Ne olur hocam bizleri affet!

Merhum liderimizin vefatı bir hafta sonra üç ayını doldurmak üzere… Ruhumuzdaki acı, içimizdeki sızı, bir türlü geçmiyor. Meğer bizleri ne kadar da seviyormuş. Anladım ki aslında biz değil, o bizleri seviyormuş.

Eğer o bizleri sevmeseydi, onun yokluğu bizlere, bu kadar acı vermezdi. Onun yaşadığı iman ve ahlak ölçüleri içinde, hayatımızı devam ettirmek mecburiyetindeyiz. O, her konuda bir ölçü insanıydı.

Hayatı devamlı olarak, ifrat ve tefrit çizgilerinin dışında yaşadı. O bir gönül insanıydı. Fikir ve mana insanıydı. Dahası, aşk insanıydı. Her anını, dolu dolu ve bir ölçü içinde yaşadı. Allah, Peygamber ve vatan aşkıyla yaşadı.

Sevgisinde de ölçü vardı, nefretinde de…

Merhametinde de ölçü vardı, adaletinde de…

Allah için sever, Allah için buğz ederdi. 

Müslümana buğz etmemek, Üstad’ın çok önemli bir vasfıydı. “Senin buğz ettiğin, imansız gider” demiş, kendi üstadı. O yüzden, Müslüman’a buğz etmemek, Üstad'ın çok önemli bir çizgisiydi.

Onun buğzunu almak için, fiili olarak vatan ve Allah, kitap düşmanı olmanız gerekir. Bir gün sordu "adalet mi, merhamet mi!” diye, ben de “siz daha iyi bilirsiniz” dedim. “Yöneticinin adaleti merhametinden daha önemlidir” dedi.

Çok nazik ve kibar bir insandı. Misafiri çok sever, çok değer verirdi. Misafirine kapıya değil arabasına kadar eşlik ederdi. İnsanlarla arasına asla mesafe koymazdı. “Benim görevim, insanları eğitmek” derdi.

Hayatını insan eğitimine adamıştı. “Tanıştığım ilk yılları hatırlıyorum da, cahil cesaretimle sorduğum sorulara nasıl sabretmiş” diyorum. Sabreder, eğitir ve öğretirdi. 

 Peygamberimiz Veda Hutbesi'nde soruyor, “Ben sizlere karşı görevimi yaptım mı?” diye, sahabeler hep bir ağızdan “Yaptınız, Ya Resulüllah!” diyorlar. Bu soruyu, sadece Peygamber değil, herkes sormalı bence. Bir baba çocuklarına sormalı, bir hoca talebelerine sormalı, bir lider halkına veya kendini takip edenlere sormalı…

Liderimiz, hocamız, babamız, bizlere zaman zaman sormuştur. Allah şahit ki, o bizlere karşı görevlerini fazlasıyla yapmıştır. Bu topluma, bu ülkeye ve bu vatana karşı vazifelerini fazlasıyla yapmıştır.

 Nereden baksanız, lise mezunu olduktan sonra başlayıp, üniversite mezunu “Haydar Hoca” olunca devam eden, uyarıcı, irşad ve ikaz edici, yönlendirici ve birleştirici bir kişilik olmuştur. 

12 Eylül’de içeri alınıyor. Hapishanede bile sağ, sol birbirini yerken o sağı da solu da birleştiriyor.

Hapishanede sağ ve sol birleşip, arkasında Cuma kılmıştır. Hapishanede başlayan bu çizgi, Baş Hoca’nın kaderi olmuştur.

12 Eylül’ü dava edip tazminata mahkûm eden, Türkiye’de tek insandır.

Türkiye, öyle bir değerini kaybetti ki, farkında değil. Biz, Baş’ımızın arkasından, hem kendimiz için ağlıyoruz, hem ülkemiz için. Sosyal medyadan, “Hiç bir araya gelmedik ama Haydar Hoca’yı özlüyoruz” diyen insanlar oluyor.

İnsanların birbirlerini özlemesi için, bir araya gelmeleri gerekmiyor, aklın ve gönlün yolu birdir. Emin olun, Haydar Hoca da, sizleri ve hepimizi özlüyor. Onun gönlü öyle bir ummandı ki, bu ülkeye ait olan her şey, o gönülde yüzerdi.

 “Derya içinde yüzen balık, derya halin bilmez” denir. 

Balık bilmese de, Halik bilir. 

Ancak Ehl-i Beyt’in yolundan bir insanın ölümü, insanı bu kadar yakar. Hem yolundan hem soyundan olduğu zaman, işte böyle yakar, kavurur, geride bıraktıklarını. Ne yapsak, acımız dinmiyor. 

 Birbirimizi kucaklar, bağrımıza basarsak, acımız diner. Birbirimizi çok arayıp, çok soracağız. Kenetleneceğiz. 

Hocamız bizi hangi halde görürse üzülür, hangi halde görürse sevinir, bunun farkında olacağız.

İnsanı “gönül” sayan, gönülden dostlar var.

“Gönül” deyip geçmemek lazım… 

“Eğer kendini yöneteceksen aklını, başkalarını yöneteceksen kalbini kullan…” demişler. Liderimiz hem aklını, hem gönlünü kullandı. Aklıyla dünyaya, gönlüyle sevenlerine yön verdi. 

Dünya, Milli Ekonomi Modeli ile kendine yol bulurken. Ülkemiz, Türk ve Müslüman dünya, Hoş Geldin Atatürk ve Ehl-i Beyt eserleriyle bir ve beraber oluyor. Allah, senden sonsuz kez razı olsun. Ne olur Hocam, bizleri affet!

Bizlere hakkını, helal et!

Ne olur hocam bizleri affet!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön