Türkiye 'Çuval'da!

 Çok değil, bir hafta önce, yani 23 Mart'ta demiştim ki  "Türkiye'ye El-Bab'ta işiniz bitti çekilin!" derlerse, siyasetin cevabı ne olur, diye. Ve Türkiye, "Fırat Kalkanı bitti" dedi.

Türkiye Suriye'ye girmeyecekti, madem girdi, çıkmayacaktı. Neyse, hiç olmazsa şehit sayısı 73'te kalır. Hayırlısı olsun diyelim. Fakat karardan önce yaşananlara bir bakalım.

Barzani Türkiye'ye geldi. Ankara ve İstanbul'a Barzani çaputları asıldı. Türkiye'den gittikten bir iki gün sonra, o çaputlar "bayrak" diye Kerkük'te devlet dairelerine asıldı. 

Ankara, İstanbul'a asılanın, Kerkük'e asılacağı belliydi zaten. "Anlaşma" yoksa bile "bir oldubitti" olduğu kesin. Türkiye, tepki gösterdi tabi ama buna tepki denirse?

Tepki Erbil'den uçakların alçaktan uçup, bütün camları yerlere indirmekle olur. Fakat benim aklım, Eski Türkiye'ye gitti!

Neyse burayı geçelim.

Daha ne oldu: Devlete ait bir bankanın, idarecisi ABD'de tutuklandı. Zarrab olayı ile ilgili olarak. Zarrap'ın iş ortağı, Zencani'de İran'da idamlık mahkûm. Yani Zarrap'ı, İran'da istiyor. 

Ve İran'da tutuklu, ABD'li bir ajanda var. ABD-İran arasında bir takas olması muhtemel? Zarrap bir anda, İran'ın elinde olabilir. 

İran ile kötü olmamızı isteyen ABD, böyle bir takasla bir taşla iki kuş vurabilir. Daha da önemlisi, Halk Bakası görevlisinin tutuklanmasının ardından, ABD şantajıyla Fırat Kalkanı'nı sonlandırmış olabilir miyiz?

Çünkü "Menbiç'e gireceğiz, Rakka'ya ineceğiz" derken, "Fırat Kalkanı bitti" dedik. 

Üstelik ABD'nin buz gibi soğuk Dışişler Bakanı Tillerson henüz Ankara'ya ayağını basmadan, biz bu kararı verdik. Moda deyimle bu çok manidar! 

Nesi mi manidar?

Eğer, ABD'nin Halk Bankası ve Zarrap üzerinden iktidara bir şantajı söz konusu ise bu şantajın sonu gelmez. Yarın bir gün, Rakka'ya PYD ile birlikte girin derse, ne olur? 

ABD bu, ne yapacağı hiç belli olmaz!

Hatta "PYD komutasında Rakka'ya girin!" der mi, der!

Olmaz olmaz demeyin!

Her şey olur!

Bu ABD'den, her şey olur!

Bir tek,  "dost" ve "müttefik" olmaz!

Olmayacak şeyleri ABD'ye yakıştırdılar. "Dostumuz ABD" veya "stratejik ortağımız ABD" gibi yapıştırmalar, kendimizi değil, topyekûn milleti kandırmaktır. 

Tillerson'la bizim Çavuşoğlu basın önünde açıklamalar yapıyor. Çavuşoğlu,  "dostum Tillerson" diye hitap ederken, Tillerson "Türkiye bakanı" diyor.

Biz "dostumuz" dedikçe, onlar düşmanlıklarını artırıyorlar. 

Bu nasıl bir anlayış!

ABD karşısında bu kadar alttan alma niçin?

Bilmediğimiz ne var?

Hangi şantajlar bizi, ABD karşısında bu kadar boyun büktürüyor. Bırakın Gülen'i vermelerini, ABD "bizden" tutuklama yapıyor.

Hem ABD'ye FETÖ'den dolayı kızıyoruz, PYD'den dolayı köpürüyoruz, hem de  "dostum" diyoruz.

İşte bu da, iktidarın  "Türk Tipi" bürokrasi anlayışı galiba!..

Sen dostum diyorsun, o "çekil" diyor. 

Sen "ortağım" diyorsun, o en ölümcül darbeleri indiriyor. Şahsen ben, ABD'nin askerimizin başına çuval geçirmesiyle, Halk Bankası görevlisini tutuklaması arasında, bir fark görmüyorum. 

O Tillerson, Türkiye'ye gelememeliydi!

Benim devlet görevlimi tutuklayamaz. Bugün bürokratını tutuklayan, yarın sizi tutuklar. Bugün askerinizi 'çuval'a koyan, yarın ülkenizi koyar. Koydu nitekim!..

Kim ne derse desin!

Türkiye 'Çuval'da!

ABD ne istedi de, Türkiye vermedi!

Buna rağmen Türkiye yapayalnız. ABD için, BOP'tan ne varsa içine girildi, şimdi çıkılamıyor!

Kod adı "Kürt Koridoru" olan bir çevrelemeyle sarıldı etrafımız. Koridoru delsen, ya ABD çıkıyor ya Rusya? Daha öteye git İsrail çıkıyor. Ne koridorun, ne avlunun, Kürt ile alakası yok.

İslam dünyası ile bağı kesildi Türkiye'nin. Osmanlı Rüyasına daldık, Büyük İsrail'e uyandık!

Acaba uyandık mı?!

İktidarı kötülemiyor, gerçekleri haykırıyorum. Siyaset zamanı değil, ülke gidiyor çünkü. Ülke için "Bağımsız Türkiye" dedik.

Prof. Dr. Haydar Baş, bugünler için siyaset yaptı. 2001'de Urfa'da "Nemrut ateşinde yanan bir Türkiye görüyorum" demişti.

Aziz kardeşim!

Biz bu ateşi, bugün dahi görmüyoruz. Rusya'sı, ABD'si birlik olmuş, senin "koridor" gördüğünü, onlar hızlıca devlete dönüştürüyorlar. Sen hala oynaştasın!..

Halen iç cepheyi çökertiyorsun!

Ne diyeyim!

Demedik ne kaldı ki?

Türkiye 'Çuval'da!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön