Selim Kotil sis perdesini aralıyor

"İstanbul'da seçim iki aday arasında geçiyor" dayatmaları sökmüyor artık. Ama İstanbul'da seçim, iki adres arasında geçiyor diyebiliriz. Sayın Selim Kotil'in temsil ettiği Milli Ekonomi Modeli adresi ile diğer hepsinin temsil ettiği kapitalizm adresi arasında geçiyor. 
Diğer bütün adaylar, kapitalizmin değişik renklerini partileri temsil ederlerken, BTP adayı, 4 milyar dünyalının iş ve aş sahibi olduğu Haydarizm'i temsil ediyor. Bu açık ve net… Ekonomi görüşünü söyle, sana partinin neyi temsil ettiğini söyleyeyim. 
Fransız siyasetçi Bayan Le Pen şöyle demişti: "Dünyada iki sistem çatışma halinde. ABD'nin temsil ettiği kapitalizm ile Rusya'nın temsil ettiği Vatansever Ekonomi Modeli…" Elin Fransızı olaya böyle bakarken, bazı çevreler ülkemizde bugüne kadar meseleye hep şaşı baktı. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi batmış durumda. 20 milyar liranın üzerinde borcu var. Ankara Büyükşehir Belediyesi de farklı değil. Türkiye'yi batırdılar, her şey göz önünde… Şimdi Türkiye'de seçim var. Hem de öyle bir seçim ki, ABD ve Rusya arasındaki ekonomik çekişmeden hiç bir şey çıkmaz. 
Olaya, "asla bizim dışımızdakiler bizden değildir" ayrıştırıcı ve fitneci bir anlayışla yaklaşmıyoruz. Böyle yaklaşanlar yaklaşıyor, ayrıştıranlar ayrıştırıyor. Biz birleştirip kaynaştırıyoruz. Ama sağlam temelde, doğru adreste. 
Bizi bilen biliyor. Biz Türk milletini, kendi öz kaynaklarına sahip çıkarak, Atatürk'ün yaptığını yapmaya davet ediyoruz. Bağımsız Türkiye’yi inşa ediyoruz. Ve tezimiz dünyanın malumu… 
Değil Türkiye'de, dünyada sadece bizde olan bir tez ile yine seçime gidiyoruz. Türk milleti için yazılmış bir tezi, Türk milletinin kullanımına tekrar açıyoruz. Dünya bizim tezimize dönerken, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne dönerken, Türkiye buna artık sırt dönemez. 
Dönemiyor zaten. Rusya, Çin, İran, “Milli Parlarla Ticaret’e mecbur etti bizimkileri. Baktılar olmuyor, ‘bizim’ demeye başladılar. Bu kadar da yüzsüzler, hırsızlar. Patenti alınmasaydı, yutacaklardı ama helal olan, haramzadeyi boğar. Hamsi kılçığı gibi boğazına oturur.” Demedi deme! 
Neyse! 
Selim Kotil sis perdesini aralıyor.  
Sayın Kotil, projelerini açıklarken, diğer adayların projesizliği hemen göze çarpıyor. Binali Bey projelerini anlatıyor güya, hiç bir şey yok. Ya hikâye anlatıyor veya "Beni tanıyorsunuz, öyle ise oyunuzu bekliyorum" diyerek, çekiliyor. 
"Selim Kotil sizi ekranlara davet ediyor" sözünü duyunca, ‘zamanım yok’ deyip topukluyor. Size bir şey diyeyim mi; Sayın Selim Kotil ile diğer bütün adaylar bir kanala çıksınlar, Selim Kotil İstanbul'un başkanı olur. 
Hiç tartışmasız. 
Selim Kotil'i vatandaş dinledikçe, Boğaz'da elektrik üretimini duydukça, meyve ve sebze fiyatlarının nasıl düşeceğini, proje halinde dinledikçe, Haydar Hoca'nın yıllardır, bu millet için ne projeler geliştirdiğini görüyor. 
Selim Kotil'in BTP'ye yaptıracağı bir sıçrama, Türk milletinin zihnine konan engelleri kaldırıp atacaktır.  
"Öğrenilmiş Çaresizlik" içinde bırakılmış toplum, bir anda kendine gelecek ve sahip olduğu kaynaklarını hatırlayacak, bu da, bağımsızlığını hatırlamasına, kaynaklar üzerinde tasarruf hakkının, kendinde olduğunu görmesine yol açacaktır. 
“Haydar Baş” isminden bu yüzden korkarlar. Türkiye'nin kaynaklarına oturan güçler, Sayın Baş'ı hep izole ettiler. Hep örttü ve sakladılar. Ama artık ne örtebilecekler, ne saklayabilecekler, Türkler Ergenekon'dan çıkıyor. 
Ergenekon'dan çıkış, demir dağları eritmek ile başlamıştı. Bu defa da emperyalistlerin içimize ördüğü demir bariyerleri eriterek çıkıyoruz. Bu çıkışı, hiç bir güç durduramayacak, bu, Türk milletinin kaderidir. 
Yeniden kurtuluşumuzu Allah, Baş Türk'e elbise olarak giydirmiş ise bu elbiseyi O'ndan başkası çıkaramaz. Bu tez ile bu ülke kurtulacak. Bu hamaset değil, bu sadece inançta değil, bu bir hakikattir. 
Türkiye, borç alarak ekonomisini sürdüremez. “Borcun sürdürülebilirlik durumu” kalmadı. Bol keseden atmalarına bakmayın, "Türkiye emeklisine para veremeyecek" diye ilk yazan benim. Üstelikte bunu 5 yıl öncesinden söyledim. 
Demirel ne demişti rahmetli: Tencerenin deviremeyeceği bir iktidar yoktur. Bu hükümet elli defa gitmişti dış destek olmasaydı ama artık dış destek de fayda etmez. Peki, yerine geleceklerden kim bu ekonomiyi düzeltecek?
Haydar Baş'ın dışında hiç kimse. 
Haydar Baş'tan çalanlara değil, Haydar Baş'ın partisine oy verin. Onlar sizleri kandırıyor. Vatandaşlık Maaşı'nı dünya gündemine oturtan adama kulak verin. "Milli Para" kavramını icat edeni dinleyin. 
Proje hırsızlarını dinlemeyin! 
ABD Hegemonyasının Sonu'nu kim getirdi?  
Milli Paralarla Ticaret tezinin sahibi. "ABD Doları’nın yerini Milli Paralarla Ticaret alınca, ABD hegemonyasının çöktüğünü" yazanlar, bu tezin sahibini görmezden geliyorlar. ABD'yi batıranı ısrarla görmüyorlar.   
Yesinler sizin ‘solcu’luğunuzu!  
Rusya kadar dürüst ‘solcu’ olun bari! 
Türkiye'yi batıranları ülkemizde iktidarda tutuyorlar, ABD'yi batıranları iktidara yaklaştırmıyorlar. Bu oyun bozuluyor. Türkiye kurtuluyor. Önce İstanbul kurtuluyor, sonra Türkiye. 
Tebrikler Selim Kotil… Sen, "Haydar Baş" demeye devam et kardeşim! 
"Neden bu kadar ‘Haydar Baş’ diyorsunuz?" diyenlere inat, ‘Haydar Baş’ demeye devam. Çünkü ‘Haydar Baş’ demek, ‘Atatürk’  ve ‘bağımsızlık’ demektir. ‘Haydar Baş’ demek, zenginlik demektir. 
“Milli Para, Vatandaşlık Maaşı” demektir. Diğerlerini seçerseniz sizlerden para alacaklar, BTP’yi seçerseniz sizlere para verilecek. Bu seçim vaadi değil, Haydar Baş Sistemi’nin gereğidir.  
Herkese ‘bağımsız günler’ dilerim!
Selim Kotil sis perdesini aralıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön