Namaz bahane Bizans şahane!

Ayasofya’da ilk Cuma, büyük bir şovla kılındı. Kılıçla hutbeye çıkıldı, günün anısına akçe basıldı. Tıpkı Osmanlı padişahlarının yaptığı gibi… Yeni ele geçirilen bir beldede, Osmanlı aynen böyle yapardı.

Kılıçlı hutbe verilir, para basılır, bir de top atışları yapılırdı. Hadi işin bu kısmını görmeyelim, peki “lanet” okumak da neyin nesi!..

Emeviler, camilerde Hz. Ali’ye lanet okurlardı. 

Bir Cuma’da ne çamlar devrildi. 

Kılıçla çıkılan hutbede, “Haç” fotoğrafı bile verildi. Sayın Ali Erbaş’ın ihtisas alanı Hıristiyanlık…

FETÖ yolu olan Dinlerarası Diyalog, Erbaş’ın da yolu. Suat Yıldırım, Adil Öksüz’lerle bağlantıları, kamuoyunun ne kadar bildiği şeyler.

“Kimler, kimlerle beraber, kadere bak!” denilmiyor, nedense!

Ayasofya konusu küresel bir projedir.

Osmanlı oluyoruz!” diye nara atarak, Cuma’ya koşanlar, acaba özelde Ayasofya’nın genelde İstanbul’un başına ne çorap örüldüğünün farkındalar mı?

Hiç sanmıyorum.

Gündüz vakti “AB’ye giriyoruz” diye Ankara’da havai fişekler patlatılmıştı, hani nerede Avrupa!

Girdik mi Avrupa’ya!

AB kılıfıyla, bütün tezgah Kıbrıs üzerineydi. 

Kıbrıs, ne yazık ki, eski Kıbrıs değil. 

İstanbul da eski İstanbul olmayacak. İstanbul konusunda, Türkler karar verici olmaktan çoktan çıkartıldı. Eskiden beri İstanbul’u üçe bölmekten söz eden siyasiler olmuştu. Ayasofya meselesini, Kanal İstanbul ile birlikte düşünün. BOP’un içinde Kıbrıs da var, İstanbul da.

Dünyayı İstanbul’dan yönetmek istiyorlar. Bunu, aylar önce yine yazmıştım. 

Şimdi bizi namazla, kılıçla kandırıyorlar. Oysa iş başka…

İstanbul’u “üç dinin merkezi” yapmak istiyorlar. Dikkat ederseniz Vatikan’ın bu işe tepkisi hiç olmadı. Yunanistan’ı boş verin, onlara hesaba katan yok. Ortodoks dünyası konusunda güç Rusya’da, Yunanistan’da değil.

İstanbul, bütün inançların merkezi yapılmak isteniyor. Bunu gizlemiyorlar bile; Dilipak, "İstanbul Ortodoksların da merkezi olacak” diye açık açık yazdı.

İstanbul’da Bizans, yeniden kuruluyor!
22.01.2019 tarihli “İstanbul içinde Bizans yeniden kuruldu” yazımı tekrar hatırlatırım. 
(http://www.yenimesaj.com.tr/istanbul-icinde-bizans-yeniden-kuruldu-H1311355.htm)

Sizlere başka bir şeyi daha hatırlatayım:

Papa, İstanbul’a geldiğinde, Ortodoks ve Katolik dünyası, ortak bir ayin yapmışlardı. 960 yıl sonra Katoliklerle Ortodokslar, İstanbul’da barışmışlardı. O zaman sormuştum, şimdi de soruyorum; kim için barıştılar?

Tabi ki, İstanbul için!..

Bunlar çok önemli gelişmeler. 

Ayasofya’da;

Namaz bahane, Bizans şahane!

Ali Erbaş’ın dahi Diyanet’in başında olması tesadüf değil. 

Erbaş’ın elindeki kılıç bile Osmanlı değil, Bizans kılıcı.

Ali Erbaş, Diyanet reisinden çok, Bizans azizine benziyordu. Sayın Erbaş’la bir derdim yok, bütün derdimiz İstanbul’a ve Türkiye'ye biçilen misyonla alakalı. İstanbul’la alakalı bildiklerimin tamamını ne yazık ki söyleyemem.

Çok şey, şifrelerde gizli. Bıyıkları sıfıra verilmiş, sakalları uzatılmış bazı tiplerle, üzerinde üçgen içinde gül olan tişört giymiş bazı tiplerin(Tapınakçıların), birlikte verdikleri günün fotoğrafına iyi bakın. O fotoğraf, “dinlerin kardeşliği” mesajını, bir 24 Temmuz günü, Ayasofya önünde verdi.

Neden 24 Temmuz?

Lozan Antlaşması’nın olduğu gün özellikle seçildi. Sayın yetkililer, bu işlerin ne kadar farkında, bilemem!

Ayasofya’nın aslında Haç’a açıldığını anladığımızda, her şey bitmiş olacak. Ayasofya’ya cami tapusu vererek ve “müze” yaparak kilise yapılmaktan kurtaran Atatürk’e lanet okuyacağınıza, böylesi büyük projelerin sahiplerine lanet okuyun!

Fatih’in değil ama Atatürk’ü karalamak için Nursi’nin Fatih adına uydurduğu “vasiyet” yalanını hutbede okumak, çok büyük bir nursuzluk örneğidir. Diyelim Fatih’in vasiyeti var, Fatih peygamber mi haşa!

Vasiyeti olsa ne olur!
Ama böyle bir vasiyet, gerçekten yok.

Son olarak, olaya siyasi açıdan değil de, manevi açıdan bakarsak, Ayasofya,  Kabe değil. Veya Mescidi Aksa, Mescid-i Nebevi değil. İslam’dan önce Hıristiyanlar için yapılmış bir kilise, neden Müslüman için kutsal olsun.

Kutsal olan İstanbul, Ankara, bütün bir vatan toprağıdır. Ayasofya da, bu vatan toprağı içinde bulunan, Türk’ün hükümranlığı altında bir tarihi yapı ve söz sahibi de Türklerdir. İster cami yapılır, ister müze ama asla, hem cami hem kilise olamaz.

Bu ülkede 50 bin kilise evi açılırken aklına lanet okumak gelmeyenlerin, söz konusu Atatürk olunca lanet okumaları, Atatürk’ün İstanbul’u İngilizlerden almasından değilse, ben de bir şey bilmiyorum!

İzmir Alaçatı Pazaryeri Camisi  kiliseye çevrildi.
Neden lanet okumuyorsunuz!
Namaz vakitlerinde araya perde çekiliyor, o kadar.
Kilise-cami birlikte…
Bu, ne korkunç şey! Allah'ım!
Hak ile batıl, bir arada…

Ayasofya için de yetkililerin, “bütün inançlara cevap verecek” sözlerinden, neyi kasdettiklerini anlamayacak kadar saf olmayın.
Osmanlı değil, Bizans yeniden kuruluyor.
Olan İstanbul'a ve Türkiye'ye olacak.

Ayrıca kimse oyuna gelmesin.
İngiltere ve ABD, Türkiye'de halifelik istiyorlar. Bunu, Türkiye'yi iç savaşa götürmek için istiyorlar. Sonrasında ise amaçladıkları "dünya devleti"ni, İstanbul'dan yönetmek istiyorlar. Çakma halifelik, Katolik-Ortodoks ve yahudilik, İstanbul merkezli olacak.
Emperyalist hesap, ancak Türk milletinin uyanık olması ve birlik beraberliğini muhafaza etmesiyle bozulur.

Namaz bahane Bizans şahane!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön