaklarını belli kesimlerin ceplerine indirmekte?
Kapitalizme söverek, kahrolsun diyerek, ondan kurtulamayız. Alternatifini hayata geçirmekle, bizi dişlemesinin önüne geçeriz.
Kapitalizm çocuk öldürür. Çünkü çocuk üretmiyor. Kapitalizm kadını sadece kullanır çünkü zayıf.
Şimdi soruyorum: Kadına ve çocuğa maaş bağlayan sistem, onu kapitalizme karşı korumuş olmuyor mu?
Devletler ancak Haydarizmle "Milli" ve "Sosyal" olabilirler. Prof. Dr. Haydar Baş, bunun kitabını yazdı yahu.
Devletin kâğıt üzerinde "sosyal" olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çünkü ekonomi sistemi kapitalizm?
Kısacası kadınlarımızın yüzleri, mevcut sistemde asla gülmez.
Bir düşünün:
Bin bir emekle yetiştirdiğiniz kızınızı, dilinde "Allah-Kitap" düşürmeyen bir FAİZCİ gelip alıyor. Ondan sonra çektiği banka kredileriyle geleceğini yakıyor.
Bu kadın nasıl gülsün?
Krediyi veren banka, o kadar kefil istiyor da, neden para vererek geleceğini yıktığı bir ailenin, kadınından izin almayı gerek görmüyor.
Kadınların hangi mağduriyetini yazalım ki?
Bu gün kadınlarımızın seçme ve seçilme hakkı var ama insan gibi yaşama imkânı yok. Kim ne derse desin?
Geçenlerde, oldukça yaşlı bir annemizin çay dağıttığını gördüm. Ağlamam geldi.
Kendimden utandım.
Kadınlarımız devletten "Vatandaşlık Maaşı" almadıkça mağduriyetleri sona ermez. Yani Haydar Baş başbakan olmadıkça, kendilerine rahat yok. Buna ister inansınlar, isterlerse bu şekilde inanmamaya devam etsinler.