Sevgili Antep’e ajanlar doldu

Şahin Bey Antep’i düşmana karşı tek başına savunmuş, adını tarihe altın harflerle yazdırmış büyük bir mücahittir. Öyle bir savunma yapmıştır ki düşman ordusu, Şahin Bey’in şehadetinden sonra, karşısında sadece bir kişi olduğunu görünce hayretler içersinde kalmıştır.

Antep’e gazi unvanını aldıran, kahramanların kanını dökerek müdafaa ettiği bu vatan toprakları şimdilerde başka hesapların oyun merkezi haline gelmiş durumda.

Çok değil daha bir asır dahi tamamlanmadan, batı tarafından yeni senaryolar üretilmiş ve bu senaryolarda rol kapmayı, siyasi geleceği için olmazsa olmaz olarak görenler, Antep’i ajanların merkezi haline getirmişlerdir.

“Uyan Şahin uyan bak neler oldu

Sevgili Antep’e düşmanlar doldu” diyerek ağıt yakan analar, bugün yaşamış olsa idi kim bilir neler söylerlerdi.

Dün yediden yetmişe Antep’i savunmak için seferber olan insanımız, ne acıdır ki bugün Haçlı savaşı yapan batının, gönderdiği ajanların ne için buraları mekân tuttuğunu bilememekte ve Angelina Jolie’nin güzelliği ile meşgul edilmektedir.

Batı böyledir işte; kendi çirkin yüzünü kamufle ederek “vahşetin güzel yüzü” olarak sunmuştur. CIA ajanı olduğu söylenen bu kadının gittiği her yer kan gölüne dönmektedir. En üst düzeyde karşılanan BM iyi niyet elçisi ajan Jolie, Türkiye’ye tam not verdi ve “ömrümde böyle kamp görmedim” dedi.

Tabi bizce de öyle, kimse ömründe böyle kamp görmedi. Ölen birkaç Mehmet’ten, bir tanesinin annesi “ben oğlumu kuru ekmekle büyüttüm” demişti. Mehmet’ler kuru ekmekle büyütülüp, babaları delikli ayakkabı ile yaşarken isyancıların “yemekleri sıcak, meyveleri taze olsun” diye talimat üstüne talimat veriliyor.

Antep başta olmak üzere, Suriye sınır illerimiz ajan kaynamakta. Artık sevgili Antep’e düşmanlar girmedi ama o düşmanların ajanları girmiştir. Önlerinde kendini siper eden bir Şahin’de yoktur. Ev sahipliği yapan ve aldıkları takdirle kendinden geçen bir siyasi irade var.

Her gün gelen şehit cenazeleri, onları bu ev sahipliğinde geri bırakmıyor. Şehitler üçer beşer toprağa verilirken, onlar öldürülen Amerikan elçisi için Müslümanlara suçluyor ve Obama adına fırçalar atıyorlar. Ne de olsa “askerlik yan gelip yatma yeri değil” ölme yeridir!

İslam’ı kuruş edip sözüm ona “bir Allah kuruşuna kadar” harcayanlar, peygambere hakareti, hiç konu etmeden sebep sonuç ilişkilerini irdelemeden, Müslüman’ı suçlu ilan ediyor. Müslümanların peygamberine yapılan hakaretleri ise içlerine sindirmelerini istiyor.

Milletimizin uyanması ve olayları gerçek yüzü ile okuması, artık varlık yokluk meselesi haline gelmiştir. Bütün bu gelişmelerde, olayları ısrarla görmeyen, gerçeklere kulaklarını tıkayan yararlı ve zararlı siyaseti fark edemeyen kitleler, bedel ödemeye hazır olsun. Ağlayıp, sızlanmasın çünkü buna hakları yoktur.

Amerika ve İsrail ile aynı safta olmanın bize faydası olacağını düşünmekten daha acı ne olabilir?

“Ama iktidar ne yapsın? Kim olsa aynı şeyi yapardı, haklısınız ama savaş mı açalım? Dedikleriniz doğru ama elden ne gelir? Gücümüz nedir ki?” gibi sözler asla Müslüman ağzı olamaz. Ancak münafıklar böyle konuşur, Allah çekemeyecek yükü kulunu vermez.

Şahin Bey bilmiyor muydu, tek başına koca bir orduyu durduramayacağını? Biliyordu; ancak o Şahin’di, Müslüman’dı. Bu sebeple “ya istiklal, ya ölüm” diyerek gerçek hayatı seçmişti. O günün kıt imkanları ile haçlıya karşı duranlar Bağımsız Türkiye’yi kurdular.

Bugün hiç olmazsa haçlının işgal ve isyan eylemlerine karşı kalbinden “buğz” ederek imanın en zayıfına sahip olma makamında olalım…

Sevgili Antep’e ajanlar doldu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön