Nurculuğun sonu ABD bayrağı öpmektir

Araya bayram girdi, yazamadım.  

15 Temmuz'un baş faillerinde Adil Öksüz'ün eşi ve kayın biraderi ABD'de görüntülenmişti. Kayınbirader, ABD'de galericilik yapıyor. İşyerinde ABD bayrağını öptüğü görüntüleniyor.

 Sadece kendisi öpmüyor, elamanına da ABD bayrağını öptürüyor. Ayrıca bir grup "nurcu" ile gece kiliseye gittikleri görüntüleniyor. Kilise, gündüz Hıristiyanlara, gece nurculara açılıyor. 

"Nurculuk" işte budur.

ABD bayrağını öptüren sürecin adıdır. Bir kişi "nurculuğu" seçtiğinde geleceği nokta, kiliseye gitmektir. ABD bayrağını, öpmektir. Çünkü Sait Nursi'yi takip edip, eserlerini okuyup, Müslüman kalmak, neredeyse imkânsız.

Nurcuları tekfir mi ediyorum, hayır. Uyarıyorum. Müslüman'ın Müslüman üzerindeki haklarındandır. Gülen'in;  Papa'ya "mektup" verip, "Papalık Konseyi misyonunun parçası olarak, huzurunuzda bulunuyorum!.." (8 Şubat 1998), çıkışı, Nurculukta bir milattır.

Gülen'in bu evrilme ve çevrilmesini, bütün nurcular ayakta alkışlamış,  "zaten üstat bizden bunu istemişti" diye onaylamışlardı.  "Kırkıncı Hoca" olarak bilinen "nurcu önder", bu sonucun Sait Nursi isteği olduğunu teyit etmiş, "Papa'nın gizli Müslüman olduğunu" dahi iddia etmişti.

"Gizli Müslüman" Papa görmedik ama "gizli kâfir" hoca efendiler gördük.

Neyse.

Yani, Gülen'in "yoldan" çıkması söz konusu değil(!) tam tersi Nursi yolunun tam ortasında bir adam. Gülen yok ama yolu "duble yol" gibi işliyor, ne yazık ki. 

Sait Nursi  "okuyucuları" ve "yazıcıları" "Anzaklar da imanlı" Nursi açılımı ile Ehl-i Kitap'a "imanlı" gözüyle bakmaya devam ediyorlar.

Ehl-i Kitap ifadesi, Kur'an'da Yahudi ve Hıristiyanlara verilen isimdir. Onlara  "imanlı" gözüyle bakmak, kişiye yeri ve zamanı geldiğinde, ABD bayrağı öptürür. "Vatan sevgisi en büyük zaaftır" diye saçmalatır. 

Brüksel'in şefaatçisi" yapar ve gün gelir, kendi askerine silah doğrultur. "Dışı Müslüman içi kâfir" insan tipi yetiştirme işi, CIA eliyle Gülen ve Nursi'gillere verilmişti. 

Bu görevin ilk sahibi Nursi'dir.  Nursi, Papa'ya ilk mektup verip Yahudi ve Hıristiyanlarla bir "ittifak" içine girmeyi teklif etmişti.

Nursi'nin Papa XII. Pius'a verdiği mektubun bir benzerini, Gülen, Papa 2.John Paul'e vermişti. Nursi'de "ortaklık" teklif etti, Gülen de. Nursi de NATO'da birleşti, Gülen de. Her ikisi de,  Sovyet Rusya'yı "mutlak küfür" sayarken, Batı'yı "iman ehli" saydı. 

Yani olay sadece "dini" bir anlayış, bakış değil, NATO ve ABD siyasetidir. Her ikisi de güya siyaset dışı ve hatta siyaseti  "şeytan işi"  olarak tanımlarken, ABD adına siyasete ve devlete "sızmayı" ise "nur yolu" saymışlar.

"Nurculuk" Müslüman bünyesini sarmış, bir urdur. Olay, bir milli meseledir. "Nurculuk" Müslüman'ı Hıristiyan rıhtımına taşımaktır. Kore'de bir millet ama iki devlet var değil mi? Güney Kore, Kuzey Kore diye?

Güney Kore, Moon Tarikati tarafından Hıristiyan yapılmış bir ülke iken, Kuzey Kore, buna direniyor. Güney Kore'nin Batı'dan hiçbir farkı yoktur. İlginçtir, ABD yanında Kore'de savaşmak için bu Nursi neler yapmıştı.

Kurtuluş savaşına katılmak yerine, Çamlıca'da kitap yazmayı tercih eden bu nursuz, Kore'de savaşacak kadar gözü kara olabiliyor. "5 bin şakirtle Kore'ye giderim" diyebiliyor. Neden? Kore'de ABD var, Kore'de, NATO var. 

Adam, Allah'a değil NATO'ya bağlı…

Peygambere değil, ABD'ye bağlı?

CIA eski görevlisi Graham Fuller Nursi'yi ve eserlerini(!) neden öve öve bitiremiyor, anladınız mı? Atatürk'e öfke kusarken Nursi'yi göklere çıkarıyor. Bu Fuller, 15 Temmuz organizatörlerinden çıkmıştı, hatırlayın.

 Yunanistan'a kaçan helikopter içinde, bu it de vardı.

Müslüman, ajanlarla birlik olan, ABD ve NATO'ya bağlılığı "iman esası" gören, ABD-NATO dışındakileri "mutlak küfür" sayarken, Atatürk'e  "deccal"  diyebilen, bir öğretiye, bir anlayışa, bir inanca "İslam" demek, ihanetlerin en büyüğüdür.

Bunla,  ABD'nin bayrağını öpmek şöyle dursun, ABD başkanlarının kı.ını bile öper. Çünkü "nurculuk" Hıristiyanlık aşısıdır. Bu aşıyı olan, eninde sonunda, ABD bayrağı öper, Yunan'a sığınır. Kendi devletine ve milletine kurşun sıkar.

İngiliz'e asker olmuş Anzakları, "cennetlik" gören birinin, Mehmetçiğin başkomutanını "cehennemlik" görmesi kadar, doğal bir "nursuzluk" daha ne olsun. İçine FETO kaçmış bahanesiyle okul ve hastane kapatanların, Nursi eserlerine "diyanet" zırhı giydirmeleri, ihanet işleri sayılmalı.

"Feto çıktı" diye harp okullarını kapatanların, "feto"nun çıktığı "okul" olan "Nurculuğu" adeta koruma altına almaları çok düşündürücü doğrusu. "Acaba Nurculuk NATO korumasında mı?" sorusunu akla getiriyor.

Aklı, ruhu, belki de kabri dahi Vatikan'da olan birine "Bediuzzaman" demek, Allah'ım sen imanımızı muhafaza eyle? Türkiye içinde "Nurculuk" yoluyla bir "Güney Kore" çıkarmak isteniyor. Yüzde 99'u "müslüman" olan toplumdan, yüzde 10 Hıristiyan yeni bir azınlık, oluşturmak isteniyor.

"Nurculuk", işte bu dönüştürme işinde kullanılıyor. Kökleri çok "derindir", nurculuğun. FETÖ'nün sadece kaporta boyaları döküldü, kendisi duruyor. Herkes aklını başına alsın.

Nurculuğun sonu ABD bayrağı öpmektir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön