Türkiye üç Kuzey'e dikkat etmeli!

Üç Kuzey konusuna geleceğim ama önce Kıbrıs'ın Kuzeyi'ni konuşalım. Biliyorsunuz Kıbrıs görüşmeleri tıkandı.  Allah'a şükür ki tıkandı. Tıkanırda, hiç açılmaz inşallah!

Çünkü bizimkiler vermeye gittiler. Ama Rumların aç güzlülüğü sayesinde, KKTC diye bir devletimiz var hala. Yoksa, çoktan tarih olmuştu.

Referandum da Türk tarafı, anavatanın da yoğun teşviki ve hatta baskısıyla, "EVET" dedi ama Rumların 'HAYIR'ı Kıbrıs'ı kurtardı.  Bu, ister Allah'ın lutfu deyin, isterseniz şehitlerin himmeti veya bir milletin kaderi değin, ne derseniz deyin, Kıbrıs davası büyük yara alsa da, Kıbrıs elimizde.

İnşallah, iktidar Kıbrıs konusunda düştüğü gaflet ve işlediği haram için, bir tövbe içinde olur ve gereğini bundan sonra yapar. Uluslar arası anlaşmalardan doğan haklarımızı "AB'ye gireceksiniz!" yalanı ile buhar etmek için uğraşan AB ve ABD, bizim iktidara önemli adımlar attırdılar.

Mesela Türkiye onay vermese idi, Rumlar AB üyesi olamıyorlardı. Türkiye kendi ayağına sıktı. Neyse ki henüz kafasına sıkmadı. Sıkacaktı belki ama silah tutukluk yaptı!

Görüşmelerde neden tıkanma oldu: Yine Rum tarafının, aç gözlülüğü?

Kıbrıs Rum kesiminin, "Yunanistan'ın garantör ülkelerin katılacağı beşli konferansta Türkiye'yi devre dışı bırakmak istemesi ve Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi talebine yönelik takvimde diretmesinden çıktı" deniyor.

Yani biz toprak vermeye ve çekilmeye "evet" demişiz de, Rumlar hemen vermemizi ve çekilmemizi istiyorlar. Birde Rumlar, 92 bin Rum'un Kuzey'e geri dönüşü için toprak talep etmekteler ve bundan asla taviz vermemekteler.

Yani anlaşma olsa KKTC lav oluyor. TSK adadan çekiliyor ve Türklerin yaşadığı bölgelere 92 bin Rum yerleşiyor. Üstelik ölmüş Rumlar için dahi toprak isteniyor.

Olay bu?

Merhum Denktaş "Talat bile Rumların kötü niyetli olduğunu anladı" demişti. Rum'un istekleri belli de, bizimkiler neyin derdinde?

Türkiye ve Mustafa Akıncı bunu bile bile Rumlarla konuşuyorlar. AB defteri dahi kapatılmışken, Rumlarla niye görüşürler anlamak güç. Güç değil de, biz güç diyelim!

Önceki hafta, "Rakka'yı bırak Kıbrıs'a bak!" başlıklı yazımı okuyup, benimle irtibata geçen, KKTC vatandaşı Hukukçu Taner Erginel'in uzunca notlarından kısa bir özet yapmam gerekirse; 

Kıbrıs BOP kapsamında? BOP kapsamında olan İslam ülkelerinin hemen hepsinde, bir iç savaş var. Batı Kıbrıs'ta bir iç savaş tertipliyor. Bunu da, Rum tarafını içimize sokarak yapmayı planlıyor. Rum tarafında, terhis olan askerlerin silahları evlerinde asılı bekliyor.

100 bin silahlı "sivil" Rum'un Kuzey'e geçtiğini düşünün. Büyük katliamlar yaşanır ve Türkiye, aynı şekilde bir müdahaleyi de ancak rüyasında görür.

O sebeple, Kıbrıs'ta barışı korumak, KKTC'nin varlığı ile mümkün. Türk askerinin adada kalıcı olmasıyla mümkün?

Yeri gelmişken ifade edelim: Türkiye, üç Kuzey'e dikkat etmeli? Kuzey Kıbrıs, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye?

Türkiye, bu üç Kuzey'den kıskaç altına alınıyor.

Türkiye, bu üç Kuzey'den sarılıyor, çevreleniyor.

Üç Kuzey, BOP'un üçayağı demektir. Üç Kuzey'in içinden de, İsrail çıkıyor. Ama İsrail'in adı sanı yok, değil mi?  İsrail böyledir.  İsrail'in dostluğuna asla güvenilmez. İsrail'in arakasında Batı var. Yunanistan ile nerdeyse ortak oldular. Üç Kuzey'de de Türkiye büyük yanlışlar yaptı. Bunların telafisi mümkün ama vakit kaybedilmezse?

Türkiye'nin üç Kuzey'de yaptığı üç büyük hata var:

Kıbrıs'ta Annan Planı ile başlayan büyük kırılma ve sonrasında işi toprak vermeyi konuşmaya kadar getiren süreç. Irak'ta Barzani varlığını deyim yerindeyse Türkiye'ye borçludur. Barzanistan'ı Türkiye kurdu, Türkiye koruyor ne yazık ki. 

Üçüncü büyük hatayı da Suriye'de yaptı. Suriye'nin bugünkü halde olması ve bir Kuzey Suriye'nin yaratılması, tamamen Türkiye'nin yanlış politikalarının sonucudur.

"Esed" henüz Esad iken, Suriye sınırımız en güvenli sınırımızdı. Bugün durum ortada?

Bundan sonra yapılması gereken, bu hatalardan ders çıkarmak ve hızlı bir U dönüşü yapmaktır. Bunun için Rusya ile ilişkiler çok önemli. İran ve Irak, Suriye ile ilişkiler, komşuluk ilişkilerine dönmelidir.

Barzanistan ve Müslimistan mutlaka lav edilmelidir. Ama biz KKTC'yi lav etme yolundayız.

Yazık!

Kıbrıslı Türkler Rum'un AB'nin insafına terk edilemez. BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın KKTC'ye özel ekonomi modelleri hayata geçirilmeli ve Tam Bağımsız KKTC'yi kurmalıyız.

Coğrafyamızda terör örgütleri "devlet" kurarken, biz var olan devleti lav ediyoruz. Hangi akılla?

İsrail üç Kuzey'den Büyük İsrail'i kursun diye mi? KKTC sadece Türkiye için değil, bütün bir İslam dünyası için son derece stratejiktir.

Kıbrıs'ı Ecevit aldı, Denktaş kurdu, Haydar Baş ekonomi modeli ile yaşatacaktır.

Yeter ki, görelim.

Yeter ki, inanalım.

Türkiye üç Kuzey'e dikkat etmeli!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön