Kafeslenmiş kaplanın ‘pençe’si korkutmaz!

ABD ve Fransa, Barzani ile PKK’nın arasını yaptı. AKP’nin güya, “PKK’ya karşı Barzani’yi kullanıyoruz” savı vardı ya, işte o da çöktü. Fransa ve ABD’den yetkililer, PKK ve Barzani’yi tek havuzda bileştirdiler. Ayrılar mıydı diyeceksiniz?

Değillerdi ama birileri, yıllarca öyle işletti milleti. Hatırlarsanız, Barzani peşmergesi bir 29 Ekim günü Türkiye üzerinden Kobani’ye geçirilmişlerdi. Lahmacun yedirilerek, uğurlanmışlardı!

“Kandırıldık” itirafı gelmese de, Türkiye kandırıldı. Kuzey Irak ile Kuzey Suriye, bileştiriliyor. Türkiye, “buna müsaade etmem” diyerek, “Pençe” gösterdi.

Sayın Fidan Irak’a gitti. Ardından Türkiye, operasyona başladı. Irak’ta ne konuşuldu bilemeyiz ama Irak kâğıt üzerinde bir devlet ne yazık ki. Operasyon sonrası Irak’ın rahatsızlığından anlıyoruz ki, görüşmeler pekte olumlu geçmemiş.

Pilotların verdiği “pençe-kaplan” mesajları, tabi ki değerli. Sadece o da değil: Akdeniz’de Fransız gemisine Türk savaş gemisi üç kez radar kilidi attı. Fransa’dan yapılan açıklamada “Füzelerin ateşlenmesi an meselesiydi” denildi.

Devletlerin tepkileri, insan tepkisi gibidir aslında. Fransa’nın ABD ile Irak’ta yediği naneye, Akdeniz’de cevap verdi. Fransa, Türkiye’yi NATO’ya şikâyet etti. Türkiye’nin mesajı netti: “Burada kuracağınız ne olursa, pençelerim altında ezilir” dedi. 

Ancak şunu görmek gerekiyor:

Bağdat ile ilişki içinde olmamak, Kuzey Irak’ı besledi. Şam ile ilişki kurmamak, Kuzey Suriye’yi besler. Irak’ta yapılan hatalar, bugün telafi edilemez noktadaysa ki, öyle… O zaman, aynı hatalara neden Suriye’de devam ediyoruz.

Suriye’de YPG/PKK’nın bir düşmanı var, o da Şam yönetimi. Şam yönetimi ile değil de, YPG’ye binlerce tır silah veren ABD ile neyi çözebiliriz. Türkiye’nin uçakları var, Irak içinde terör üslerini vuruyor ama aynı uçaklar, nedense sınırda paçavrasını izlediğimiz, Fırat’ın doğusuna yanaşamıyor.

Fırat’ın Doğusu konusunda, ABD’ye verilmiş bir söz mü var? Hatırlanacak olursa, “Fırat’ın batısından doğusuna gidin” diye, iktidarın başı yer göstermişti. Buraya muhtemel bir operasyonu, Trump’ın mektubu durdurmuştu.

Suriye’de Rusya ile “devriye” atıyoruz. ABD ile de “devriye attık, bir ara. Devriye atmak, Suriye’de PKK’nın devlet olmasına engel oluyor mu? Fırat’ın batısı Rusya’nın, doğusu ABD’nin kontrolünde…

Sonuçta bir gerçek ortaya çıkıyor hem Irak hem Suriye bölündü. İki parça birleştirildi mi, alsana fıstık gibi Büyük İsrail!

Rusya, ne yazık ki PKK konusunda ABD’den farklı değil. 

Rusya, ABD’nin oyununa geliyor. Eğer Türkiye’ye bu konuda güvence verse, ABD’den farklı olduğunu gösterse, Türkiye’yi yanına alır. Eğer Türkiye, NATO içinde ise bunda, Rusya’nın da payı var.

Rusya, Türkiye’ye dostluğunu göstermeli. Batı, PKK’yı kullanıyor, Rusya da göz kırpıyor. Rusya, korkularını yenmeli. Türklerle ve Türkiye ile iyi geçinmeli, Batı’nın oyununa gelmemeli.

Atatürk ve Lenin arasında kurulan köprüye sahip çıkmalı. Türkiye’nin de sorumluluğu var, Rusya’nın da. Libya’da Türkiye ile karşı karşıya gelmesi için, Rusya’nın aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım.

Akdeniz’de Türkiye’nin tezlerine destek vermesi, Avrupa’nın doğalgazda Rusya’ya bağımlı kalması demektir. Rusya, kendi altını oyuyor. Akdeniz’deki doğalgaz Avrupa’ya ulaşırsa, Rusya ne halt edecek. 

Türkiye, Akdeniz’de hakkı olanı, asla kaybetmek istemez. Her gün bir ülkenin üzerine gemi sürerek, radar kitleyerek, ne demek istiyor: Ben burada, savaşı göze aldım!

İktidarın, çok yanlışları oldu ne yazık ki… Kıbrıs’ta, Ege’de, Irak’ta ve Suriye’de… Akdeniz’de ise çok geç kaldı. Hataları telafi yoluna gidiyor, çok küçük adımlarla da olsa. Bütün hataları telafi edecek ömrü olur mu, bunu bilemem.

Türkiye’nin devlet olarak unutmaması gereken şey şudur: Akdeniz, Kıbrıs, Suriye, Irak ve Türkiye’nin güneyi ve hatta doğusu, “Büyük İsrail” planı içindedir. Büyük İsrail konusunda sadece ABD değil, Rusya da kullanılıyor. 

İngiltere, Fransa, zaten bu işin dışında değil.

Türkiye “pençe” gösterse de, “kaplan” olarak görülmüyor. Ne zaman güçlü ekonomisi olur, yer altı kaynaklarını devletleştirir. Vatandaşı, işsiz ve aşsız olmaz. Bir lira, bir dolar veya bir lira bir avro olur… Ve hatta nükleer silah sahibi olur. 

O takdirde “pençe” attığında, korku salar.

Ekonomisi ve siyaseti bağımlı, birliği yara almış, etrafı kuşatılmış, içerden teslim alınmış bir Türkiye, düşmana korku veremez. Türkiye’nin aleyhine, her şey bir takvime göre ilerliyor.

Kafeslenmiş kaplanın ‘pençe’si korkutmaz!

Kafeslenmiş kaplanın ‘pençe’si korkutmaz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön