Türkiye kendi karasularında petrol aramaya başladı. Aslında petrol, işin bahanesi… Türkiye, kuşatmayı yarma eyleminde bulunuyor.
Eşek Adası ve Bulamaç Adası gibi 18 ada ve 150 küsur kayalık, yabancı kaynaklarda bile Türkiye’nin sınırları içinde görünür. 19 yılda AKP iktidarı, adaların Yunan işgaline uğramasına ses çıkarmadı.
Abdullah Gül ile ABD’nin savunma bakanı olan Colin Powell arasında yapılan gizli anlaşma ile ilgisi var mı, bilmiyoruz. Kamuoyundan gizlenen 9 maddelik anlaşma içinde Ege adaları ve Kıbrıs’ın da olduğu söylentileri var.
“2004’te Kıbrıs, İngiltere’ye; Ege adaları Yunanistan’a verildi. Yunanistan hakkını almış, İngiltere ise bekliyor” deniyor. İnanmak istemiyoruz tabi ki ama sonuç ortada!..
Yunanistan adalarda kuzu çevirirken, iktidar Türkiye’de ne çeviriyordu!
Eğer olay bir söylentiden ibaretse, 18 ada ve 150 kayalıkta Yunan bayrağı ne arıyor.
Neyse göreceğiz, Yunanistan’ın hareketlerini!
Yunanistan, kendi karasularımızda, bize saldırırsa, Yunanistan’la savaşacak mıyız!
Savaşalım veya savaşmayalım demiyorum, bir soru sordum sadece?
Planınız var mı?
Hazırlığınız nedir?
Yoksa gerginlik çıkarıp, işgali kalıcı hale mi getireceğiz?
Karşımızda Yunanistan mı var, yoksa 500 milyonluk Avrupa mı var?
Bunun farkında mı bu iktidar!
Haklıyız, karşımızda dünya olsa ne çıkar, bu ayrı konu… Ama güzel kardeşim, AB’ye girme uğruna Kıbrıs’ı neredeyse elden çıkaran iktidarın, şimdi Avrupa ile savaşacağına inanmak, saflık ötesi bir şey ya!..
Annan Planı için neler yaptılar. “Evet” demeyen Denktaş’ı neredeyse Ergenekon’dan içeri atıyorlardı. Sonra Talat’ları, Akıncı’ları KKTC’nin başına sardılar.
Şimdi gel de, Hulusi Bey’e inan!
Hatırlayın lütfen;
Rum tarafının tek başına AB’li olmasına imza atan bu iktidar değil miydi?
Yani bugün Kıbrıs’taki bir sorun, 500 milyonluk AB’nin sorunu oluyorsa, sebebi mevcut iktidarın, sorumsuzca attığı imzadır.
Bu imzanın sahipleri, Akdeniz’de ve Ege’de, hangi dersi çıkardılar da haklarımıza nasıl sahip çıkacaklar, hepimiz merak ediyoruz.
Buna rağmen, devletimizin arkasındayız, ordumuza güveniyoruz.
Ege’de bir gerginlik çıkarıp, işgal edilen adaların NATO korumasında Yunan işgaline dönüşmesi tehlikesine dikkat çekmek isteriz. Adalara Yunan çökmüş diye üzülüyorken, ABD gelip Yunan’a koruma sağlamasın.
Yani Kıbrıs ve Ege’de, AB az gelip, üstüne bir de ABD gelmesin. Türkiye’ye ait parası ödenmiş F-35’leri zimmetine geçiren ABD, Ege ve Akdeniz’de karşımızda mı değil mi?
Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması da bir ABD provokasyonundan başka bir şey değil. Azerbaycan’a saldırı, Türkiye’nin haklı tepkisini çekecek, bu da Rusya-Türkiye gerginliğine neden olacak.
S-400 meselesi de, bu gerginliğin kurbanı olacak!
Şeytanın aklına gelmeyen, ABD’nin aklına gelir, buna emin olabilirisiniz.
Türk ve Rus devlet aklı, oyuna gelmemeli.
Türkiye, İran ve Rusya bir araya gelseler hem Suriye sorunu çözülür, hem Ermenistan sorunu. Suriye ile sorununu çözmüş bir Türkiye’nin, Akdeniz’de eli güçlenir.
Libya ile yaptığı anlaşmayı Suriye ile de yapar. Kaddafi devrildi, kime yaradığını bugün hala görmediysek, bir şey konuşmaya gerek yok. AKP’nin yanlış politikaları, ne yazık ki ülkemizi zora soktu, savaşların eşiğine getirdi.
Her şeye rağmen, olanlardan ders çıkarıp, doğru adım atılacaksa elbette destekleriz. İnancımızı zorda olsa tazeleriz. Beka meselesi her türlü siyasetin üstündedir. Yeter ki siyasi beka, devlet bekası ile karıştırılmasın.
Topraklarında sahip olduğu kaynakları, “Lozan’da verildi” yalanı ile ecnebiye akıtan bir zihniyetin, Akdeniz’deki kaynaklarımızı koruyacağına inanmak zor olsa da, Yunanistan’a karşı atılacak her adımın arkasındayız.
Bekliyoruz!
Kaybedilen adaları, geri istiyoruz.
Vatanın “mavisi – kırmızısı” olmaz.
“Yavrusu-anası” olmaz.
Vatan, vatandır.