Ne menem şeydir şu 'demokrasi' dedikleri… Venezuela örneği ortada… Yüzde 60'ın üzerinde oy alarak iktidara gelmiş olan Maduro yerine seçime dahi girmemiş Guaido muhatap alınıyor.
ABD, Maduro'yu "demokratik" bulmadı. Anti demokratik ilan edildi. Neden çünkü petrolleri devletleştirme adımı attı. En büyük petrol alıcısı ABD, günde 3 milyon varil petrol çıkarma kapasitesine sahip Venezuela'yı yemezse olmaz.
Petrol olunca bir ülkede "demokrasi" filan hikâye kalır. Veya doğalgaz ve bor madenleri, fark etmez. Kaynakların varsa, derdin var.
Suriye yönetimi "antidemokratik" bulunurken, Suud Kralı çok "demokratik" bulunabiliyor mesela. Dünyanın gözü önünde elçiliğe giren bir gazeteci, boğularak öldürüldü, ardından parçalara ayrılıp cesedi yok edildi, yine de bu Suud, "demokratik" bulundu.
Ya Avrupa'ya ne demeli?
Hani demokrasinin beşiğiydi Avrupa! ABD'nin arkasında saf tutarak, Maduro yerine Guaido'yu muhatap alacaklarını açıkladılar. Batı, Akif'in deyimiyle "tek dişi kalmış canavar"… Bunlarda ne medeniyet, ne insanlık var.
Bizi işte böyle bir Avrupa'ya monte etmeye çalışan, yıllardır AB uğruna vermedik taviz bırakmayan ister sol, ister sağ, ister dinci, ister laikçi ne kadar kafa varsa, hepsine birden yazıklar olsun.
Hükümet yanlısı kalemler dahi "Venezuela'dan sonra sıra Türkiye'de" diye yazmaya başladılar. Aldıkları oya güvenerek Batı'nın kendilerini tutacağını zanneden cümle akılsızlara "günaydın!" diyelim.
İlle iktidarları tehdit altına girerse, Batı'yı tehlikeli olarak görüyorlar. İyi de bu Batı, sizi niye indirsin, ey iktidar!
Batı, ne istiyor da sizlerden alamıyor. Elbette Maduro'ya yapılan kabul edilemez ve de Türkiye için bunu kimse akıldan geçirmemeli. Ve de burası ne Venezuela, ne de Sayın Erdoğan Maduro…
Biz ülkemizin bırakın liderini bir kedisini bile düşmana yedirmeyiz. Fakat güzel kardeşim, Maduro sahibi olduğu petrolü "devletleştirme" adımı attığı için bunlar başına geldi. Peki Türkiye hangi adımı atıyor da, sıra Türkiye'de olsun?
ABD sigarası satılsın diye "sarma tütün" yasaklandı bu ülkede, ABD bu hükümeti niye devirsin. ABD'nin Cargill'i kazansın diye, Türkiye Şeker Kurumu ve şeker fabrikaları kapatıldı. Pancar üretimine kotalar geldi, çiftçinin pancarları karın altında kaldı. ABD kazansın diye 80 milyon insan NBŞ ile zehirleniyor.
Bu iktidardan ABD çok razı, emin olun indirmez, merak buyurmasın kimse!
İçiniz rahat olsun. ABD, mevcut iktidarı asla devirmez. ABD'nin bu ülkede ne hükümet götürmesini, ne de bu ülkeye hükümet getirmesini asla istemiyoruz.
Atatürk'ten sonraki gelişmelere bir bakın lütfen, bu ülkede filan hükümet ABD'ye rağmen geldi diyebilir misiniz? Bir tane dahi yok… AKP'yi getirmek için Erbakan'ı kullandılar. “Ilımlı ve siyasal İslam'ı” AKP çatısında birleştirdiler ve geldik bugünlere…
Kimseyi suçlamıyoruz. ABD, ne zaman kimi getirir, kimi götürür, bundan bahsediyoruz. ABD’nin demokrasi anlayışı "kaynaklar" üzerindedir.
Dünyada bir kaynak savaşı varken, kendine ait kaynakları, “20023’e kadar kullanamayız” yalanı ile küresel baronlara teslim etmiş bir anlayışı ABD niye indirsin!
Ayrıca tütünü ABD için yasaklayan iktidar, Adıyaman’da bir oy kaybına uğradı mı? Şeker fabrikalarının kapatıldığı, satıldığı illerde hükümet bir oy kaybına uğradı mı? Tarım bitirildiği için çiftçiden darbe yedi mi?
İşçi ve memurdan bir şey gördü mü?
Hayır. Öyle ise bu iktidar kimden ve neden korkuyor?
İktidar ekonomiyi görüyor. Bu ekonomi ile bu halk başındaki evliya olsa indirir. Ülkede ekonomi diye bir şey kalmadı. İktidar her şeyin farkında… Muhalefet yine öyle.
Bu ülkede muhalefet bitti, bırakın tarımın, sanayinin bitmesini. İktidar, biten muhalefetin de yerini dolduruyor. Muhalefet bile iktidara çalışıyor.
Sayın Erdoğan, AKP’ye muhalefet ediyor ara sıra, siz zekâmızla alay mı ediyor zannediyorsunuz? Hayır!
Olmayan muhalefeti, kendileri yapıyor.
Neyse…
Konumuz ne iktidar, ne de muhalefet. Konumuz, Türkiye’nin biten ekonomisi… Biten ekonomi ile Türkiye’nin bitirilmek istenmesi meselesi… Türkiye’de ne iktidar ne de muhalefet, bu işlerin üstesinden gelemez.
Sayın Haydar Baş olmadan, asla olmaz. Bu kilitlenmişliğin bir tek anahtarı var. O da, sahibinde… Maduro, petrolü devletleştirme amacında olduğu için bunlar başına geldi. Siz nasıl yapacaksınız diye sorabilir siniz?
Siz iktidar edin, işin bu kısmını Haydar Hoca düşünsün. ABD’den korksaydık, sizlerden değil, iktidar etmesini ABD’den isterdik. ABD’den istemediğimiz için, sizler de oy vermiyorsunuz!
ABD, bu toplumun kanına girmiş. “Atatürk “ve “Bağımsız Türkiye “diyerek, önce kirli kandan kurtulacağız.
Asıl Baş Hoca iktidar edilmezse başımıza gelecekleri, hayal bile edemeyiz. Ekonomik çöküş, büyük bir kaosu getirecek. Bu kaos, etnik bir çatışmaya dönüştürülecek. Sonra da Türkiye’ye müdahale edecekler!
Türkiye’ye “demokrasi” getirme, hakkı bulacaklar, kendilerinde. Yarın, yapışacağımız partilerimiz de olmayacak çünkü üzerinde siyaset yapacak ülke bulamayacağız. Allah korusun böyle bir sonu ama görünen köy kılavuz istemez.
Türkiye, Irak ve Suriye’den farksız olacak. Burada silahla yaptıklarını, Türkiye’de ekonomi ile yapacaklar. Bu kötü kaderi değiştirmek elimizde… İnadı bırakalım.
Türkiyeye müdahale edecekler!