Sana yırtık elbise bile çok!

Sabah metrodayım, insanlara dikkat ettim. 

Herksin yüzü sirke satıyor, resmen.

Yalnız binenler kara kara düşünüyor. Yanında arkadaşı olanlar ise, hep birilerini çekiştiriyor ama mevzu hep para?

Kimse mutlu değil.

Herkes dertli.

Doğru dürüst üst baş, kılık kıyafet yok. 

Ayakkabılar o biçim.

Emin olun ayakkabıları kontrol etsek çoğu delikli çıkar.

Acı acı öten telefonlara verilen cevap şeklinden belli alacaklısı arıyor. "Abi ben seni arayacaktım zaten", "metrodan ineyim hemen ararım", "haftaya ara Allah'ın izniyle öderim abi" şeklindeki konuşmalar hemen her gün kulaklarımızı tırmalıyor.

Alacaklı telefonları da dinliyoruz tabi: "Niye telefonunu açmıyorsun oğlum, borç verdik enayilik mi yaptık?" şeklinde sözlerde duyuyoruz"

Veya "beni rahatsız etmeyin avukatla görüşün?" diyen azda olsa tuzu kuru tiplerde duyuyoruz.

Bu tiplerin genelde ayakkabıları nispeten iyi!

Hal vaziyet bu?

TÜİK istediği kadar "mutlusunuz" desin, Saray yakınlarında anket yapsın, Türk milleti mutlu değil.

Bakın dünya genelinde yapılan bir mutluluk anketinde, 76'cı sıradayız. World Happiness Report 2015 verilerine göre 158 ülkelik listede Türkiye 76. sırada yer alırken, Türkiye'nin bir üstünde 75. sırada Vietnam, bir altında ise 77. sırada Kırgızistan yer alıyor. Türkiye 2007'de 51. sıradaydı.

'Bin 300 lira asgari ücret'le mutlu olduğumuzu söyleyenler, gerçekten bizimle dalga geçiyorlar.

Bin 300 lira asgari ücret verip, sonra da kişi başına düşen milli gelirin on bin doların üstünde olduğuna inananlara ise diyecek hiçbir şey bulamıyorum.

Kimse sormuyor ki, "madem on bin dolar kişi başına düşen gelir, hani benim param?"

İşte böyle?

Bin üç yüz lirayı tercih edip, 5 bin lira asgari ücretle dalga geçmeyi ise izah edecek bir kavram bulamıyorum.

İsviçre halkı niye mutlu?

Çünkü 7500 lira vatandaşlık maaşı alıyor. Yani İsviçre'ye adam vatandaş olduğu için devlet ona para ödüyor. Bitmedi, on 2 bin 500 lira asgari ücret alıyor.

Kısacası bir İsviçrelinin eline ayda en az 20 bin lira para geçiyor. İsviçreli mutlu olmasında, delik ayakkabılı ahali mi mutlu olsun.

Sabah düşündüm: Şu insanlara devlet "5 bin lira asgari ücret", bin lira vatandaşlık maaşı verse acaba suratları nasıl değişir?

İsviçrelinin 20 bin lirasına benim "Türk" gardaşım inanıyor ama Haydar Hoca'nın 5 bin lirasına inanmıyor?

İnanma, böyle sürün!

Sen koş, İsviçre vatandaşı ol!

Alman vatandaşlığı için, git Alman ol!

"Siz hala Alman olmadınız mı" diye mescitlere yazılar as, adına da "milli görüş" de!

Papazları getir caminde sohbet ettir, sonra da "İslam gelecek" de!

Faize "nema" de, "kar payı" de, yüzünü tıraş etme biraz kıllandır, sonra da "umre" adı altında turistik gezi yap!

Allah seni cennete koya!..

Zaten senin için hazırlamış orayı, koş, koş seni bekliyor!

Nasipsiz adam!

İslamcı, "İslamsız" herif seni!

O kendini biliyorsun!

Kimse üstüne almasın.

Fakirliğimiz, yoksulluğumuz, kaynaklarımıza sahip çıkmamaktan?

El, 20 bin lira alırken, bizim 2 bin lira bile almamamız, tamamen bizim akılsızlığımızdan, teslim alınmışlığımızdan ve kuşatılmışlığımızdandır.

Bu böyle biline?

Vatandaşlık Maaşı kavramını dünyaya mal eden kim?

"Emek ve üretimin karşılığı olarak para basmamız lazım" diyen kim? ;

Senyoraj gelirinden söz eden?

 "Milli Paralarla ticaret" diyen?

Kaynakları devletleştireceğim diyen?

Bu ülkenin madenlerini, devlet-millet ortaklığıyla işleteceğim diyen?

Avrupalıları Türkiye'ye işçi yapacağım diyen?

Ülkeyi Avrupa'ya mülteci bekçisi yapanların peşinde koştuk ta, Avrupalıyı Türkiye'ye iş getirecek ufuk sahibini duymadık.

Şimdi sürünüyoruz.

Telefonlara çıkmıyoruz.

Bankalar elinde evimizde yatamıyoruz.

Sen sorgulama, bin 300 lirayı al, onunla mutlu olmaya bak!

Kaynaklar Lozan'da verilmiş de, Altın dağlarını Cengiz'e kim verdi, hiç düşünme!

Sana yırtık elbise bile çok!

Sana yırtık elbise bile çok!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön