"Türkiye'yi tohumla vurdular" yazım, müthiş ses getirdi. Yazı tıklanma rekoru kırdı resmen, yüz binlere doğru gidiyor. Çünkü katil tohumlardan, değil yüz binler, milyonlar dertli.
Bazı okurlar, lütfen bu konuyu tekrar tekrar yazın diye adeta yalvarıyorlar. Onların bu çağrılarına duyarsız kalamam?
Üç dört günde otuz binleri bulan tıklanma sayısı yüz bini doğru yol alıyor. Bu yazı yüz bin değil, en az bir milyon tıklanmalı?
Çünkü tarımla uğraşan, milyonlar var bu ülkede?
Ancak bu konuyu Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır yazdı. Meydanlarda uyardı, televizyon söyleşilerinde, "topraklara sahip çıkmak sadece askeri önlemlerle olmaz" diye yüzlerce defa dikkat çektiler.
Dinlenilseydi, bugün topraklarımız bu halde olmazdı.
Türk milleti zehirleniyor. Evlatlarını kansere kurban veriyor. Resmen kanser patlaması yaşıyoruz. Yediklerimiz kanser yapıyor. Çünkü toprak zehirli?
GDO'lu tohumlarla, yabancı şirketlerin kasalarının doldurulmaları bir yana, topraklarımız katil tohumlarla, ürün vermez hale getirildi. Kendi tohumlarımızı eksek bile artık sonuç yok.
Sarımsaktan tutunda, patates, domates ve bibere kadar hemen her şey "sertifikalı tohum" adı altında yabancı şirketlere verilen imtiyazlarla sağlanır oldu.
Tohum aldıysanız, toprağınızı verdiniz demektir. Eskiden topraklar askerlerle ele geçirilirken bugün, tohum alınarak ekilmez, biçilmez hale getiriliyor.
AB, Türkiye'yi birliği almak için, 15 milyon tarım nüfusunun, yarıya indirilmesini şart koşmuştu. İktidarlar uyguladıkları AB kriterli tarım politikalarıyla, bu şartları yerine getirdiler.
Yazım da, "Irak'a işgal ile Türkiye'ye tohumla girdiler" demiştim. Bunun tekrar altını çiziyorum. ABD askerleri Irak'ın sınırlarından içeri girdiğinde, katil tohumlar Irak sınırında bekletilmişti. İşgal tamamlandıktan sonra da, tohumlar girdi.
Bugün sınırlarımızdan içeri giren tonlarca tohum için bir denetim mekanizması yok. Giren tohumun DNA zincirlerinin kontrol edilmesi gerek ama verimlilik özelliklerine bakılıp geçiliyor.
GDO'lu ürün tohumları biyolojik silahtan farksızdır.
Tohumu kontrol edenler, insanları kontrol ederler. Türkiye'de tarımın nasıl ve niçin bitirildiği, ileride tez konuları olacaktır. Türk milletini bir dilim ekmeğe muhtaç etmek küresel bir proje olup, yanlış tarım politikalarıyla ülkemizde yürürlükte olduğunu, bilmem söylemeye gerek var mı?
Şeker Yasası, Tütün Yasası gibi Derviş yasalarıyla, ülke tarımının bitirildiğini hep sanırken, asıl tohum olayı ile ne büyük darbe aldığımızı öğrendiğimizde her şey çok geç olacak.
Tek tek gezin derim. Patates üreticisi ne hale geldi? Çin sarımsağının Kastamonu sarımsağını nasıl bitirdi? Pamuk üreten Türkiye hastalıklı pamuk tohumuyla, pamuk ithal eden ülke oldu.
Çiftçimiz eski usul ile kendi tohumunu, ektiğinde hapis cezası alabiliyor, ürünlerine raflarda yer bulamıyor ve on binlerce lira cezalara mahkum ediliyor.
Bu bir savaş değil de nedir?
Rockefeller ailesinin katil tohumlarıyla, Türk tarımını vurmak Müslüman Türk'ün yapacağı iş değil. Tohumculukta da kandırıldığımızı mı düşünelim!