Bu ülkede en kıymetli şey yalandır. Yalan, en çok tüketilen şeydir. Yalana büyük bir talep var. Yalandaki arz-talep, emin olun soğan ve patateste yok. Arz ediyor, anında tüketiliyor. Yalanın dibi bile sıyrılıyor.
Yalana ekmek bananları görürsünüz.
"Türk" usulü beslenme!
Hele de seçimlerde, yalanın değeri büsbütün artıyor. Elli yıllık, hatta yüz yıllık yalanlar, alıcı buluyor. Yeter ki, yalan olsun! Yalan ile beslenmekten, bünyeler doğruyu kaldırmıyor.
Bir doğru, üç yanlış arasına konarak verilse bile yanlış yutuluyor, doğru çiğnenip geri atılıyor.
Yeni Zelanda'daki katliam, nasılda seçim malzemesi yapıldı gördünüz.
Sayın Erdoğan, "Haçlılar!" diye kükredi. Oysa Haçlı seferlerini başlatan Papa'nın heykeli altında, Abdullah Gül ile birlikte imzaları atan kendileriydi. "Haçlı seferleri kötü bir şey değil" diyen de kendileriydi.
Seçimdeyiz ya, “Haçlılar!” çıkışı, işe yarar!
"Ayasofya ibadete açılsın" taleplerine anında "proje" dedi ama on binlerce kilise açılmasına "proje" diyenleri duymazdan geldi yıllardır. Önümüzde bir seçim var ve "50 Müslüman bir mescitte öldürülmüş.” Bulunmaz fırsat!
Tabi ki konuşmalı ve makul tepkiler koymalı, ayrı konu…
Ama bunun yerine "Haçlılar!" diye damardan girdi. Küçük ortak da boş durmadı bir "Haçlılar" çıkışı da o yaptı ve "gelin ulan, gelin!" dedi. İyi de, Haçlılar geleli çok oldu. Ege'de adalarımızı işgal ettiler, sizler yoksunuz ortada.
Ege'de il sınırlarımız içinde olan 18 ada, Yunanlar/Haçlılar tarafından işgal edildi. Ayinler yapıldı, kuzular çevrildi, keyifler yapıldı. Nerede bizim "Haçlılar!" diye kükreyen, yiğitler!
Seçimdeler!
Yoksa karşı ittifaka mı bağırıyorlar "Haçlılar!" diye!
Siyaset, yalan dolan ile olmaz. Böyle olunca, yalanı dolanı olmayanı halk seçmiyor. Çünkü halk, yalanı ekmek arası yapıyor, doğruyu "aperatif bile saymıyor. Sonra da, uçmayı beklerken, çakılıp kalıyoruz ülke olarak.
Şimdi iktidar, yerel bir seçim öncesi "Golan" diye bağırmaya başladı. Suriye'yi bölüp, parçalama projesi ABD ve İsrail'e ait iken, dibine kadar bu işin içinde ol, şimdi ise "Golan" diye bağır.
Buna kim inanır diyeceğim, ama inanan çok.
Oysa yanlış Suriye politikamız halen yürürlükte. Halen "Esed" diye bağırıyorlar. Çin, İran, Rusya, bu ülkenin imarı için Esad ile anlaşmalar yaparken, Türkiye, Suriyelileri beslemeye devam ediyor.
Neyse, nedir Golan meselesi?
İsrail, Suriye'ye ait Golan tepelerini 1967'de işgal etti. 1981'de de ilhak etti. Suriye'nin en önemli su kaynakları bu tepede bulunuyor ve İsrail için son derece önemli. Tabi, Suriye için de çok önemli stratejik tepeler.
Şimdi Trump, Kudüs'ü "başkent" ilan etme hamlesinden sonra, İsrail için yeni bir hamlede daha bulundu. Golan Tepeleri'ni "İsrail toprağı" ilan edeceğini açıkladı. AKP için ise üzerinde tepinilinecek önemli bir alan, Golan Tepeleri…
Sessiz mi kalsın?
Asla.
Golan Tepeleri, Suriye toprağıdır ve öyle kalacak. Türkiye, haklı tepkisini ortaya koymalıdır. Ama sevgili kardeşim, sen bütün bunlardan önce, İsrail'in düşmanına, düşman olmayı bırakmak zorunda değil misin!
İsrail ve ABD’ye verilecek en güzel ders, Şam ile ittifak edip, PKK’yı Suriye’den atmak değil mi? Suriye’de, PKK/YPG’nin “devlet” olmasına karşı olan bir tek Şam yönetimi, onunla da düşmansın. Rusya bile karşı değil.
"İsrail'in birinci düşmanı Esat'tır. İsrail bu düşmandan yakında kurtulacaktır. Suriye'nin başına gelen her şey, Esad'ın Filistin'e olan desteğidir" dendiğinde, yıl 2011'i gösteriyordu ve Suriye'nin altı üstüne getiriliyordu.
Kim demişti bunları?
Netanyahu.
Şimdi bu yalan dolana kim inanır. Veya seçimlik “Golan” tepkisine… Göstermelikte olsa Golan tepkisini alkışlarız ama gerçekçi olmak lazım. Mevcut iktidar gelmeden İsrail'in gücü neydi, şimdi ne, takdirlerinize bırakıyorum.
Eğer lise bir talebesine Suriye'deki safımızı anlat deseniz, “İsrail safı” demezse, bende bir şey bilmiyorum. Netanyahu veya Trump'ın elini, Esad'ın elinden daha "temiz" görüp sıkanlara, denecek hiç bir söz yok.
Türkiye, bu siyaset ile devam etsin, 10 yıl sonra, Urfa'da İsrail bayrağı dalgalanmazsa ben kendimi Çamlıca tepesinde asarım. İsrail'e bağırarak veya haçlıya, onları durdurmazsınız. Bağırarak domates-biber fiyatları belki durur ama onlar durmaz. Adım atacaksınız!
Seçime malzeme edilmeyecek kadar dış meseleler önemlidir. Yeni Zelanda bile kurbandır, orada öldürülen Müslümanlar gibi. Siz, ABD'ye karşı tavır alacaksınız.
İsrail'e karşı tavır alacaksınız. İsrail, Suriye'yi yemek istiyor sen, "Esad-fesat" demeden Şam'ı bağrına basacaksın. Bunca olaydan sonra, tabii ki olmaz. Çin, 250 bin konut anlaşması yaptı, sen hava aldın.
Oysa bir zamanlar "kardeşim Esad" der, ortak bakanlar toplantısı yapardık. ABD-İsrail safında olduğumuzu, sadece Esad takıntımız dahi gösterir. Suriye'nin Doğusu ABD'nin, batısı Rusya'nın, Golan Tepeleri İsrail'in oldu.
5 milyon Suriyeli de, senin oldu Türkiye’m!
Yarın, bu Suriyelilerle, ne yapacağını düşün. Esad gidenleri ülkesine kabul etmiyor, iyi mi!..
Sen, yalanlarla beslenmeye devam et. Lafla peynir gemisinin yüzdüğüne inan. Almanya filan bizi kıskanıyor san!
Yalan-dolan-Golan