Pazar günü Ankara'daydık.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin 6. Olağan Kongresi vardı.
Ekrem Sayan Bey'in aracı, Ziya Talip Bora'nın şoförlüğünde bizi İstanbul'dan Ankara'ya uçurdu adeta. Kendilerine teşekkür ederim.
Yolculuğumuzdaki nezaketleri ve ikramları için de, ayrıca teşekkür ederim.
Yolculuk zordur. O yüzden Allah, namazın 4 rekâtlık farzını ikiye indirmiş. Ama dostlarla yolculuk, bir zevke dönüşür. Hele de, kutsal bir amaç için, yapılıyorsa? Ayrılmak istemezsiniz.
Sohbetler, türküler, ilahiler ise yolculuğun başka nimetleridir. Türkü de söyledik, ilahi de? Daha başka nimetleri de var ama burada söylemeyeyim!
Sır kalsın!
İnsanın kızınca söylediği şeyler. Türkü veya şarkı dışında? Söylüyorsun, bir güzel rahatlıyorsun. Dönüşte benim oğlanı, Ali Örpek ve Hüseyin Turan'ın aracına bindirdim, rahatlamak için!
Böyle genç yaşta, alışmasın, bu tür bir rahatlama yöntemine, nasıl olsa ileri de öğrenir!..
Geçen seçimde çekilmiş ama ben yeni izledim videosunu. Adam eline almış bir kamera, sokak sokak geziyor. "Haydar Baş, 5 bin lira verebilir mi, ne diyorsunuz?" diye, önceden seçtiği tiplere tabi?
Maksat, "5 Bin Lira Asgari Ücret" konusunu sulandırmak. Suratına baksan, şeye benziyor. Bir tutam IŞİD sakalı, başta Hint fesine benzer bir takkesi var.
Hani anlamayıp ta, öğrenmeye çalışsa, eyvallah?
Veya tarafsız kalıp, adam gibi soru sorsa, yine eyvallah?
Soruyorum: Böyle bir olay karşısında, nasıl bir rahatlama yolu seçerdiniz?
Utanmayın, söyleyin!
Yedi sülalesine, giydirerek, değil mi?
Aynen.
İyi de giydiririm ha, duyanlara sorabilirsiniz!
Bizim Ziya, gülmekten yerlere yatar. Gülmek için bana katlanır, canı sağ olasıca!..
Neyse?
Adam ne sorsa beğenirsiniz: Madenler yabancılara verildi. 2023'e kadar dokunamıyoruz, ne dersiniz?
Nenenin evi derim!
İngiliz hıyarı seni!
Belli ki videoyu çektiğinde, Cengiz'e verilen Artvin Altın Madenleri henüz ortaya çıkmamış. Gerçi çıksa da bir şey değişmez, bu kod kafalı için. Çünkü kafayı görseniz, bana hak verirsiniz.
Kafanın dışını diyorum, içine bir şey demedim daha!..
İçi zaten BOP'tan şeylerle doludur. Çünkü bir ülkenin madenlerinin yüz yıllığına yabancılara verildiği gibi bir yalanı, kafada beyin olan herkes çözer.
Madem yabancıya verildi, bu yabancı kim?
Mesela Cengiz gibiler yabancı mı?
Madem yabancıya verildi, ruhsatı niye Türkiye veriyor?
Üstelik Lozan'ın maddeleri ortada? "Gizli madde" varsa, siz nerden biliyorsunuz?
Madem "gizli" nasıl öğrendiniz?
Değil mi?
Gizli madde yok ama gizli bir yalan var. Hepsinin ağızlarında sakız. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "kaynaklar" çıkışı, yerli şeytanların feleğini şaşırdı!
"5 bin lira veremez" diye şeylerini yırttılar. Öfkeden deliye döndüler. Madem "veremez", madem "gücü yok", sizde ki bu ataş ne!
Sayın Haydar Baş dediyse, bunu mutlaka verir. Bunu çok iyi biliyorlar. Onlar sadece uşaklık yaptıkları, efendileri adına endişelenip, öfkeleniyorlar.
Öyle sakallı, fesli veya cübbeli olmalarına bakmayın, onların çoğu İngiliz, ABD ve İsrail ajanıdırlar.
Kalbinde zerre iman olan, vatan ve ülke sevgisi olan,"madenlerin millete ait olduğu gerçeğinden, rahatsız olur mu?
Çok iyi biliyorlar ki, vatandaş mevcut partileri seçmiş olsa da, herkesin aklı "5 Bin Lira Asgari Ücret"te kaldı!
Kaynaklarda kaldı!
"İş Aş Haydar Baş" ta kaldı!
Ya millet bu gerçeğin peşine düşerse diye, ödleri patlıyor. Onun için şey tiplilerini, sokaklara salmışlar.
Korkunun ecele faydası yok!
Haydar Baş Sistemi, mutlaka iktidar olacak.
Türkiye mutlaka, BAĞIMSIZ OLACAK!
Üstelik bu gibi kaz kafalılar ne bilsin ki, Prof. Baş'ın tezi, sadece madenlere dayanmıyor. Senyoraj gelirinden haberleri bile yok. Anlamazlar ki?
Üstelik Haydar Baş Allah'a, onlar Papaz Malthus'a inanırlar!
Her an bir oluşta ve yaradılışta olan Allah'ın, kaynakları nasıl "sınırlı" olur?
Sınır kaynaklarda değil, akıllarda!
Akıllarına kapitalizmin sınır koydukları, Prof. Haydar Baş'ın "Kaynaklar Sınırsız" tezini, Allah'ın "nimetlerim sonsuz" beyanını anlamalarını elbette beklemiyoruz.
"İnsanların çoğu yanlıştadır" Kur'an öğretisi ortada iken, "azınlıkta" kalmak gibi bir kompleksimiz de yok.
Çünkü biz biliyoruz ki, "Nice az bir topluluk Allah'ın izniyle çok büyük bir topluluğa gâlip gelmiştir?"
"Kaynak" diyenler, "kaymak" diyenleri yenecektir!
Bunda zerre şüphem yok.
Ankara'da, iki kongre vardı aynı gün.
Birinde bağımsızlık vardı, ötekinde bağımlılık?
Birinde nur vardı, ötekinde kir, diyeceğimde, alınacaklar!
En iyisi "kutu" vardı diyeyim!
Baş Hoca'nın sadece projeleri keramet değil, alıp verdiği nefes bile keramet. Emin olun böyle? O salonda, yanımda ki dostlarım şahit, neyse bende kalsın!
Kalın sağlıcakla?