Kapitalistten Atatürk’e asker çıkmaz!

Trabzon, stratejik bir ildir. Atatürk, milli mücadele meşalesini Trabzon'da yakmak istemişti ama güvenlik nedeni ile Trabzon yerine, Samsun'u seçmek zorunda kalmıştı.

Nasip, Samsun ilmizin olmuş. Şüphesiz, bu da bir kader. Olsun, Trabzon veya Samsun fark etmez bizim için. Hepsi, kutsal vatan toprağıdır.

Önceki akşam, Kuvayi Milliye'nin 100.yılı, BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde, Trabzon'da büyük bir coşku ile kutlandı. 

"Bağımsız Türkiye" heyecanı doruk noktadaydı. Sayın Baş, Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurmazdan evvel, 2.Kuvayi Milliye harekerini başlatmıştı. Parti olunca da, "BTP" adını aldı. 

Türkiye'nin kendi güvenliği için istediği silahı alma hakkının dahi bugün gerçek manada elinde olmadığını, ülke olarak aldığımız tehditlerden görüyoruz.

Derdimiz, kimseyi eleştirmek değil, rahat olun. Türk insanı bugün, kişilerden çok, sistemleri konuşmadıkça, asla kurtuluşa eremez. 

Yüz yıl önceki "kuvva" hareketi emperyalizme silahla karşı koymayı gerektirirken, bugün, ekonomi ile karşı koymayı zaruri hale getirmiştir. Bu yüz yılda mücadele, ekonomi öncelikli olup, silah en son olarak devreye girecektir.

İnşallah gerek kalmaz ama Akdeniz, barut fıçısı…

Silahlı savaşlarda dün ittifak etmiş ülkeler vardı bugün de ticaret savaşının tarafları ve ittifak ettikleri ülkeler var. ABD'ye karşı Rusya-Çin bir taraftır ve savaş, dolara karşı "milli paralar" arasında geçmekte.

Ülkeler "kaynak" savaşları verirken, ülkemizde "kaynak" dile bile alınmıyor. Türkiye, savaşı baştan kaybeden ülke olmaz mı? Bor, altın, petrol ve doğalgaz savaşları, nasıl görülmez. Enerji koridorları uğruna, zayıf ülkelerin sınırları fiilen değişiyor.

Münhasır ekonomik bölgeler oluşturmada geç kalmış, kendi içiyle, sistemiyle meşgul edilmiş bir Türkiye, bugün uyansa dahi, neyi, ne zaman yetiştirecek.

İşte, Trabzon'da kutlanılan Kuvayi Milliye'nin 100. yılında, 2.Kuvayi Milliye lideri Baş Hoca, yine her zaman olduğu gibi "ekonomi, milli para ve kaynak" dedi. "Silahsız savaşırız ama buğdaysız savaşamayız" dedi.

30 yıldır söylediklerini, bir kez daha haykırdı. Üzüntülüydü, yer yer ağladığını gördük. Onun gördüklerini bizler görebilsek, ülke bugün bu halde olmazdı.

"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Çok bilen, çok ağlar.  Ülke olarak, ağlanacak haldeyiz çünkü. Onun çok bildiğini, dünya gördü ama bizler göremedik. O, körlere renk tarifi yapıyor. 

Merhameti çok olanın, fırçası ağır olur. Duygu yüklü bir konuşmaydı. Bir babanın evlatlarına, sitemleriyle doluydu konuşmaları. Ülke derdi olanın, bu insanla olması farz oldu.

 Yani iktidardan düşenin yerini, yeni AB'ciler, yeni NATO'cular ve IMF'ciler aldıktan sonra, fark eden nedir. Putin, G20 zirvesinde, Haydar Baş Hoca'dan aldığı teze dayanarak, "liberalizm bitti" diye, dünyaya çaka sattı.

Bugün, Rusya yerinde biz olmalıydık. Bunun sorumlusu, BTP'yi iktidar etmeyen, bir muhtarlık dahi vermeyen bu halktır. Ve bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Bu halk, benim ben. Ben de ödeyeceğim, sen de ödeyeceksin!

Türk milleti için yazılmış bir tez, bu millet hariç, herkese yaradı. Baş Hoca, nasıl sitem etmesin, nasıl kahrolmasın. Düşman, gelmiş sınırda, hatta sınır içinde, ama Türkiye celladından medet umuyor.

İngiltere'den,  destek alan siyasetçilerden  ne "Baba" olur ne "can". Neymiş, Londra finans çevreleriyle arası iyiymiş, bize kredi getirir, biz de ekmek yeriz. Vay anam vay!..

"Irak'a ilk bomba düştüğünde, kredi dilimi serbest bırakılacak" diyen kimdi, hatırlayın.

Ben kişileri konuşmuyorum, dikkat edin. Ben, küresel finans oligarşilerinin içimizdeki istasyon şeflerinden bahsediyorum. 

AB desteği ile Melih'te iş görse aynı, Mansur iş görse aynı. Partileri önemli mi yani. Düşman kapıya gelip dayanmışken, askeri terhis eden iktidarla, bu terhise bir eleştiri dahi getirmeyen "muhalefet" arasında fark ne!

Biz partiler uğruna birbirlerimizi yerken, yabancılar kaynaklarımızı yiyor. Bugün Atatürk yaşasaydı, silahla değil, ekonomi ile savaş verirdi. Nitekim önce silahla mücadele verdi, sonra ekonomi ile.
Dünyada, Batı Emperyalizmine karşı verilen savaşın adıdır, Haydar Baş.

Dünya bunu kabul etmiş, sen ister et, ister etme!

Devletler "Haydar Başçı" olmuşken, sen necisin!

IMF'ci, AB'ci, ABD'ci, NATO'cu, Soros'çu, FETO'cu,  aklınıza ne gelirse. İster sağ elini kaldır, isterse sol. Vallahi hiç bir önemi yok. Ekonomi anlayışını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!

Kapitalistten Atatürk'e asker çıkmaz!

Kimse kendini kandırmasın.

Kapitalistten Atatürk’e asker çıkmaz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön