“Büyük Kürdistan” Türkiye’ye kurduruluyor

Türkiye öylesine yanlış bir yolda ilerliyor ki buna ne yol denebilir, ne de siyaset. Bu gidişata isim koymak gerekirse, olsa olsa intihardır. Devletin kuruluş senedi kendi eliyle yok ediliyor.

Mustafa Kemal; İsmet Paşa’yı Lozan barış görüşmelerine gönderirken “Kürtleri azınlık saymak isteyeceklerdir, Kürtler Müslüman olduğu için azınlık değil, asıldır diyeceksiniz ve azınlıklar ülkemizdeki gayrimüslimlerdir, bunu sakın unutmayın!” demiştir.

Gazi’nin tespitleri aynen çıkmış ve İsmet Paşa azınlık tarifini müslim-gayrimüslim esasına göre yapmıştır. Aradan bir yüz yıl dahi geçmeden batılılar Sevr’i yeniden dayatıyor. Aslında buna dayatma denmez çünkü savaşsız gönüllü olarak kabul ediyoruz.

Özal tarafından ABD, Irak’ı işgal etmek üzere cesaretlendiriliyor, gerekçesi Saddam diktatör. Birinci körfez harbi ile bölgeye gelen ABD, o tarihte Saddam’ı devirme imkânı olmasına rağmen bunu o gün yapmıyor. Kürt bölgesine uçuş yasağı koyarak tampon bölge oluşturuyor.

Çünkü şartların olgunlaşması bekleniyor. Önce birbirleri ile savaşan Talabani ve Barzani barıştırılıp güçleri birleştiriliyor. İkinci Körfez Savaşı’ndan sonra Saddam devriliyor. Talabani Irak Cumhurbaşkanı, Barzani ise Kürt bölgesinin Başkanı oluyor.

Terör her gün artarak Türkiye’yi kana buluyor, Barzani tehdit ediyor “Türk askeri bölgeye gelirse burasını onlara mezar yaparız” diye. AKP geliyor, Türk askerinin başına “çuval” geçiriliyor. Ardından içerde de TSK balyozlarla dövülerek güzel bir “terbiye” ediliyor.

Artık sınır ötesi operasyonlar birkaç uçağın dağı taşı bombalaması ile sınırlandırılıyor ve kara harekâtı için ABD’nin iknası ordunun başı tarafından seslendiriliyor. Tabi şehitler vermeye de, her gün devam ediyoruz…

Irak merkezi hükümeti şu sıralar Türkiye tarafından by-pas edilerek sözde Kürt devletinden petrol alımı gerçekleştiriyoruz. Bunun anlamı Türkiye sözde Kürdistan’ı tanımış oluyor. PKK’yı bölgesinde destekleyen barındıran Barzani Türkiye’nin dostu olarak kabul edilip en üst düzeyde muhatap buluyor.

Bu da yetmezmiş gibi “Açılım” adında PKK’yı meşrulaştıran ve masaya davet eden bir anlayışla Barzani den yardım isteniyor, yani tilkiyi kümese bekçi yapıyor Türkiye.

ABD’nin Irak’a müdahale etmesini isteyen Türkiye, şimdi de batının Suriye’ye müdahalesini istiyor. Film aynı, hatta söylem de aynı “Esat halkına zulüm ediyor batı gelip işgal etsin, yönetimi değiştirsin…”

Rusya ve Çin’in vetosuyla Batı gelmeyince biz bu işi üstlendik, Esat yönetimini devirme işini.

Peki, Esat gidecek ne olacak, elimize ne geçecek?

Esat gidecek, bu bölgedeki Kürtler, Barzani birleşecek ve “Kürdistan” büyüyecek isteğimiz bu mu?

Zaten Barzani bu bölgeye giderek alt yapı çalışmalarını tamamladı bile. Ayrıca sözde Kürdistan’ın ilan edilmemesinin sebebi Irak, Suriye, Türkiye ve İran gibi ülkelerdeki parçaların birleştirilmesi hesabı değil midir? Suriye yönetimi düşer düşmez bu bölge Kürtleri Barzani ile birleşecektir.

Türkiye sözde Kürdistan’ın doğumundan itibaren önce ebelik, sonra besleme, koruma, kollama görevleri yapmıştır. Şimdi de büyütme görevi üstlendiği apaçık ortada.

Türkiye bunu neden yapar?

Siyasilerin küresel güçlerden aldıkları taşeronluk görevi, sanırım bizi buna mecbur ediyor. Acı ama gerçek bunun başka hiçbir izahı yoktur.

“Büyük Kürdistan” Türkiye’ye kurduruluyor.

“Büyük Kürdistan” Türkiye’ye kurduruluyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön