Geçen hafta ki "Şeker tadında zehirle geldiler" yazımda NBŞ'nin zararlarını yazmış, Türkiye'de Cargill'in 5 fabrikası olduğundan söz etmiştim.
Cargill'in dünya devi olduğundan bahisle, Bush'un bu şirket için Türkiye'ye gelip, iktidara baskı yaptığını yazmıştım. Dünyada kişi başına NBŞ tüketimi yüzde 0,7 iken Türkiye'de on katı olduğunu ifade etmiştim.
Bu konuyu önemine binaen, tekrar işlemek istedim.
NBŞ'nin ne olduğunu tekrar hatırlatalım: Nişasta Bazlı Şeker demek. Şeker, normalde ya şeker pancarından veya şeker kamışından elde edilirdi. Ta ki, mısırdan yüksek fruktoz içerikli mısır şurubu yapımına kadar, yani 1970'lere kadar.
Mısır şurubu, mısır nişastasının kimyasal işlemden geçirilmesiyle elde ediliyor. Nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz fruktoza dönüştürülüyor.
ABD'de HFCS olarak isimlendiriliyor. Mısır şurubu, şeker pancarından elde edilen şekerden daha tatlı ama daha ucuz ve taşınması daha kolay. Bu da gıda üreticileri için daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr anlamına geliyor. Ton başına 300 – 400 dolarlık bir fiyat avantajı getirmektedir.
Birilerinin daha fazla kar etmesi için, insanlar hasta olacak veya ölecekler. Kurulmuş kapitalist sistem bu?
Güçlü lobilere sahip devlet gibi bir firma olan Cargill için ülkemizde, Şeker Yasası çıkarıldı. Yüzde 7,5 ile başlayan NBŞ kotamız önce yüzde 15'lere, sonra yüzde 25'lere ve daha sonra da yüzde 35'lere çıkarıldı.
AB ülkelerinde bu oran yüzde 2,5 iken, bizdeki oran ortada. Cargill'den önce Türkiye'nin şeker ihtiyacı şeker pancarından elde edilirken, pancara gelen yasakla Türkiye kaybetti, ABD'li Cargill ve ortakları kazandı. Üstelik pancar havayı en iyi temizleyen özel bir bitkidir. Pancarda ekmek yiyen yüz binleri, hatırlatmaya gerek yok.
AB ülkeleri sağlığa zararlı denilerek, hiçbir üye ülke tarafından NBŞ üretilmemektedir. ABD'de sağlığa olumsuz etkisi ciddi tartışmalara neden olmakta?
Yağlanmaya neden olduğu, kanseri tetiklediği, insan beynini baskı altına aldığı, obez yaptığı ve insan metabolizmasına uygun olmadığı, sıkça dile getirilen, bu şeker tadında zehir konusunda bilim insanı ne diyor:
Konuyla ilgili sadece üç derlemeye yer verelim:
ABD'de 88 bin 802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen Nurses Health Study'de 18 yıllık takip sonucunda çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmazken, früktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırmaktadır(2). Çok geniş bir diğer araştırma olan Multiethnic Cohort çalışmasına ise Hawai-Los Angeles bölgesinde yaşayanlardan 162 bin 150 kişi katılmış, sekiz yıl süre ile izleme sonucunda NBŞ'de bol miktarda bulunan früktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı derecede ilişkili olduğu gösterilmiştir.
CERRAHPAŞA Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkan Prof. Dr. Mehmet Aydın, bilimsel çalışmaları şöyle anlattı: 'Fazla fruktoz tüketen deney hayvanları üzerinde çalışmalar yapıldı. Fruktozun, diyabet, koroner kalp hastalığı, karaciğer yağlanması ve hipertansiyona yol açtığı görüldü. Son 30-40 yıldır çay şekeri yerine mısır şurubunun kullanılması, şişmanlığın ve şişmanlıkla ilgili hastalıkların bir salgın haline dönüşmesini kolaylaştırdı. Ayrıca obezite, hipertansiyon, diyabet, karaciğer yağlanması, depresyon ve böbrek yetersizliği olan hastalar üzerinde yapılan incelemede, kanlarındaki ürik asit oranınının yüksek olduğu belirlenmiş. Deney hayvanlarına fruktoza eşdeğer miktarda glikoz ya da laktoz (süt şekeri = Glukoz + galaktoz) verildiğinde ise bu hastalıklar görülmüyor'…
"Prof. Dr. DİZDAR, NBŞ ile ilgili bilimsel araştırmaları da şöyle anlatıyor: Mısır şurubunda elde edilen yüksek fruktoz içerikli şeker, iç organlarda ve karın içinde yağlanmanın en önemli nedenlerinden birisidir. Yağlanma sonucu oluşan metabolik sendromla; siroz, karaciğer kanseri, karaciğer rezeksiyonu (karaciğerin bir kısmının ameliyatla alınması) ve transplantasyonu gereken hasta sayısı da artmaktadır. 'Steatozis' olarak adlandırılan yağlanma, özellikle son 10 yıl içerisinde artış göstermiştir. Alkolik olmayan insanlarda da karaciğer yağlanması sık görülür oldu. Bu yağlanmayla diyabet ve kanser gelişmesi olasılığı artmakta? Taşsız safra kesesi iltihabı, akut pankreatit tablolarındaki artış yüzlerce cerrahi ve dâhili tedavi girişimi ile sonuçlanıyor."
Dostlar!
Bu tespitlerden sonra NBŞ şeker mi yoksa zehir mi siz karar verin. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Yiğit Bulut'un da köşesinde yer verdiği bu ilmi tespitleri önemine binaen biz de yayınladık. Sağlık siyasi değil, herkesin hemfikir olduğu insani bir konudur.