Milli mevzular dahi bozuk para gibi harcanıyor. Adama sorarlar 16 yılda yapmadığın operasyonu, seçime 16 gün kala niye yapıyorsun? Seçim için dahi olsa operasyon yapılsın, bu ayrı konu. İşin neresinden tutsan elinde kalıyor.
Peki, sen bağıra bağıra geliyorum diyorsun, bu nasıl operasyon. Kalır mı orada terörist? Hele de, "Fırat'ın Doğusu" diye onalara yer göstermişken. "Kandil'i terk edin, size, ABD ile birlikte ayırdığımız Fırat'ın Doğu'suna gidin!" manası çıkmıyor değil mi?
Yani operasyona giderken, bir operasyona uğramıyoruz değil mi?
Emin misiniz?
Operasyon içinde operasyon yok değil mi?
Peki!
'Operasyon' Kandil'e mi millete mi?
Bunu sormadım, tamam!
Ancak beyler!
Beyefendiler!
Hanımefendiler!
Gençler!
PKK, Suriye'de "devlet" oluyor.
Bir gariplik yok mu sizce de?
"ABD ile anlaştık" dedikten sonra, tehlikeli sözler duyuyoruz. Suriye için Çavuşoğlu diyor ki: "Nerde Kürtler çoğunlukta idare Kürtlerin, Türkmenler çoğunlukta idare Türkmenlerin, Araplar çoğunlukta idare Arapların?"
Ne kadar sorumsuzca bir beyanat!
Yahu bunlarla değil ülke, market bile yönetilmez. Gel gör ki, ele geçirilmiş kitleler, bu tehlikeleri ne görüyor, ne duyuyor. Ülke otobüse ellerinde savruldukça "devam et, iyisiniz" deniyor.
Türkiye, büyük bir "operasyona" tabi!
Türkiye, federasyona gidiyor!
Türkiye, parçalanma sürecinde, önemli virajlar alıyor. Türkiye, BOP kıskacında son günlerini yaşıyor. Haziran "milat" diyorlar ya, doğru söylüyorlar. Türkiye, 25 Haziran'dan sonra hangi "ittifak" kazanırsa kazansın, "başkanlık" sistemine geçmiş ve bölünme sürecine girmiş olacak.
Yüzde 10 seçim barajı gibi gelen her iktidar, bu yetkilere bayılacak ve asla önceki sisteme dönmek istemeyecektir. İstese de dönemeyecek zaten.
Ne mi yapalım?
Partilerinizi, liderlerinizi değil, öncelikle ülkenizi tutun. Ama yok böyle bir şey. Herkes parti veya liderinin kazanması dışında, bir konu ile ilgilenmiyor. Bölge, İsrail için yeniden düzenleniyor. Yeni "devletçikler" kuruluyor, Türkiye seçimi konuşuyor.
Etnik ve mezhepsel çoğunluğa göre Suriye beşe bölünüyor. Irak zaten bölündü. Türkiye ise parlementer sistemi terk ederek, bu sürece dahil oluyor. Hepsi ceplerinde "Kürt" kartlarıyla dolaşıyorlar. Oy uğruna, "ben senden daha bölücüyüm" yarışı başlamış sanki.
Kendinize gelin!
Hepsi, ABD ve İngiltere'ye şirin görünmeye çalışıyorlar. Bölücü ağızlarla, oy derdindeler. ABD'ye SAĞ'dan, SOL'dan sarılmayı "sağcılık" ve "solculuk" sanıyorlar. ABD'ye besmele ile sarılmayı ise "Müslümanlık" sanıyorlar. Güya Batı düşmanı ama Batı'dan borçlanıyorlar.
Batı tezlerine sarılmışlar. NATO'dan "medet" umuyorlar.
Türkiye'nin kurtuluşu ekonomik bağımsızlıktan geçer. Türkiye, FAİZ-DÖVİZ-BORSA kıskacından kurtarılmadıkça, asla kurtulmaz. Ekonomik bağımlılık, beraberinde siyasi bağımlılığı getiriyor, o da, Batı tezlerinde "ittifak" etmeyi zaruri kılıyor.
Ekonomik bağımsızlık siyasi bağımsızlığı, siyasi bağımsızlık ise Tam Bağımsız Türkiye'yi doğurur. "Niye seçimlere girmiyorsunuz?" diye soracağınıza, partilerinizin ve liderlerinizin, neden Bağımsız Türkiye-Haydar Baş'ı ittifaklarına katmadıklarını sorgulayın!
Bu soruyu bize soracağınıza, partilerinize ve genel başkanlarınıza, "Neden BTP'yi almadınız? Neden Haydar Baş ile bir ittifaka girmediniz?" diye sorun. Bütün bir Türkiye'nin sorması gereken soru da bu, sorgulaması gereken konu da bu.
ABD ve İngiltere istemedi, bu kadar basit.
Çünkü Haydar Baş, "Vatandaşlık Maaşı" ile ülkeyi bölünmekten kurtarır.
Çünkü Haydar Baş, ekonomik bağımsızlık ile ülkeye siyasi bağımsızlık kazandırır.
Çünkü Haydar Baş, dini ve milli bütünlük sağlar.
Çünkü Haydar Baş, "Atatürk Vatandır" gerçeğinde herkesi bir bilek, bir yürek yapar.
Çünkü Haydar Baş, Müslüman coğrafyasında, Şii-Sünni birliğini sağlar.
Çünkü Haydar Baş, ABD'nin "Sünnistan" ve "Kürdistan" projelerini bozar.
Çünkü Haydar Baş, herkese "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirtir. Ruslara dedirttiği gibi…
Zorla değil, zorbalıkla değil, Baba Devlet şefkatiyle,80 milyonu kardeş yapar. Ne Alevi-Sünni veya Şii-Sünni kavgası olur. Ne Laik-Antilaik çekişmesi olur. Ne Kürt-Türk fitnesi olur. Ekonomi ve para böyle önemli bir güçtür.
Almanya, kaybettiği doğu Almanya'yı parayla geri aldı unutmayın.
Haydar Baş, parayla Ortadoğu'yu alır.
Vallahi alır, billahi alır. Rusya'sı, Çin'i ortada…
Ne askeri tehlikeye atın, ne borç para dilenin.
Ne ABD'ye, ne İngiltere'ye, kimseye ihtiyacımız yok. Bize Prof. Dr. Haydar Baş ve onun tezleri yeter. Dünya ona koşarken, dünya onun para formülleriyle ülkelerine sahip çıkarken, seçimden seçime Baş Hoca'yı çalanlar, sadece kendilerini fikir ve proje hırsızı yapmıyor, seçmenleri de kandırıyorlar.
Çalıntı tezlere oy veren seçmenler, tezin asıl sahibini görmeyerek, kendilerine ve çocuklarına, büyük kötülükler yapıyorlar. Prof. Baş'a, halk ekmek kuyruğuna girip, birbirini yediği zaman gelmek, hepimiz için kötü bitiş olur.
Büyük operasyonu görelim!
Her taraftan kuşatıldık, içerden bölündük ve yokluğa mahkûm edildik. Çıkışın, kurtuluşun, adresini görmedik, yok saydık. Allah, devleti ve milleti kurtarsın ama ne devlet bunu istiyor, ne millet. Ne yapsın Haydar Hoca?
Son bir şey, karşılaştığım hiç kimse "neden seçime girmiyor sunuz?" sorusu, sakın sormasın. Elimden kimse alamaz!
Öyle münafık tipler var ki, geçen biri elimde kalıyordu. Embesil herif, sanki oy verecekti. ABD askeri kapına dayandığında, sırıtmayı görürsün!
Allah'ım içimizdeki beyinsizler yüzünden, bizi helak etme"
Bu beyinsizlere rağmen, ülkemizi sen koru!
Belasını isteyen şu topluma hidayet ver!