Toprak biterse, millet biter.
KöyTv'nin, "Toprak tutar insanı" diye bir sloganı var, çok severim. Toprak mı insanı tutar, insan mı toprağı?
Bence ikisi birbirini tutar. Toprak insanı hep tutuyor. Yediriyor, içiriyor, bir ana gibi? "Toprak ana" diye boşuna dememişler. Doğuyorsun, seni sahipleniyor. Ölüyorsun, bağrına basıp, kıyamete kadar bırakmıyor.
Âşık Veysel ne güzel demiş:
"Dost dost diye nicelerine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır"
Toprak küsmüyor sana, sen küsersin, o asla. Üzerinde gezdirir seni hep. Türlü türlü meyveler verir.
Yine Veysel'den dinle:
"Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır"
Ya dostlar!
Toprak bize sadık iken, biz toprağa sadık mıyız? Hiç sanmıyorum.
Savaşlar şekil değiştirdi. Eskiden ordularla, topraklara saldırılıyordu, şimdi tohumlarla?
Tohum kiminse, toprak onun. Tohumun aldığın ülke, "ilaç" diye sana zehir veriyor. Sen kendi ellerinle, toprağını zehirliyorsun. Türkiye'nin toprakları ne yazık ki, zehirli artık?
Yanlış tarım politikaları ve AB'ye verilen sözlerle, toprağa ihanet edildi. ABD'nin katil tohumları, ülkeyi sardı, tarım bitirildi.
En az yüz kalem, tarım ürünü ithal ediyoruz. Bu ürünlerin başında buğday ve mercimek gelir. Onlarca defa yazmıştık, tekrar etmeyelim.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın "silahsız savaşabilirsiniz ama buğdaysız savaşamazsınız" sözü, gün gelecek bütün köylerin girişlerine levha olarak asılacak. İnşallah o zaman, iş işten geçmemiş olur.
Katar'ın parası vardı ama bir gecede buğdaysız kaldılar, Türkiye ve İran yetişmeseydi, belki 2 milyon nüfus bu çağda, açlıktan ölürdü.
Paranın işe yaramadığı, buğdayın yerini tutmadığı, günlerdeyiz. Allah bugünleri 80 milyona yaşatmasın. Kaldı ki, bizim paramız dahi yok.
Aziz Türk Milleti!
Toprağın hedef, bunun farkın damısın? GDO'lu tohumlarla senin olmaktan çıkmasını geçtik, zehirlendiğini geçtik, bir de, yanlış tarım politikalarıyla, tarım arazilerini kaybediyoruz.
Çiftçi toprağa küstürüldü. Ekmiyor, biçmiyor, çünkü verdiği emeğin karşılığını alamıyor. Bütün ülkelerde tarım devlet desteği alır, Türkiye'de bırakın desteği, "ananı da al git" felsefesiyle çiftçi, zıraemperyal tarım politikalarının kurbanı yapıldı.
Rekabet güçleri ellerinden alındı.
TUİK raporlarına göre, tarımsal ekonomi yüzde 12'den yüzde 8'e geriledi. Yani bu yüzde 8'inde, hangi tohumlarla ve kimyasal gübrelerle işi bitiriliyor, girmiyoruz bile?
Türkiye 10 yolda, ekilen ve dikilen tarım alanlarının yüzde 10'nunu kaybetti.
Topraklarımız çölleşiyor, biyolojik çeşitliliğimiz hızla azalıyor. Gıda güvenilirliğimiz sıfırlanıyor. Tarımda ve dolayısıyla hayvancılıkta kullanılan kimyasallar ve antibiyotikler, insanlarımızın mikrobiyolijik florasını değiştirdi.
Kanser hızla yayılıyor, devlet kanser ilaçlarına para ödeyemiyor, ödemiyor, çünkü ödese, sağlık sistemi toptan çökecek. İnsanlar biilaç çaresizce ölüyorlar.
Bunu insan, kendine yapar mı?
Bunu insan, toprağa yapar mı?
İthal edilen tarım ürünlerine akıtılan paranın yarısı çiftçiye destek olarak verilseydi, bugün bu sonuçların hiç biri yaşanmazdı.
Mevcut iktidar, 35 milyon tarımdan beslenen nüfusu, 15 milyona indirmek için AB'ye verdiği sözü yerine getirdiği için, tarım bakanlarımız büyük ödüller, nişanlar aldılar Avrupa'dan.
Haydar Hoca, "tarım stratejiktir" diye yazdığı, Milli Ekonomi Modeli'nin önemli bir kısmını tarıma ayırmıştı. Türk halkı kandırılarak, toprak dostu anlayışı değil de, toprak katili anlayışları iş başına getirdi.
Katil tohumlar ve toprak katili anlayışlar birlikte, tarımı bitirdiler. Geleceğimizi kararttılar, çocuklarımıza tarımsız bir gelecek bıraktılar.
Şimdi tarımı teşvik adı altında, yine toprağa zarar veriyorlar.
Hazine arazilerinin kiraya verilmesi "devrim" gibi tanıtılıyor ama devletin bir tarım politikası olmadığı için yine sonuç alınamaz. Geçenlerde, bir grup toprak sever bilim insanı, bitkilerden doğal, tarım ilacı yaptıklarını açıkladılar.
Çok az bir maliyete, arapsabunu, sarımsak, biber gibi birkaç bitkinin karışımından, zararlı böceklerden koruyan doğal ilaçları, geliştirdiler. Dünya bu işi nasıl yapıyor, Konya'dan küçük Hollanda nasıl bir toprak anlayışına sahip, az gidip görsünler.
Toprağa ve topraktan olana, artık zarar vermesinler. Topraklarımızı bitirmesinler. Toprak biterken trene bakar gibi bakmasınlar!
Toprak biterse herkes biter!
Son söz Aşık Veysel'den olsun:
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yârim kara topraktır