Usta yorumcu merhum Neşat Ertaş'ı bilmeyen yok. Babası Muharrem Ertaş'ın yerini fazlasıyla doldurmuş, bir halk ozanımız. Hayat hikâyesini anlatırken, unutamadığım bir anısını dinlemiştim. Kendini, "ozan" sanan bazı isimlerle, mecburen aynı atışma ortamında bulunmuş bir seferinde. Usta ve çırağın aynı muamele gördüğü ortam, Neşat ustayı sıkmış. Sazı eline alana, "usta" denildiği bir ortammış, anlaşılan?
Önce diğerlerine söz verilmiş ama onlar Neşat ustaya mecburen, "izin var mı?" diye sormuşlar. Formaliteden yani? Neşat Usta ise "tabi, izin var da, bir de ricam olacak" demiş.
-Buyurun, demişler.
Neşat Usta: "Babam Muharrem Ertaş'tan çalmayın, benden de çalmayın, başka ne çalarsanız, çalın!.." demiş.
Çakma ozanlar birbirlerine bakmışlar. Ve öyle, sazlarıyla kala kalmışlar. Çünkü baba-oğul bu iki büyük ozandan, çalmadıktan sonra, söyleyecekleri hiçbir şey yok.
Bunu niye anlattım, az çok anlaşmışsınızdır!
Bütün adayları ve siyasi liderleri, bir ekranda toplayalım. Hiçbir ekranda kendilerine yer verilmeyen, Prof. Dr. Haydar Baş'ta mutlaka olsun. Ve bütün Sayın liderlerden, adaylardan, Sayın Baş'tan çalmadan, ekonomik çözümlerini dinleyelim.
Baş Hoca'dan çalmadan, ekonomi vaatlerinin ne olduğunu anlatsınlar. Ama kaynaklarıyla isteyelim. Bu "çalıntı" vaatleri, nasıl yapacaklarını soralım. Kapitalizm içinde kalarak, bunları nasıl başaracaklarını dinleyelim.
-"Buyurun, saz da sizde, söz de sizde", diyelim.
Çalamadan durabilirler mi, hepimiz görmüş oluruz. Yani tezi çalmaktan söz ediyorum. Eminim hepsi, o çakma ozanlar gibi sus-pus olurlar.
Fatih Portakal'ın sunduğu haberleri dinlerim. İki de bir Fatih Bey, "Ey liderler ekonomiden söz edin!" diyor. Fatih Bey, çok bekler. Onlar, ekonomiden asla söz etmezler?
İyi de Fatih beyciğim siz neden bir kelime, Haydar Baş'tan söz etmezsiniz?
Ekranlarınızı açarak, şu soruları, soramaz mısınız?
-BTP, neden seçimlere girmiyor?
-Size ait bir ekonomi modeli var ey BTP, buyurun anlatın!
-Modelinizi, diğer sistemlerden ayıran özelikler nelerdir?
-Rusya başta olmak üzere, dünyanın yarısı bu modeli kullanıyor, oysa bizim ülkemizde tartışılmıyor bile niçin?
-Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ı Duma meclisine davet ederek, modelini dinledi, hem de 2013'te, biz neden duymadık?
Sayın Portakal, ekonomi ile ilgili bir şey durmak isterse, iki de bir ittifaklara sesleneceğine, bir kez de, ittifak dışı bırakılan BTP- Haydar Baş'a sormaz mı?
Sorumlu gazetecilik, bunu gerektirmez mi?
10'uncusu Bursa'da yapılan Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ne bir kameraman gönderip, haber yapamaz mıydı? Madem "ekonomi" ile ilgili bir şeyler dinlemek istiyor? Tabi eğer Sayın siyasiler gibi "ittifaklar" gibi tiyatro oynamıyorsa!..
Kıymetli dostlar!
Türkiye'nin ekonomisinin batacağını, bu işin sonunun kötü olacağını, olayın "milli güvenlik" ve "ulusal bütünlük" yönlerinin olduğunu, yüzlerce defa, onlarca yıldır, anlatıyoruz. Deveye hendek atlattık, bu topluma laf anlatamadık.
Çünkü medya ele geçirilmiş "yandaş-muhalif" fark etmiyor, hepsi BOP'un bir şekilde içinde? Bundan şüphesi olan, "ay'a dört şeritli duble yol"a inansın!
Türk ekonomisi, şiddetli ağrılar içinde, ölüm döşeğinde, hatta öldü. İngiliz ağrı kesicileri asla işe yaramaz. İngiltere'den iktidara seçim nefesi aldıracak "ilaçlar", Türk milleti ve devleti için "ötenazi" haplarıdır.
Bu işin ustasına gitmeden, doktoruna varamadan, ölüyü diriltecek bir teze ulaşmadan, ne ülke kurtulur ne devlet, ne de millet. Bunu, devletini ve milletini seven herkes bilsin.
Seçimler Türkiye için çare değil. Çare olmadığını, seçimlerden sonra yaşayarak daha iyi göreceğiz. İngiliz hapları, neyin karşılığında verildi, hep birlikte anlayacağız.
Türkiye, açlığa mahkûm edilecek.
Türkiye, Kıbrıs'ı kayıp edecek.
Türkiye, Ege'yi kayıp edecek.
Türkiye, Akdeniz'den kovulacak.
Türkiye, Güneydoğu'sunu ve hatta Doğu'sunu kayıp edecek.
Türkiye, Karadeniz'ini kaybedecek.
Türkiye, İstanbul'unu kaybedecek.
Türkiye, "Kanal-İstanbul" ile Montrö'yü kendi elleriyle geçersiz kılıyor, görmüyor musunuz, bunun bir Amerikan projesi olduğunu?
Ne yazık ki bunlar, "komplo teorileri" değil, yakın ve gerçek tehlikelerdir. 20 yıldır FETO tehlikesini anlattık, bazıları "komplo teorisi" demişti. Herkes anladı, 15 Temmuz gecesi?
Ölmüş ekonomiye İngiliz ağrı kesicisi fayda vermez. Kötü ekonomiye "dış güç" kılıfı geçirenler, "çare" diye dış güçlere koşuyorlar.
Dinlemeyin, bu samimiyetsizleri!
Dinlemeyin tez ve model hırsızlarını!
Hepsi birlikte tiyatro oynuyorlar.
Selim Kotil kardeşimin ifadesiyle, Haydar Baş'ın projelerini değil, kapısını çalın!
Lütfen!