Onlar Çin’den ilim değil sarımsak alıyorlar!

İslam dünyasının hali içler acısı… Sadece Türkiye değil, ne yazık ki hiç birinin diğerinden farkı yok. Türkiye'nin gündemi "patates, soğan" çünkü Türkiye aç… Çünkü Türkiye yoksul. 
Türkiye üretmiyor.
Türkiye düşünmüyor.
Okuduğumuz kitap "oku" diyor oysa. İnandığımız din "aklediniz" diyor oysa. Gerçekten okuduğumuz ve inandığımız söylenebilir mi? 
Çin gibi bir ülke yapay zekâyı konuşuyor. Ülkenin en etkili kanallarının haberlerini, iki yapay zekâlı robot sunuyor. Biri kadın, diğeri erkek görünümlü, oldukça şık giyimli insanımsı iki robot, Çin televizyonlarında haberleri sunuyor. 
"Bizim yandaş kanallarda da benzer robotlar iş görüyor" diyebilirsiniz!
Valla, siz de haklısınız!
Robotlara ne yüklerseniz, onu ekranlara taşıyorlar. Bizimkiler de aynı, hatta daha fazlası var! Bizim robotlar insan gibi yiyip içiyorlar bile!
Yani dünya çok farklı şeylerle meşgul.
Bilim bizde olmalı iken; “akletme”, düşünme ve felsefe bizde olmalı iken ne yazık ki düşünmeme, akletmeme ve asla sorgulamama bizde var. 
20 yıldan fazla belediyeleri, 17 yıldır ülkeyi yönetenler, öyle vaatlerde bulunuyorlar ki, onlara denmiyor, “madem öyle bunca yıl niye yapmadınız?” diye.
İktidarın esprili ve matrak İstanbul adayı Binali Bey, "Deprem olsa toplanacak meydan kalmadı. Biz deprem merkezleri oluşturacağız" diyebiliyor. Normal zekâlı(!) robotlar da bir güzel alkışlıyorlar Binali Bey'i. 
Fakat Çin'in yapay zekâlı robotları böyle bir şey dinleseler, "Siz ne diyorsunuz?" diye anında çelişkiyi gözler önüne serer. "İlim Çin'de de olsa alınız", Peygamber tavsiyesi bunları hiç ırgalamıyor. 
Onlar Çin’den ilim değil sarımsak alıyorlar!
İktidarın küçük ortağı ise meseleye "türlü" olarak yaklaşıyor. Ülke kuru soğana muhtaç ama o, "türlü" hesaplar içinde. Onun içecek çayı, çekecek tespihi ve Ankara'yı turlayacak 50 model Amerikan arabaları var nasıl olsa. 
Bir de Orhan Gencebay şarkıları varsa oldu işte!
Canını yesinler böyle milliyetçiliği!
Ülke derdi olan bir dostum, "ülkenin genç kızları, para için kendilerini satıyorlar" dedi. Yani Türk kızları, ne yazık ki Rus kızları gibi oldu. Bir zamanlar Rus kadınlar, namuslarını satıyorlardı. Onların namuslarını, hangi akıl ve proje kurtardı peki?
Rusya, bir Türk'ten aldığı "Milli Para" ve "Milli Paralarla Ticaret" tezini dünyaya ihraç etti. Ne acıdır ki, Türkiye için yazılmış bir tez, Türkiye'ye Rusya'dan giriş yaptı. Prof. Dr. Haydar Baş'a ait teze Türkiye'de kulak tıkayanlar, bunu Rusya ve Çin'den duydular.
Haydar Baş'ı dinlemeyenler, Putin'i dinlediler. Bir Müslümandan, bir Türk'ten bunu ısrarla duymak istemeyenler, elin Rus'undan duydular. 
Allah, payı olanları bildiği gibi yapsın ne diyelim!
Ülkesini düşünen, insanlarını ve onların namuslarını düşünen, karınlarının doymasını, sırtlarının giyilmesini düşünenler, “İlim Çin'de bile olsa almalılar.” Eğer Müslüman ve de Türk iseler…
Bize Çin mi yakın, Akçaabat mı?
Bırakın Çin'i, Trabzon Akçaabat'ta bile bu ilmi almadılar. İlmin sahibi adeta yalvardı, "Beni dinleyin, bu işi ben çok iyi biliyorum" dedi. Hem de defalarca… "Bu ülkeyi kurtaralım, bu ülkeyi doyuralım" dedi.
Duymadılar, kendilerini doyurma dışında, hiç akıllarına bu toplumu doyurmak gelmedi. Kendileri de doymadılar. Ülkeyi yediler, yine doymadılar.
Neyse…
Şimdi seçim geldi bazıları “kaynak” demeye başladı. “Doğalgaz bulduk, çıkaracağız ama CHP koymuyor” dediler. İyi de, bizler kaynak dedikçe, sizler “20023’e kadar çıkaramayız, Lozan’da verildi” demediniz mi?
Size bir şey diyeyim mi; bu kaynakları Haydar Baş’tan başkası çıkaramaz. Çünkü 2002’den beri, bütün projelerini kaynaklar ve kendine ait ekonomi modeli üzerine bina eden, Sayın Baş’ın dışında, hangi siyasi, “devletleştirme” dedi.
Zaten yok sayılma, görmezden gelinme nedeni “kaynak” değil mi? İçimizdeki Amerika, bütün kaleleri çoktan ele geçirdi. Mecliste soru önergesine 15 gün içinde cevap vermek, hukuki ve kanuni bir mecburiyettir.
Susurluk’ta Haydar Baş’a “polis” kimliği edinmiş bazı karanlık tiplerce, bir suikast gerçekleştirilmek istendi, iki ay önce. CHP Niğde Millet Vekili Sayın Ömer Fethi Gürer Beyefendi bu konuyu Meclis’e taşıdı. Süleyman Soylu’nun cevaplaması için soru önergesi verdi. 15 gün geçti cevaplanmadı.
Haydar Baş korkusu böyle bir şey iste!
Adı gündeme gelmesin de, ne olursa olsun. Çünkü onun adı “bağımsızlık” demek, çünkü onun adı, “Ne AB, ne ABD, Bağımsız Türkiye” demek.  Haydar Baş demek, AB ve ABD’yi yok saymak demek.
Bu yüzden, Haydar Baş, yok sayılıyor. 
Bu yüzden ülke kaynakları, peşkeş çekilmiş. Bu yüzden tarım bitmiş. “Silahsız savaşır ama buğdaysız savaşamazsınız, tarım stratejiktir” diyen bir lider gizlenmeli ki, Türkiye buğdayı ithal etsin. 
Ekmeğe muhtaç kalsın. 
Borç para alsın, ödeyemesin, sonra da topraklarına çökülsün. 
Bilmem anlatabildim mi!
Normal zekâlı, gerçek insanlara selam olsun. “Akleden” Müslümanlara, sorgulayan, partilerinden çok ülkelerine önem veren, liderlerinden çok Atatürk’e inanan, bütün bağımsız yürekleri, buradan selamlıyorum.
Onlar Çin’den ilim değil sarımsak alıyorlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön