Sarıldın Türkiye, sarıldın!

24 Nisan geldi mi, tutar bir sancı!..

"ABD başkanı ne diyecek" diye. 

Şu strese, şu sıkıntıya bak!

"Büyük Acı" mı diyecek, "soykırım" mı diyecek. İkisi arasında hiçbir fark yok. İşte, Avrupa ne diyecek? Fransa, Almanya başta olma üzere? 

Adamlar işlemediğimiz bir suçu, "işlediniz" diyor. Der!

Batı'nın Türk'e bakışı hiç değişmedi. Değişmez de? Fransa da, Pazar günkü seçimde birinci olan partinin başkanı Emmanuel Macron, olaya hemen daldı ve "Soykırım" dedi. 

Bakın, bütün Avrupa ülkeleri seçimleri Türk düşmanlığı üzerine bina ediliyor. Kim ne kadar "Türk ve Müslüman düşmanı" ise oyları o kadar tavan yapıyor. 

Bunun anlamı şu: Türklere karşı "Haçlı Ruhu" devrede. İktidar müntesipleri, referandum öncesi "Haçlı Ruhu" diye meydanlarda bağırdı durdular. Seçim bitti. Sonuç, "EVET" çıktı. Dedikleri oldu. Ama "Haçlı Ruhu" söyle mi de, tarih oldu.

Sayın Abdullah Gül'ün, "durup dururken" Ermenistan'a maça gitmesi ve ardından zamanın başbakanı Sayın Erdoğan'ın "ortak acı" şeklinde açıklamaları, bu iddialarda bulunanların ekmeğine yağ sürmüş ve umutlandırmıştır.

Açlıktan ölmek üzere olan Ermenistan'ı doyuracak bir "ahmak" aranıyor. Önemli bir "tazminatın" ardından "toprak" talepleri gündeme gelecektir. Şimdi Sayın Erdoğan'ın AB ile Ermeni diasporasının 1915 olaylarına ilişkin tavrını eleştirerek, "Ermenistan'ın arşivlerinde varsa açsın. Biz askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız" demesi de yeterli değil. Ve hatta yanlış?

Çünkü iddia sadece tarihçilere bırakılacak kadar basit değil. Kaldıki iktidarın tarihçilerini de gördük. Hırsızlık iddiasında bulunan birine, "gel ara" deme basitliğinde değil bu olay.

Artık bu iddialara karşı bir devlet politikası gerekiyor. Sayın Gül'ün Ermenistan'a maça gitmesinin ardından ülkemizde Azerbaycan bayrakları çiğnenmişti.

Bu ülkede, "hepimiz Ermeni'yiz" pankartları açıldı ve hiç unutamadığım o yürüyüşün önünde eski Saadet'li yeni CHP'li Bekaroğlu vardı. Fitne, bünyeye düşen kurt gibidir. Kurt, millet bünyesine sokuldu bir kere.

Batı'nın bu kadar "soykırım" iddiası varken, Türkiye, Batı için değil, kendi vatandaşları için, niye arşivleri açmıyor? Fransa'da Hollande sözde soykırımı okullara ders olarak koymaktan söz ediyor da, bizim çocuklara, neden bu suçu işlemediğimiz anlatılmıyor? İddialar karşısında, hep susalım diye mi? Ve sonunda kabul edelim, öyle mi? 

Soykırımı Ermenilerin yaptıkları niye anlatılmıyor, arkadaş!

Akdamar Kilise'sine çan diken hangi iktidardı? O Akdamar ki, Müslüman Türk kadınlarına tecavüz edilip yakılan bir mekan. Gülen yurtlarında çocuklar Akdamar'a götürülmüştü hatırlayın. İktidar-Gülen kavgası yokken.

Batı koro halinde "siz bu suçu işlediniz" derken, ülkemizde, mahcup bir eda ile "bunu konuşalım" derse, ülke olarak ayvayı yedik demektir.

Yunan üzülmesin diye AB hatırına, milli bayramlarda temsili Yunan'ın denize dökülmesi kaldırıldı. Şimdi Yunan askerleri Eşek adamızda adalarımızda kuzu çeviriyor.

Hem de eşeklerin gözleri önünde. İlginçtir, terlikle tank durduran halkımız, ses pus!

Ne zaman Yunan "dokunulmaz" oldu?! AB ve ABD lobileri iktidardan razı olsun diye verilmedik taviz kalmadı geçmişte. Bugün alacakları bitti, bu iktidara "git" diyorlar. "Diktatör" diyorlar. Has..tir!

İktidarı eleştiririm ama öyle sen götürüp getiremezsin! Dur orada! Bunlar büyük ölçüde Gülen etkisiyle gerçekleşti. Türkiye'de her taşın altında Gülen çıkar. Emin olun böyle!

Dink'in öldürülmesi filan hemen hepsi, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak içindi. Başarılı bir sıkıştırma gerçekleştirdiler!

Türkiye şuanda mahcup mahcup "arşiv" demekle vakit kayıp ediyor. Oysa tehlike büyük? İktidarlar Batı'dan destek alma uğruna, bu işe karşı net bir politika geliştirmekten uzaklar.

Hele bu iktidarın karnesi çok kötü, bu konuda? Sayın Erdoğan'ın haklı ve geç gelen tepkileri, sanmam ki ulusal bir politikaya dönüşsün.15 senede olmayan, bundan sonra olmaz.

Prof. Dr. Haydar Baş, 2001 yılında tek başına Ermeni Soykırım İddialarına Ret mitingi düzenlemiş ve yarım milyona yakın bir insan kitlesi katılmıştı. 

Sonra üçlü koalisyon nasıl böyle bir miting yaparsınız diye, Sayın Baş'ın okullarını kapattı. Ülkemizde, derin bir Ermeni lobisi var.

O zaman Dersane sorumlusu bana, müfettiş "bu mitinge sende katıldın mı?" diye sorguya almış, ardından "sizi kapatma emri aldık" diye bana Ecevit ve Tantan imzalı genelgeyi göstermişti.

Ne günlerdi!.. Neyse!

Diyeceğim o ki; Türkiye'nin doğusu Büyük Ermenistan'a düşünülmüş. Kalan Güney Doğu'su ise "Kürt Devleti" kod adıyla Büyük İsrail'e?

Sayın Baş siyasete girdiği ilk günlerde neden AB'ye karşı olduklarını, hep bu başlıklar altında toplardı.

Bugün bazıları AKP'yi gidici buluyor ve "yeni şeyler söylemek lazım" diyerek, yeni bir AKP işareti veriyorlar. Yeni Türkiye işini hallettiler, şimdi "Yeni AKP" işine bakıyorlar. 

Her şeye Gül'üyorlar!

Yeni şeyle değil, doğru şeyler söylenmeli!

Sistem değil, kafayı değişmeli!

Aksi takdirde, (hâşâ sözüm meclisten dışarı) eski eşeği boyayıp "yeni" diye satmış oluruz ki, bu coğrafyamıza yapacağımız en büyük ihanet olur. Zaten yaptık da!

15 yıl önce AB'ye, ABD'ye, ne diyorsa bugün aynısını diyen kim?

ABD ve AB; "Türkiye'de "ekümenik Patrik"  kurmak istiyor. 

İstanbul içinde Vatikan benzeri bir suriçi devlet kurmak istiyor. Türkiye'nin doğusunda Ermenistan, Güneyin Doğusu'nda ise Büyük İsrail devleti kurmak istiyor.

Türkiye'de cami ile Kilise sayısını eşitlemek istiyor.

Şark politikasını gerçekleştirmek istiyor. Dinler arası Diyalog ile Türk milleti Hıristiyan yapmak istiyor ve ülke işgale hazırlanıyor. "

İşte bütün bunları diyen kimdiyse, bir tek o doğru söylüyor. Diğerleri ise yalan söylüyorlar. 

Keşke bunu vaktinde görseydin Türkiye. Batı'nın ağzına giren değil de, Batı'nın ağzına yapacak politikaları fark etseydin!

Sarıldın Türkiye, sarıldın!

Düşmanları sen sardın başına!

İçerden çağıranlara destek vererek, her şeyi sen yaptın!

Yatacak yerin yok!

İstersen git, Kâbe'de öl!

Sarıldın Türkiye, sarıldın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön