Trump Pentagon’un dik başlı işçisidir!

Trump’ın  “Suriye’den çekiliyoruz” yalanına, nedense bir tek, Türkiye inanıyor. Trump’a ne de çok inanan varmış ülkede… Yazık, vallahi yazık…

Putin ne dedi: “ABD, Afganistan’dan çekiliyoruz diyeli tam 17 yıl oldu ama çekilmediler”.

Putin, bir şey daha söyledi, yeri gelmişken hatırlatalım. “Atatürk, Rusya’nın dostu, modern Türkiye’nin kurucusudur” dedi.  KGB’de yetişmiş Putin, belediyede yetişmişlere, bir göndermede mi bulundu acaba?

Söylediklerinde hep,  bir mesaj vardır eski KGB’linin. “Batı ile savaşan bir Türkiye, Rusya dostudur” demek istedi.  “NATO’da olmasına rağmen, Türkiye, düşmanımız değil” mesajı verdi.

Neyse, geçelim Putin’i de, biz şu Trump ne iş çeviriyor, ona bakalım:

 Bir kere, Trump demek ABD demek değil. ABD demek, NATO ve Pentagon demektir. Trump, Pentagon’un dik başlı işçisidir!

Yani, bu işten bir “VANMİNIT” çıkmaz, zorlamayın isterseniz. “Bir telefonla ABD’yi Suriye’den çıkardık” deyip, gevşemesin kimse. Eğer öyleyse, ABD’yi Suriye’den önce Türkiye’den çıkarın da görelim!

Öyle ya… ABD, Suriye’den önce Türkiye’den çıksın. Suriye, Türkiye’den daha şanslı hiç olmazsa, ABD buradan çıkmaktan söz ediyor. 

Ya Türkiye?

Kıymetli arkadaşlar, dostlar, kardeşler, canlar!

ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’nden çıktığını söylemeden, Türkiye tehlikeden kurtulmuş değil, neden anlamıyoruz. ABD, Ortadoğu’da iki sebepten bulunuyor: Birisi İsrail’in güvenliği ve İsrail’in Arz-ı Mev’ut doğrultusunda büyütülmesi, ikincisi ise enerji koridorlarının güvenliği…

ABD’nin Suriye’den çıkması demek, bu iki amacından vazgeçmesi demek, yahu siz çocuk musunuz? ABD, “çekildi” görülür daha iyi yerleşmek için. 

Ancak ABD’yi Suriye’den çıkarmak, tabi ki mümkün…

Türkiye, Suriye ve İran, yanlarına Rusya’yı alarak tam bir mutabakat içinde olur, o takdirde mümkün. Türkiye, üslerini ABD’ye kapatır.  SDK’nın arkasındaki güç ile savaşacağını, gerçekten ABD’ye hissettirir, o zaman durum farklı olur.

ABD, dünyada hiçbir güçle, doğrudan savaşmayı göze alamaz. Bu yüzden, Kürtleri  ancak o zaman satar. Bakın, 1 Ekim 2017 tarihli, Yeni Mesaj’daki yazımda neler söylemişim: 

“ABD,  Kürtleri satacaktır!

Bu dediğimi, yazın bir yere!

Göreceksiniz, Türkiye, İran birlikte,  Rusya’yı yanlarına aldığı halde, hamleler yapmaya devam etsinler, bu dediğim olacaktır. ABD, Kürtler için asla bedel ödemez, işler çıkmaza girdiği an, onları tam ateşin içinde, bırakıp gider.”

Peki, şuanda yaşanan bu mu?

Bence henüz değil. “PYD, ABD bizi sattı” diye ağlıyor. İsrail, “başımızın çaresine bakacağız” diyor. İngiltere, “bu kabul edilemez” diyor, falan filan… Ortada büyük bir tiyatro oynanıyor. Türkiye, erken sevinmesin. 

ABD’nin önceliği, Türkiye’yi Rusya’ya kaptırmamak… Ne olursa olsun, S-400’ü aldırmamak, yerine bozuk patriotları dayamak… “60 ile 100 gün” içinde, Türkiye’de, bir iç savaş çıkartmak. Rusya ve İran ile karşı karşıya getirmek, Türkiye-Rusya-İran ittifakını bozmak…

BOP’un yol haritası nedir, Türkiye’yi “yeni Osmanlıya” inandırıp, Türkiye Cumhuriyeti devleti yerine, Arap-Kürt ve Türklerden oluşan büyük bir federasyon kurmak. Burada, Büyük İsrail’e yol vermek… Yani Türkiye’ye, büyüdüğünü zannettirerek,  Türkiye’yi parçalamak…

Davutoğlu zamanında özellikle Halep’e plaka vermek, “Emevi camiinde namaz kılmak” gibi hayaller hep, BOP’tan hayallerdi. Çok şükür ki, bugün Türkiye, oyunların bir kısmını gördü. Esat ile el sıkışmaktan söz ediyor.

İşte, ABD’yi en çok, bu zora sokar. Suriye’nin toprak bütünlüğünü garanti etmiş bir Türkiye’nin, Şam ile birlikte Fırat’ın doğusuna muhtemel bir operasyonu, ABD’ye strateji değiştirmeye mecbur eder. 

Belki de, şuan yaşanan budur ama henüz bu olduğuna ihtimal vermiyorum. Çünkü Türkiye, atması gereken adımları görünürde atmadı. Suriye ile gizli bir mutabakat oluştuysa, o başka…

ABD’yi Suriye’ye sokan, Rusya’nın daha fazla buraya yerleşmesini sağlayan, Türkiye’nin Davutoğlu Ahmet ile battığı  “stratejik” bataklıktan dolayıdır. Çıkmaya çalıştığı muhakkak, ama ABD buna kolay müsaade etmez. Hele de, bu ekonomi ile…

Türkiye, götürüldüğü yanlış Suriye yolundan, tam 7 yıl sonra dönmeye çalışıyor. 7 yıl sonra,  Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Esat, Müslüman mezarlığına gömülecek, Obama ve Netanyahu nereye gömülecek?”  can alıcı sözlerini, birileri anladıysa, ne ala…

O zaman, Sayın Baş’a, “Esatçı” diyen bazı fesatçılar, öldüklerinde Obama ve Netanyahu’nun gideceği mezarlığa gömülmek isterler mi? Ancak güttükleri siyaseti,  Haydar Baş, “gâvur” mezarlığına gömdü bile.

Doğruya dönmek, her yanlış yapanın hakkıdır ama ihanet edenlerin hakkı mı, buna tarih karar versin!
Trump Pentagon’un dik başlı işçisidir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön