Bugün sizi güldürmek istiyorum.
Ciddi konular canınızı sıkmıştır!
"Lozan, Musul, ?" derken, eldeki Diyarbakır'dan da olacağız zaten!
Nereye girerse girsinler!
Siz boş verin artık!
İsterse, Mısır ve Libya'ya da girsinler!
Lozan'ı hallettiler, sıra Misak-ı Milli'ye geldi, baksana!..
Allah'ım sen aklımıza mukayyet ol!
Bir delinin üfürüğü, bu kadar etkili olur mu?
Oluyor işte!
Adam Yunan'ı övüyor, "keşke Yunan yenilmeseydi" diyor, kimse "Yunancı" demiyor yalnız, dikkatinizi çekti mi? "Derin tarihçi" diyorlar.
Çok derin canım, belli!
Balat'ta bir deliler kıraathanesi varmış. Öyle duydum. Yalnız onlar, sadece sigara dumanı üflüyorlar. Yani öyle iktidara filan üflemiyorlar. Kimseye zararları yok. Üfledikleri sigara dumanı? Zarar kendilerine yani!
Özür!..
Söz vermiştim, ciddi konulara girmeyeceğim diye.
Girmesem çatlarım gerçi!
Elimde değil!
Söz ama bugün sözümde duracağım!
Geçenlerde Ruhi kardeşimle, eski günlerden konuşuyorduk. Laf döndü dolaştı, büyücülere geldi.
Allah büyücülerin şerrinden korusun.
Bunlar üflerse, kalıcı oluyormuş bak!
Bir daha diyelim: Allah korusun?
Ruhi anlattı:
Bizim köyde diyor bir gence bir kızı istemişler. Kız beğenmemiş genci. Yalnız, iki taraf da olsun istiyormuş. Kıza laf anlatamıyorlar. Gönül bu istemeyince olmuyor işte. Neyse akıllarına büyü yapmak gelmiş.
Bir kâse suya okumuş, suyu kızın evine getirmişler. Evin kadını, bir süre sonra suyu kıza içirmeyi unutur. Evin erkeği ise koyunlara su vermek için o bir kâse suyu, kovaya boşaltır üstünü de su ile doldurarak, ahıra koyunlara götürür.
Koyunlar büyülü suyu bir güzel içerler. Bir süre sonra tuhaf tuhaf melemeye başlarlar. O da ne? Otlamaya götürülürken, bütün koyunlar kızı âşık etmeye çalıştıkları gence doğru koşarlar. Artık genç nereye, koyunlar oraya?
Herkes büyük bir şaşkınlık içinde, olanlara anlam vermeye çalışır. Şaşkınlık içinde olmayanlar, büyü işinde olanlar. Hatta onlar üzüntü içindeler. Suyu koyunlar değil de, kız içseydi, büyü tutmuştu diye iç geçirirler. Bir kızın iradesini ipotek altına alacakken, sürünün iradesi ipotek altına alındı.
Kıza niyet edilen, koyunlara kısmet oldu!
Günlerce meleyip durmuş hayvancıklar. Otu otlağı unutmuşlar. Neyse ki, işler çığırından çıkmadan, tekrar büyücüye gidip konuyu anlatırlar ve bu kez bozmak için koyunlara büyü yapmışlar. Hayvanlarda, genç köylü peşinde koşmaktan, melemekten kurtulmuşlar.
Büyü deyip geçmeyin!
Maazallah öyle bir büyülü su, şehirlerin su şebekelerine akıtılsa, hapı yuttuk. Herkes bi köylü peşinde koşup melerdi resmen!
"Tü tü tü!" deyin!
Tahtaya üç kere vurun!
Yok, tahtaya değil, kafaya üç kere vurun!
Peki ya, o büyülü su, halkın ekmeğine katılsa ne olurdu? Gece hamur teknelerine katsalar mesela kim ne bilecek!
Olmaz olmaz demeyin!
Olur!
Eğer, çok sayıda koyun bir insan peşinde meliyorsa, düşünün derim!
Herkes köyündeki koyunları kontrol etsin!
Bir adam nereye, sürü oraya ise bu işte bir iş var!
Toplu sürü intiharları görmediniz mi?
Ben, sürü psikolojisini iyi bilirim.
Gördüm çünkü!
Küçükken kuzu otlattım. Kuzular, şaşkın şaşkın annelerini ararken sürüler peş peşe dizilirler. Hepsi bir öndekinin kuyruk kısmına kafayı saklar, öndekinin peşine gider. Bazen gözlerini bile kapattıkları olur. Şansa, öndeki nereye giderse artık!
Kurdun ağzına düşmekte var, eve dönmekte?
Nerden atlar, nerden uçar, hiç belli olmaz!
Allah'tan ki insanlarda böyle bir psikoloji yok!
Yok, değil mi?
Yok yok!..
Bir daha şükür!
Akletme melekesi var!
Sorgular. Başını sonunu düşünür.
Öyle boşa "mee" çekmez!
Büyü müyü sökmez!
Okur birer, Felak Nas, büyücülerin inlerine kadar iner!
Olmadı, yüzer yüzer okur!
Yine de; siz siz olun, öyle toplu ekmekten, toplu sudan kaçının.
Her bisküviyi de yemeyin!
Adını "er bisküvi" koyar, yutturur büyüleri!
"Piskevit"çiye bakın da, ibret alın!
Adam atmışından sonra, bakın kime âşık oldu!
Meleyip duruyor!
Allah devletimizi korusun!
Bahçemizi, büyülü sudan uzak etsin! Ne günlere kaldık!