Suçlu yüksek gerilim telleri mi?

Her gün, "terör" adı altında canımızdan can koparken, dün helikopter faciasıyla adeta kavrulduk. Yandık, yıkıldık. General, albay, yarbay, binbaşı, yüzbaşı başta olmak üzere, her rütbeden askerimizi, subay ve astsubaylarımızı kaybettik.

Dünkü MGK bildirisinde, içinde "müttefik" ibaresinin de geçtiği, ABD'ye küçük bir "kınamanın", bir iki saat sonrasında helikopterimiz, yüksek gerilim hatlarına takıldı.

Ama ben, ABD ile aramızdaki, bir türlü görmek istemediğimiz gerilime takıldığını düşünüyorum. Olaydan yaklaşık on saat önce yazdığım, dünkü yazımda, bakın ne dedim:

"ABD silahları bize doğrultulmuş durumda, "darbe" ile ilgili birbiriyle çelişkili ifadelere boşuna kafa yormayın. Asıl bundan sonra millet ve devlet olarak alacağımız darbelere karşı kenetlenelim. (?)

Yarın uçak ve helikopterlerimizi, tanklarımızı kaybedeceğiz bu silahlarla. (?)

Gözünüzü ABD'den ayırmayın!

Yeni çarpmalara ve yeni kazalara hazır olun!"

Ya dostlar!

Acı ama gerçek. İnsanın içine doğar derler ya, aynı öyle. Ama aslında içime doğmadı, olayları doğru okursanız, cebirsel işlem gibi çözülür her şey.

Verilenleri alt alta toplarsanız, sonuçları görürsünüz.

Suçlu, yüksek gerilim telleri mi?

Suçlu, telleri göremeyen şehit pilotumuz mu?

Hâşâ? Allah hepsine rahmet eylesin, ailelerine ve yüreği yanan Türk milletine sabırlar versin.

O helikopter, neden alçaktan uçuyordu?

Çünkü alçaktan uçmak zorunda? Eğer alçaktan uçmazsa, ABD'nin PYD'ye verdiği ısı güdümlü füzelerin hedefi olur. Alçaktan uçarak, alçaklardan gizleniyor. Derelerden, adeta sürünerek uçuyor helikopterlerimiz.

Üstelik bu uçuşu gündüz yerine, gece yapmasının nedeni de bu sebepledir.

Ayrıca bu helikopterin, fırlatılmış bir füzeden kaçarken, yüksek gerilim hatlarına çarpıp çarpmadığını da, henüz bilmiyoruz.

Yine bu helikopter, Alman-Fransız ortak yapımı. Almanya ile bu kadar zıtlaşmanın, bir rolü ve etkisi var mıdır bilmiyoruz. Elektronik savaşların, önem kazandığı bir çağda yaşıyoruz. Alman Awacs erken uyarı uçakları Konya'da biliyorsunuz.

Helikopterin Irak sınırında düşmesi de, asla es geçilecek bir durum değil. Irak'ta kim yok ki, PKK dışında. Ne söylesek boş? Askerimiz, ülkemiz ve milletimiz büyük tehdit altında. Yeni değil, çok zamandan beri böyle.

Askerimize gelen vurdu, giden vurdu. Çuval, Balyoz, Ergenekon derken, şimdi de FETÖ? Kılı kırk yarmalı, askeri incitmeden soruşturmalar yürütülmeli.

Bakın, Şehit Yarbay Songül Yakut kardeşimiz, FETÖ'den neler çekti. Şimdi de şehit oldu. Babasız büyüyen bu insan, annesine ve kardeşine bakıyordu maaşıyla. Birden kapıya kondu, FETÖ iftirasıyla. Sonra iade-i itibar yapıldı ama şimdi de, şehit oldu.

O davalara "savcı" olanlar, yakalarını nasıl kurtarırlar öbür tarafta bilemiyorum.

Türkiye, içerde kamplaşmayı bitirmeli, bir bilek bir yürek olmalı. Her gün, üç beş şehit geliyor ama basınımız malum? Koca hayatlar, sadece birer rakam içerisine sığdırılıyor.

Durum çok ciddi?

Türkiye, halen "müttefik" dediği ABD tarafından, tek taraflı açılmış bir savaşla karşı karşıya? ABD ile savaşsın mı? Gerekirse savaşsın. ABD bir halt değil. Savaşmıyorsa, bu "müttefik" ağızlarını bıraksın.

AKP, ABD ile "müttefik" olabilir ama Türkiye değil. Savaşacak gücün mü yok, üslerini ABD'ye kapat. İncirlik'ten kov. NATO'dan çık. O zaman ABD düşünsün, PYD mi Türkiye mi?

ABD ne isterse veriyorsun, sonra diyorsun "bu müttefikliğe sığmaz", peki bizim yaptığımız devletliğe sığar mı? Maduro kadar olamadılar. ABD'ye "çek o pis ellerini ülkemde" diyemediler.

Lafta, bizim gibi aslan yok, ama uygulamada bizim gibi kedi yok. Oysa "ABD darbe yaptı" diyen kendileriydi. ABD, dünyanın gözü önünde PYD'ye silah veriyor. Her gün şehide alıştırıldık, peki her gün uçak ve helikopter vurulmasına da alıştırılırsak, ne olacak?

Hava gücünüz ABD silahlarıyla kırılırsa, Türkiye nasıl korunacak? Kendimize gelelim. Sorunları konuşalım. Çözümü olanlarla bir araya gelelim.

İktidar, tek başına bu sorunları çözemez. Çapı belli, 15 yıldır gördük.

Bu ulusal bir dava? Hepimizin davası, bu askerler, hepimizin kardeşi ve evladı?

"Metal eskimesi" diye iktidar, kendini tarif ediyor ama öyle değil.

"Ekime" filan değil, ne eskimesi iktidar bitmiş kardeşim!

Koltukta iktidar otursun ama çözümlere kulak versin:

Terör sorunu, bataklık kurutulmadan bitmez. ABD'nin "Büyük İsrail" hedefi görülmeden, çözülmez. Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü gerçekleştirilmeden, Türkiye parçalanmaktan kurtulamaz.

Ah, Türkiye ah!

Suçlu bir tek hükümet değil ki!

Yanlışta olan sadece iktidar olsaydı, şimdi kırk kere düzelmişti. Tarla bozuk!.. Ürüne kızmakla olmuyor işte.

Suçlu yüksek gerilim telleri mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön