Nurcu avaneler belge istemiş!

Sait Nursi'nin tarafını yazdıkça,"belgen var mı?" diyorlar. Sanki ortaya belge koyunca Nursi'ye inanmaktan vazgeçecekler.   Yeni Mesaj Yazarı ve Müftü Mehmet Emin Koç hocamız yüzlerce belge ortaya koymuştu. Onlardan bazılarını, müsaadeleriyle köşeme taşıdım. İsteyen "şakirtler" ordan da okuyabilirler.

 Nursi, yolu belli bir kişi,  belgeye de gerek yok ama madem istediler, başım üstüne!.. Nerden başlayalım bilmiyorum ama çok eskilere gitsek, Nursi'nin Yezit'i temize çıkardığını görürüz. "Yezit ictihat yapmıştır!" diyor.  Hatta Hz. Hüseyin'i öldürdüğü için Yezit'in sevap bile aldığını ima ediyor nasipsiz. Akıl hocası "Rabbani" kod adlı Sirhin'di ile aynı görüşte olup, "katilde haklı, maktül de!" görüşünde.

"Madem sırf lillâh için ve İslâmiyetin menâfii için içtihad edilmiş ve içtihaddan muharebe tevellüt etmiş; elbette hem katil, hem maktul, ikisi de ehl-i Cennettir, ikisi de ehl-i sevaptır diyebiliriz. Her ne kadar Hazret-i Ali'nin içtihadı musîb ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azâba müstehak değiller. Çünkü ictihad eden, hakkı bulsa iki sevap var; bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad sevabı olarak bir sevap alır, hatasından mazurdur." (Sad Nursi, Mektubat, s. 56-57).

Ayet-i kerime "kasten bir Müslüman'ı öldüren ebedi cehennemlik" derken, Sirhindigiler ve Nursigiller, Yezit'i kurtarma derdindeler.

 "Her kim bir mümini taammüden (bilerek, kasten) öldürürse; onun cezası, içinde ebedî olarak kalmak üzere Cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır."(Nisa Suresi 4/93).

Allah sözü mü sizler için önemli, Sait Nursi sözü mü?

Allah'ın hükmü ortada iken;  Sait Nursi kim, Sirhindi kim ya!..

Allah'ı geçmişler, Peygamberi geçmişler, Ehl-i Beyt'i geçmişler, mezhep imamlarını geçmişler, Sait Nursi veya Sirhindi'ye takılmış, kalmışlar. Gülen Nursi'ye takıldı, gördünüz neler oldu. Sirhindi'ye takılanlarda Şeyh Sait isyanına, Kubilay olayına katıldılar.

Darbeci, din anlayışı İslam olamaz. Hüseyin'in katline "sevap" verenler, Yezit'in yanında olanlar,  Milli Mücadele'de İngiliz'in yanında yer aldılar.

Belge soranlar, iyi okuyun!

Nursî, II. Abdulhamit Han'a yönelik İngiliz-Yahudî ortak organizasyon 31 Mart İhtilali ve darbe girişiminde baş çekerek "Zalimler için yaşasın cehennem" naraları atmıştır. II. Abdulhamit, Nursî'yi Toptaşı tımarhanesi ve kodesine tıkmıştır (Mevkuf S. Nursî, Şuâlar / On Dördüncü Şuâ ? s.1080?1081; Emirdağ Lahikası, s. 33).

İngilizler tarafından kurdurulan ve yönetim kurulunda Said Nursî'nin de bulunduğu Cemiyet?i Müderrisîn namlı Teâl?i İslam Cemiyeti, 26 Eylül 1919'da İkdam gazetesinde "ölüm fetvası ilanı" yayınlar. Bu ölüm fetvası ilanında şu talimatlar verilir: Türk milleti, işgalcilere karşı mücadele veren Kuvay?ı Milliye'ye destek vermeyecek. Kesinlikle İngiliz ve Yunanlılara karşı gelinmeyecek. "Hain, eşkıya, katil canavarlar ve lanetlik" olan M. Kemal Atatürk önderliğindeki Kuvay?ı Milliye kadrosuna karşı çıkılacak. M. Kemal başta olmak üzere Kuvay-ı Milliye öncüleri görüldükleri yerde katledilecek. Bunları yapmak dinin gereğidir (Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, "Ulusal Bağımsızlık Savaşında Milli Varlığa Düşman Cemiyetlerden Teâli-i İslâm'ın Bir Bildirisi", Tarih ve Toplum, Sayı: 102, s. 19-22; İkdam gazetesi, 26 Eylül 1919; Yücel Özkaya 'Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler', Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, (Kasım 1987); Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATESE) Arşivi, Klasör 86, Dosya 144 (1318), Fihrist 240).

Gülen'in Mesihlik iddiasında gündeme getirenler, hocası Nursi'yi nedense görmezler gelirler. Nursî, sahte Mehdilik iddiasıyla yetinmeyip kendi kendisini İsa'ya vekil olarak atamaya kadar vardırdı. Nitekim şöyle diyor:

"Ruhum bir mürşid-i ekmel taharri ederdi.  Aramak üzere iken bana ilham olundu ki, 'Mürşidi sen uzakta arıyorsun, pek yakında bulunan Bediüzzaman vardır. O zâtın Risale-i Nuru müceddid hükmündedir. Hem aktabdır, hem Zülkarneyn'dir, hem âhirzamanda gelecek İsâ Aleyhisselâmın vekilidir; yani müjdecisidir' denildi" (S. Nursî, Barla Lâhikası, 133).

Bu nitelemelerde tarife ve açıklamaya ihtiyaç yoktur.

Nursî daha ne desin; ben İsa'yım diyecek hali yok elbette!

Mehdî olunca bir de Seyyitlik uydurmak gerekiyor.  Nursî, bu sahte seyyitlik iddiasına bir de cifir-ebced yani hermenö-matematik uyduruyor. Diyor ki:

"Allahummec'al rizka âli Muhammedin fi'd-dunyâ k?ten: Bu hadis-i şerifin ifade-i riyaziyesi; 1293'te doğup, 1374'e kadar îfa-yı cihad edecek olan bir zâtın (Said Nursî'nin), bir cihette Âl-i pâk-i Muhammedî'den olduğuna ve hatta bu tahsis dolayısıyla silsile-i Sâdât'ın bir nev'i mümessili bulunduğuna şehadet etmekte ve O'nun rızk-ı mübarekinin kût-u yevmiyeden ibaret bulunacağına delâlet etmektedir" (S. Nursî, Tılsımlar Mecmûası, 179).

Nursî cennet pazarlıyor:

 "İşaret ve beşaret-i Kur'aniyede ifade eder ki: 'Risale-i Nur dâiresi içine girenler, tehlikede olan îmanlarını kurtarıyorlar ve îmanla kabre giriyorlar ve Cennete gidecekler' diye müjde verirler" (Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 277).

Evet, Risale-i Nur'un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkakası, her şeyin fevkindedir; Başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor. Birinci Neticesi: Sadakat ve kanaatla Risale-i Nur dairesine giren, îmanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var" (S. Nursî, Tarihçe-i Hayat, 312).

"Kerametkârane ve takdirkârane İmam-ı Ali'nin (R.A.) üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs-ı Âzam'daki (K.S.) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'ın kuvvetli işaretle; o hâlis şâkirdler ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat'î isbat ederler" (S. Nursî, Tarihçe-i Hayat, 319).

"İşârât-ı Kur'aniye'nin, yirmialtıncı âyetinin fefi'l-cenneti hâlidîne sırrıyle, 'Risale-i Nur talebeleri, îman ile kabre gireceklerdir' tebşîratı? vardır" (Kastamonu Lâhikası, 47).

Şimdilik bu kadar!

Nursi, Abdulhamit'in dediği gibi kendini Mehdi, Mesih gören, cennet satan bir dengesiz. Milli Mücadele döneminde İngiliz ve Yunan tarafını tutmuş, milli mücadele kahramanlarına ölüm fetvaları vermiş. Yezit'i bile temize çıkarmış, bir nasipsiz, bir nursuz, bir hadsiz?

Nurcu avaneler belge istemiş!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön