Toplum nereye gidiyor?

Emekli bir ağabey, kendi kendine konuşuyor, "bu maaşla geçinilir mi?" diye.

Sordum: 

-Ne istiyorsun?

-Kaç para istiyorsun?

Çekine çekine, "5 bin lira olmalı" dedi. 

"Haydar Hoca 5 bin lira verdi, kabul etmediniz" deyince, "nerden verecekti!" dedi. Ben de "elinin köründe verecekti! Sana ne, nerden verecekse verecek!" deyince, başına kaynar sular döküldü sanki.

Bizim insanımız bu!

"Öğrenilmiş çaresizlik" içerisinde, bu paraların verilebileceğine bir türlü inanmıyor. Devletin ödediği faizleri hanelere böl, bak bakalım her haneye ne düşüyor. Merak etmeyin, rakamlar verip başınızı şişirmeyeceğim.

Gerekte yok!

Sayın Haydar Baş, dünyanın gözünü açtı, bu ülke insanının gözü bir türlü açılmadı. Ülke kaynaklarının yüz tane Türkiye'ye bakacağını, ama buna mukabil, bu kaynakların yabancıların kasalarına aktığını, bir türlü görmedi.

Çünkü Sayın Baş'ı gizliyorlar. Akşamları ekranlara bakın, Prof. Dr. hayadar Baş dışında herkes var. Ondan çalıp konuşuyorlar, ama o yok. 

Gelde anlat!

"Afrin'de bin köyü ele geçirdik" sözüne inanıp alkışlayan kalabalıklara ne anlatabilirsiniz. Tabi ki kahraman ordumuz bin değil, on bin köyü de ele geçirir, bu ayrı konu? Bir kasabaya bağlı bin köy olamayacağını, ahali düşünemiyor.

Sokakta bir mikrofon tutuluyor onlarca vatandaşa , "Hükümet Mars'a yol ve tünel yapmış, ne diyorsunuz!" diye, ne cevap alınıyor biliyor musunuz:  Olumlu buluyorum, takdir ediyorum!

Böyle bir insan topluluğuna sahibiz. 

Neyse!

Biz anlatmaya devam edelim.

Bağımsız Türkiye Partisi, Milli Ekonomi Modeli'nin gereği olarak, "tüketiciye tüketim kabiliyeti kazandırmak" için, yani vatandaşın cebine para koyma sisteminin devreye girmesi için, taahhüt ettiği maaşlardan bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. 

Vatandaşlık Maaşı: Bin Lira. 

Ev Hanımı Maaşı: bin 500 lira

Toplarsanız evli bir hanım, 2500 lira para alacak. Henüz hiç çalışmadan? Çalıştığı içinde, asgari 5 bin lira alacak, eder 7 bin 500 lira?

Soruyorum: 

Bu evde kavga olur mu?

Bu maaşları alan kadınlar, kadın cinayetlerine hedef olur mu? Sadece bu paraya sahip olmak için, adam eşini başının tacı yapar. Çin Lideri Şi, buna, "insan odaklı model" dedi. Çin ve Rus komünistleri  anladı, bizim ihtiyar anlamadı.

Fransız kadın lider Le Pen, anladı, "Vatansever ekonomi" dedi, bizim kadınlar anlamadı. 

"Kadın Hakları" diye, kadınları istismar eden kapitalist anlayışlar, bu görüşün neresindeler acaba?

Bakın, bugün boşanan çift sayıları evlenen çift sayılarını geçmiş durumda. Bu, tersine döner mi, dönmez mi? 

Boşanan ailelerin çocuklarının, nasıl toplumsal yaralara neden olduklarını, konuşmuyoruz bile.

Eskiden boşanan erkeklere selam verilmezdi. "Adam olmaz o!" denirdi. "Çoluk çocuğunu ortada bırakmış" diye, dışlanırdı. 

Şimdi, baş üstünde tutuluyor, adeta ödüllendiriliyorlar. Toplum özendiriliyor. Kız sahipleri, çocuklarını evlendirmeye korkuyorlar.

Toplum nereye gidiyor?

Ülke olarak nasıl bir fatura ile karşı karşıyayız, düşünen var mı?

Var.

Bir kişi, bunların hepsini düşündü. Bizim için dünyanın, en iyi sistemini buldu. Bir Müslüman Türk, nasıl yaşamalı, nasıl para sahibi olmalı, nasıl zengin olmalı, nasıl kaynaklarını devreye koymalı; hepsini buldu, formülize etti, matematiğini çıkardı, sağlamasını yaptı.

Sonra da dünyanın önüne koydu. Dünyanın en büyük iktisatçılarını topladı ve bunu inceleyin dedi. Hepsi şapka çıkarıp, "sen bu ilmi nerden aldın?" dediler?

Bizim Mars tünelci ve köprücüleri de, 'nerden verecek"  diyor?

Allah, sana niye beyin vermiş, ben davacıyım!

Önüne konan samanı yiyecek kadar, öküzde bile beyin var!

Sende, o da yok yahu!

O kendini bilir, kimse üstüne almasın!

Bir de, sizinle uğraşamam!

Kıymetli dostlar!

Müslüman ülkeleri perişan haldeler, oysa Allah onlara petrol gibi bir nimet vermiş. Peki Türkiye'ye vermemiş mi? 

Bunu akıl mantık alıyor mu?

Doğalgaz, kayagazı vermemiş mi?

Ya Bor Madeni?

Bor'da dünya sana muhtaç. Dünya Bor'ûn yüzde 74 senin!..

Enerji uzmanlığı konusunda bence dünyanın bir numarası, Fuat Şengül Bey, ne diyor: Boğazdaki akıntıyla biz, iki Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılarız. 

Şu nimete bakar mısınız!

İki akıntıdan da elektrik üretip, millete bedava dağıtmaktan söz ediyor. 

Kim?

Prof. Dr. Haydar Baş.

Kim?

Bağımsız Türkiye kadroları.

Kim?

Fuat Şengül ve arkadaşları.

Prof. Dr. Haydar Baş'ta, binlerce Fuat Bey var.

Sen de fakir, sefil bir halde, "nasıl verecek?" de!

Nasıl verileceği anlatılıyor, o yine "nasıl verecek!" diyor. 

Allah'ım sabır!

Gel de, çıldırma!

Allah'ın suyu, güneşi, rüzgârı ne işe yarıyor? 

Hepsi enerji kaynağı. 

Yeter ki, kafada et yerine beyin olsun bir. İnsanda, bağımsızlık ruhu olsun, bu da iki. "Amerikasız olmaz!" yerini, "Haydar Baş'sız olmaz" aldığı gün, kurtuluruz. Allah gözlerimizi açsın.

Toplum nereye gidiyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön