Okullara "andımız" tekrar geldi. Çocuklarımız sabahları yeniden, "Türküm, Doğruyum, Çalışkanım?" diye, bülbüller gibi şakıyacaklar. Atatürk, yeni müfredata da girdi. Bunların, AKP iktidarında olması, önemli bir hatadan dönüldüğü anlamına geliyor.
"İki ayyaş" nitelemesinden, "Atatürk'ün izindeyiz" noktasına gelinmesi, büyük bir U dönüşü yapıldığını gösterir.
Dini kendi tekelinde görenlerin, Fazıl Say'a "sen de mi namaz kılıyordun" demeye nasıl hakları yoksa ve ne kadar çirkinse, Atatürk'ü kendi tekellerinde görenlerin de, iktidarın "Atatürk" demesine tepkileri, o kadar yanlış olur.
Herkesin hatalardan dönme hak ve hürriyeti vardı.
Herkes, "Atatürk" diyecek. Darısı, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye inşallah…
"Atatürk Vatandır" gerçeğinde, hepimiz bir bilek bir yürek olacağız. İktidar, çok hatalar yaptı, halen yapmaya devam ettiği büyük hatalar var. Ancak değilmi ki, hatadan dönüyor, cesaretlendirmek lazım.
"Nurculuk" ve "Nakşîlik" temelli, Atatürk düşmanlığı, "dindarım" diyen insanların zihnini bulandırmış, zaman içerisinde, adeta bir akaide dönüşmüştür. Saf zihinler, dış güçlerin içerdeki ajanları eliyle, iyice karıştırılmış.
Bir zehir gibi bünyeleri sarmış,Mustafa Kemal'in mübarek anasına ağza alınmaz iftiralar atılmış. Sonraları Atatürk düşmanlığı bir sektöre dönüşmüş ve hatta siyasi bir anlayışın doğmasına neden olmuş.
Neyse, gelişmeleri ve sonuçları zikretmeye gerek yok. Buna, "dur" demenin zamanı gelmiş ve geçmişti. Rahmetli Attila İlhan'ın "Hangi Atatürk" kitabı, bazı soruların doğru cevabı olduysa da, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Hoş Geldin Atatürk'ü bu alanda bir devrim yaptı.
Kitap öyle tabular yıktı ki, "kafamızdaki şüpheleri giderdiniz, Allah sizden razı olsun" diyen yüz binler, milyonlara dönüştü. Bize, bir devlet ve cumhuriyet hediye eden, ömrü ecnebilerle savaşmakla geçen bir büyük önder, hâşâ "dinsiz", ona iftira atan, Papa eli öpenler ise haşa "Müslüman!"…
Bu asla kabul edilemez ve bu yalan daha fazla sürdürülemez. Binlerce Atatürkçü isim, Atatürk'ü yazsalar, bu konuda on binlerce kitap yazılsa ki yazıldı; Hoş Geldin Atatürk'ün yaptığı etkiyi yapması mümkün değil.
Atatürk'ün soyuna laf edenler, Atatürk'ün belgelere dayalı soyağacını görünce küçük dillerini yuttular.
Benim merek ettiğim ise 80 milyonun, soyağacını bir gecede bulan devlet, Atatürk gibi bir insanın soyağacını nasıl bulamadı!
Ölümünden bugüne Atatürk'e "dinsiz" denilmesini seyretmek, bir projemiydi?
Amaç neydi?
"Dinsiz Atatürk" kimlerin işine geliyordu?
Sorum bitti!
Neyse!..
Ve bugün:
Her kesimden insan "Atatürk" demeye başladı. Dindarı, hacısı, hocası, "Atatürk" diyor. Kimin sayesinde? Tabi ki, Hoş Geldin Atatürk'ün yazarı, Sayın Baş sayesinde. Sandıklarda karşılığının olmaması sizi şaşırtmasın, toplumda Haydar Baş hocanın, muazzam bir karşılığı var.
Onun kucaklayıcılığı, irşat ve ikaz edici vasfı, herkeste bir iz bırakmıştır. İktidarın, "Atatürk" ve "Milli Para" demesinin, neden olduğu faktör, Baş'tan bellidir.
AKP'nin bir fikir temeli yoktur, o yüzden her fikir, AKP'yi etkilemiştir. "Cemaat" denilen illetin iktidarı "kandırması", sonra "açılım" yapmaları ve en son "Atatürk" demeleri, dümeni bozulmuş gemi gibi sürekli savrulmaları, bundandır.
Tezsizlik, modelsizlik, fikirsizlik?
"Dava" diye tanımladıkları şeyin içi boştur, koftur. Bunu bugün herkes görüyor. Gönül veren milyonları üzmemek için, daha fazla bir şey demeyeyim!
Atatürk ve asker karşıtlığı üzerine kurulan hareketin, 28 Şubat gibi bir "doğum evinden" çıkıp büyümesi ve bugünlere gelmesi, hatalar yaparak doğruları öğrenmesi, pek tabi ki, ülkede kamplaşmalara neden oldu.
Böyle bir durum tespiti yaptıktan sonra, şunu söylemek gerekir: Hoş Geldin Atatürk, gerçekten bir devrimdir. Devrimler, kalp ve inanç boyutuyla gerçekleşir.
Bu ülkede, Prof. Baş'ın dışında hiç kimse, Atatürk'ü, ona düşman olanlara sevdiremezdi. Onun, çocukken annesinden aldığı "Atatürk, şehit dedenin silah arkadaşıydı" öğüdü, onu zaten Atatürk sevdalısı yapmıştı.
Etrafındaki insanlara, nerden baksanız 50 yıldır, gerçek Atatürk'ü anlatıyor. "Atatürk ile Müslüman'ı barıştırcağım" hayali, Hoş Geldin Atatürk'e dönüştü.
Milli Ekonomi Modeli için "30 yılımı verdim" diyen Baş Hoca, bence Hoş Geldin Atatürk için 50 yılını verdi. Hiç kimse onun, Atatürk sevgisini ölçmeye, tartmaya, hakkı ve haddi yoktur. Bu böyle biline?
Kitap gerçekten bir ilk?
Tıpkı Milli Ekonomi Modeli gibi, tıpkı Ehl-i Beyt eserleri gibi. Bir parti düşünün ki, Türkiye'ye Batı'nın kurduğu bütün tuzaklar için önleyici hazırlık yapmış, eserler ortaya koymuş, tezler geliştirmiş.
Sayın Haydar Baş'ın yaptığı üç büyük devrim var:
Birincisi, Atatürk'ü dini ve milli kimliğin bir parçası yapması, Hoş Geldin Atatürk.
İkincisi, kapitalizmi ve sosyalizmi çöpe atan ekonomi tezi? Bugün bu tezin kuralları, devletlerin yolu oldu. Bu, dünya çapında, çok büyük bir devrimdir. Dünya, Haydar Baş'ın "Milli Para", "Milli Parlarla Ticaret" gibi kavramlarıyla ekonomiyi konuşuyor. ABD'ye karşı, silah olarak kullanıyor. Ülkemizde dahil?
Üçüncü büyük devrimi, Alevi'yi Sünni'ye, Sünni'yi Alevi'ye sevdiren, 12 ciltlik Ehl-i Beyt serisi eserleri. Hele de, ABD'nin ülkemizde ve bölgemizde, istediği Alevi-Sünni veya Şii-Sünni savaşı istediği bu dönemde, tam bir oyun bozucu oldu.
"Esad Şii, devirelim!" ABD söylemi, "Şii-Sünni kardeş, ayıran kalleş" söylemi ile tuz buz oldu.
Olay bu?
Türkiye, bütün konularda Baş Hoca'nın dediğine gelecektir. Bunun olumlu adımlarını görmekteyiz. Hem halkta, hem iktidarda. Zifiri karanlıklar, sabaha yakın olur. Hep birlikte, ülkemizi, Bağımsız Türkiye, yapacağız. Ne Mutlu, Türküm Diyene!