Yoksa ekmek 10 lira olur

Nerde baksanız, on yıldır bu köşede bağırıyoruz,  "Türkiye'yi batıracaklar" diye. Ve ne yazık ki ülkenin geldiği son nokta bu? Tarım ülkesi Türkiye, buğday ithal ediyor. Peki, buğday almak için ne lazım? Dolar.

Hani dolar?

Yok.

Dolar yoksa ekmekte yok.  "Dolarla işim yok!" diyenlere kapak olsun. Uzmanlar, yüzde 20 faizle dolar aldığımızı söylüyorlar. Kaç ay dayanabiliriz, takdirlerinize bırakıyorum. 

Kıymetli dostlar!

İnsan neye üzülüyor:

 Bunca toprakların sahibi, bunca ırmakların sahibi, bunca ovaların sahibi Türkiye, buğdaya muhtaç. Bizim düşmana ihtiyacımız var mı ki!.. Yani,  "dış güçlere"  gerek var mı?  İç güçler bizi ekmeğe muhtaç hale getirdi.

Bakınız, 20 dakika'da halkın bankası soyuldu. 

Kim yaptı?

"Dış güçler" yanlış cevap. Bu sefer iç güçler?

ABD, Halk Bankası'na "haraç" kesmeden,  iç güçler, "20 dakika içinden doları 3,75'ten aldılar.  Sonrada dolara çevirdikleri paralarını, başka hesaplara aktardılar". Bu iddia doğru ise hainleri bulmak devletin görevidir.

10 bin yıldır, dünyanın tarım ambarı olan Anadolu'da tarımı bitirdiler. Tabi ki,  "dış güçler" bitirdi! İç güçlerle el ele verip, bu işi başardılar. Binlerce yıldır, geleneksel olarak ayırdığımız "tohumluk"  anlayışı yerini, ne aldı.

Dünya tohum devleri? 

Türk çiftçisini, bu tohum devlerine bağımlı hale getiren politikaları, Allah kahreylesin. Elin hibritli tohumunu, İsrail'in "kodlu" tohumunu, kullanmayan çiftçinin ürünü, reyonlarda yer bulmadı. Bununla kalmadı, çiftçi hapis cezası ile tehdit edildi.

Düşman, topraklarımıza silahla girmedi ama tohumla girdi. GDO'lu tohumların gübresini de almak zorunda bırakıldık.  "İlaç" adı altında, zehirlerini topraklarımıza saçtık. Bugün, zehirli topraklarımızda ancak onların zehirli ürünleri yetişebiliyor.

Tohum, bugün silahın yerini aldı. Üçlü koalisyon ile başlayan ve sonra mevcut iktidar ile devam eden tarım politikaları, Türkiye'yi ekmek bulmaz hale getirdi. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "tarım stratejiktir" uyarıları, hep gizlendi, duymazdan gelindi, yok sayıldı.

"Silahsız savaşabiliriz ama buğdaysız savaşamayız" uyarısını, bu ülkede tam 20 yıldır yapmaya devam etti. Adam eksen, adam bitecek topraklarda, odun yetişiyor diyeceğim yalan olacak. Çünkü ısınmak için ülkede odun da yok.

"Odun" demişken, aklıma geldi. Bu kış herkes, soba kurmaya hazır olsun. Hem karanlıkta kalacağız hem soğukta? Dolar yok ki, doğalgaz gelsin. Elektrik dahi, ithal? Çünkü doğalgazdan üretiyoruz. Kış gelmeden iki defa zam gördü. Kış gelirse, yandı gülüm keten helva?

Bu ülke bizim, bu vatan hepimizin. İnadına söylüyoruz "aynı gemideyiz" diye. Gemiyi delen politikaları konuşuyoruz. Ve yol gösteriyoruz:

Devlet,  bir tarım seferberliğine girsin. İthalat için ödediği parayı, çiftçiye destek olarak versin ve sonrada tarlasını ekmeyen çiftçiyi hapse atsın. İki yıl ekmeyen çiftçinin toprağını elinden alıp, ekecek olana versin.

Ve sonra devlet, bu tarım ürünlerinin ihtiyaç fazlasına pazar bulup ihraç etsin. Yoksa emin olun bu ülkede, patates ve soğan kurundan sonra, ekmek kuru da çıkar. Ve ekmek bu gidişle, 10 lira olur.

Bir çuval un, 95 lira oldu. Ekmek üretmek için, elektrik veya doğalgaz gerekli, maliyetleri ekle, topla, hak verirsiniz. Bugün Türkiye, eğer kapitalizmde kalacaksa, önce, kuru sabitleyecek, iflasını ilan edecek, alacaklılarla masaya oturup, borçları 30 yıla yayacak.

İnanın başka çaresi yok.

 Yalan konuşmaya gerek yok. Aynı anda hem içeriyi hem dışarıyı idare etmek mümkün değil artık. Dış güçleri ve iç güçleri iyi tanıyıp, ona göre bir milli politika belirlemek gerekir.  Partilerimize değil, kurtuluşa sarılmalıyız.

Parti bayraklarını birer bohçaya koyup, bir sandıkta saklayacağız. Ülke kurtulduktan sonra, kaldığımız yerde devam ederiz.  "Milli Para" ve "Milli Parlarla Ticaret" tezine sarıldık madem, bu tezin sahibinin elini tutacağız.

Dünya o eli tutmuşken, Türkiye, daha fazla gizleyemez. İnada lüzum yok. " Atatürksüz Cumhuriyet" nasıl elde patladıysa, "Atatürk" demek zorunda kalındıysa,  Haydar Başsız "Milli Ekonomi" de, elde patlar. 

 "30 yılda yazılan" bir tez,  30 günde veya 30 dakikada anlaşılmaz. Ruslar 10 yılda öğrendiler, üstelik tezin bazı kodları onlarda değil. Türk milletini ve de devletini bekliyor. 

Ülkeyi kurtarmaya müsaade buyurun lütfen. Tarımı ayağa kaldıralım. Türk milleti et yemekten bıksın. Cepler para görsün. Vatandaşlık Maaşı ile 80 milyon kenetlensin.  "Atatürk Vatandır" gerçeğinde birleşilsin.

Cennete döner Türkiye, bölgenin çekim merkezi olsun. Komşularını ayağa kaldırsın. Türkiye'nin liderlik yaptığı yeni bir dünya kurulsun.  Önce Fırat'ın doğusundan, sonra bütün bölgeden ABD kovulsun.

ABD'yi üslerimizden kovup, yerlerine soğan patates ekelim. Dünyayı, biz doyuralım. Türk'e bu yakışır.  Türk'ün yurdunda fakirlik suç sayılsın.  Vallahi biz bunu başarırız, billahi başarırız. Yeter ki,  yüzümüzü Batı'ya değil, Atatürk'e ve Baş Türk'e çevirelim.

Yoksa ekmek 10 lira olur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön