Takiyyenin iki yüzü

Takiyyenin iki yüzü vardır, tıpkı para gibi.

Bir yüzünde Allah yazar, öbür yüzü şeytana hizmet eder.

Herkes Allah yazan tarafı görür, marifet şeytana hizmet eden yüzünü görmektir.

Her Müslüman yaşadığı dönemden sorumlu tutulacaktır. Bizlere Yezit taraftarlığının hesabı sorulmayacak, eğer o dönemde yaşamış olsa idik, Peygamber torunu Hz. Hüseyin’in taraftarı olup olmadığımızın hesabı elbet sorulurdu.

Ya da Kurtuluş Savaşı dönemlerinde yaşamış olsaydık; ülkenin kurtuluşu için mücadele edenlerle mi olduk, yoksa ecnebilerin emri altına girmeyi savunanlarla mı diye, mutlak hesaba çekilirdik.

Ancak bizler, AKP’nin iktidar olduğu bir ülkede ve dönemde yaşıyoruz.

Allah zerrenin hesabını soracak da, haça ve haçlıya hizmet eden icraatların hesabını destekleyicilerine sormayacak mı?

Sormayacağını sanıyorsak Allah’ı hiç tanımıyoruz demektir.

Bugün askerlerimiz tabutlar içinde bize dönerken, milletimiz üzerine belalar ve musibetler sağanak sağanak yağarken dahi, bize neler oluyor? Bu başımıza gelenler hangi yanlış politikaların ürünüdür? diye kimse düşünmüyor.

Halbuki az düşünmüş olsak, terör belasının bu noktalara hangi açılımlar sonucunda geldiğini hatırlayacağız. Teröristle masaya oturan, sınırda davul zurna ile karşılayan, “Kürt sorunu vardır” diyen bir iktidar milletine bu sonuçtan başka ne verebilir?

On yıl önce Şırnak’ta “kahrolsun PKK” diye atılan sloganlar eşliğinde Şırnaklı kardeşlerimiz terörü lanetlerken, bugün İçişleri Bakanı sokakta asker ve polisler eşliğinde dahi yürüyemeyip Şırnak’tan adeta kaçırılmıştır. Açılım eken iktidar, şimdi terör biçmektedir.

Taksime cami diyerek yola çıkan iktidar, bugün ilkokullara seçmeli ders olarak Yahudi ve Hıristiyanlığı getirmiştir. Kırk binin üzerinde kilise evleri açmış, devlet gücü ile peygambersiz İslam’ı dayatmış, dinler arası diyalogu Müslümanlık diye sunmuş, zinayı suç olmaktan çıkarmış, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılış sözünü vermiştir.

Başka?

İsrail’e kalkan olmuş, Suriye’de isyancılara kol kanat germiştir. Dünyanın gözü önünde tüm ülke bir yalana teslim edilmiş, eli silahlı canilerin akıttıkları kanı, yalan haberler ile ABD’nin devrilmesini istediği Esat’a sürmüşlerdir. Esat’ı zalim ilan edenler, en büyük zalimin yanında sakal ve cüppeleriyle saf tutmuşlardır.

Takiyyenin bir yüzünü görenler; haç’a ve haçlıya hizmet eden icraatları görmezden gelmişler, uyaranlara karşı ise kulaklarını ve gözlerini kapatarak üç maymuna oynamışlardır.

Bu gerçeklere gözlerini kapatanlar yarın mahşerde amel defterleri açıldığında, haksız yere Müslüman’ın kanını akıtmış, kilise açmış, işgalci ve isyancı olmuş, zalimlerle birlikte olmuş (Obama ve Bush gibi), mazlumların günahına girmiş, Irak başta olmak üzere İslam coğrafyalarında haçlıya asker olmuş, tecavüz etmiş ve cami yıkmış olarak kendilerini görürlerse Allah’a ne cevap verecekler acaba?

“Ya rabbi ben bunları işlemedim, bu defter benim değil mi?” diyecekler.

Evet, doğru bunları onlar işlemedi ama bir hadiste Efendimiz “bir kötülüğe destek olan onu yapmış kabul edilir, bir iyiliğe destek veren de o iyiliği yapmış kabul edilir” buyurmuştur.

AKP icraatlarının bir yüzünde sürekli İslam ve Müslümanlık, öbür yüzünde ise Batının talepleri var olmuştur. Din, dış talepler yerine getirilirken, örtü ve maske görevi görmüş ve sadece dış talepleri iç piyasada yedirme aracı olarak kullanılmıştır.

Takiyyenin ikinci yüzünü görmeyenler bunun bedelini terör, gözyaşı ve yoksulluk hatta işgal ve parçalanma olarak ödeyecek, aynı gemide olmamız hasebiyle hepimiz batacağız.

Allah milletimizi bu kötü akıbetten korusun ve devletimize zeval vermesin.

Takiyyenin iki yüzü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön