'Erbakan FETÖ ile mücadele etti' yalanı

Türkiye, çok enterasan bir ülke. Hiç tahmin etmeyeceğiniz insanlar, öyle rollere girerler ki, aklınız durur. Erbakan öldükten sonra, bazı çevreler "Erbakancı" kesildiler. Akla gelmeyecek isimler hem de…
Ya tamam, ölmüş bir insan hakkında hayır konuşalım, eyvallah. Ama yaptığı şeyleri konuşalım. Yapmadığı bir hayrı, "rahmetli yapmıştı" demek, çok yanlış. Yapmadığı kötülüğü söylemek ne kadar günahsa, yapmadığı bir iyiliği  "yaptı" demekte, günahtır.
"Erbakan, FETÖ ile mücadele etti" yalanı, bunların başında gelir. Böyle bir şey hiç olmadı. Erbakan, Gülen'i kabul etmiyordu. Gülen de Erbakan'ı… Erbakan kendine "biat" istiyordu, Gülen de kendine…
"Bir ipte iki cambaz" hikayesiydi, aralarındaki  karşıtlık.
Eğer Erbakan, Gülen'in dinlerarası diyalog faaliyetlerine karşı çıksaydı. "İlahi dinler" veya "ibrahimi dinler" adı altında yürüttüğü faaliyetlere karşı, reaksiyon gösterseydi, o başka…
Urfa'da müslüman bir kadın, hıristiyan bir erkek ile evlendirildiğinde Erbakan'ın karşı bir açıklaması oldu mu?  FETÖ'nün Zaman'ı buna "devrim" dediğinde mesela, Erbakan'a ait yayın organlarında bir eleştiri çıktı mı?
Veya Erbakan'ı "hoca" bilen "milli görüş" gömlekli zevat, onca sarıklı-cübbeli ve molla takımı, hangisi ne yazdı? "Bu yapılanlar İslam'a ihanet" diye, kim dedi? Açsınlar arşivlerini de baksınlar. Yeni Mesaj hariç, kimsede ne bir eleştiri, ne bir karşı duruş olmadı.
Erbakan, Gülen'nin şahsına karşı olabilir ama Gülen'in misyonuna asla karşı değildi. Keşke olsaydı ama değildi. Yeni Mesaj kadrosu kendilerini bilgilendirdiği halde, karşı gelmedi. 
Erbakan, kendini kabul etmeyen herkesi "patates dininden" sayan biriydi. Gülen'e tabi ki karşıydı ama misyonuna karşı değildi ve hiç bir zaman olmadı. Abant toplantılarını eleştiren bir tek cümlesini bulup getirene, bir çeyrek vereceğim!
Eğer Erbakan Gülen'in misyonuna karşı olsaydı, Almanya'da kendine ait cami ve mescitlerde, Papaz dolaştırmazlardı. Ravza ile Saint Pierre Kilisesi arasına bir köprü koyup "milli görüş bu köprüdür" diye resimler bastırmaz, gurbetçilerimizin uğradığı mescitlere astırmazlardı.
Eğer Erbakan, Gülen misyonuna karşı olsaydı, Cemil Çiçek, A. Aksu, Bülent Arınç gibi "nurcu" bilinen isimlerle çalışmazdı yıllarca. Gülen misyonuna karşı olmak, Nursi'ye karşı olmayı gerektirirmez mi?
Nursi misyonu, Gülen ile FETÖ'ye dönüştü.  FETÖ'nün başı Gülen değil, Nursi'dir. Çünkü Dinlerarası Diyalog'un ilk misyon şefi, Nursi'dir.  
Eğer Erbakan gerçekten Gülen'e karşı olsaydı, AKP, Gülen tarafından "kandırılamazdı". Erbakan'ın en önemli eseri,  AKP'dir. Dinlerarası Diyalog'a, AKP karşı mıydı? 
Şu anda karşı mı?
Türkiye'de FETÖ'ye karşı mücadele halen yapılmıyor. FETÖ bataklığı, Nursi'yi tanımadan asla kurumaz. Gülen'i gider, gülmeyeni gelir. FETÖ ile mücadele, Atatürk'ün kurduğu Diyanet ile olur.
Bu Diyanet, ne iş yapıyor?
Atatürk'e "deccal" diyen Nursi eserlerini basıyor. Dinlerarası Diyalog misyonunu Gülen'den bile daha kuvvetli omuzlamış. Neyse, konumuz Diyanet değil, ihanet!
Bence, "Erbakan Gülen ile mücadele etti!" diyenler, bir şeyİ örtüyorlar. Bilerek veya bilmeyerek… Hatta iki şeyİ örtüyorlar.
Birincisi Gülen'in şahsına değil, misyonuna karşı savaş açmış ve bu uğurda bedel ödemiş Sayın Haydar Baş ve ekibini gizlemek. Bu konuda esahip oldukları, "tek başınalığı" ellerinden almak.
İşte ,"filanlarda bu mücadeleyi verdi!" veya "Erbakan da, bu mücadeleyi verdi!" gibi sözlerle, sanki Baş Hoca ve arkadaşları, yanlız değillermiş gibi bir hava veriyorlar. Çeyrek asırdır tek başına verilen haklı mücadelede, güya başkaları da var.
Keşke olsaydılar. 15 Temmuz olmazdı. Halbu ki, hepsi birlikteydiler ve halen birlikteler, bizler halen bu konuda tek başımızayız. İsterseniz, bizler değil, arşivlerimiz konuşsun.
Bazı "milliyetçi" veya "sol" kimlikli arkadaşların, "Erbakan, Gülen ile mücadele etti!" yalanında rol sahibi olmaları, kendilerini kandırmaktan öte, milleti kandırmak, gerçeği saptırmaktır. Onlar dini bilmedikleri için, din üzerinden gelen oyunu da bilmezler.
İşgalin "din" örtüsüyle gelişini fark etmezler diyelim. Milli bütünlük konusunda hassas ama dini bütünlük konusunda eksikler. Oysa düşman "din" üzerinden geldi ve bunu göremediler. Çünkü bilmiyorlar.
Anlamadıkları konuda, düşmana malzeme taşımasalar bari. Hadlerini bilip, hakkı teslim etseler…
Erbakan ile Gülen'in ortak en iyi dostları Üzeyir Garih'ti. Garih olayı, Türkiye'nin karakutusuydu. Bunu çözenler, Türkiye'nin geçmiş 100 yılını ve bundan sonraki 100 yılını çözerler. Türkiye'de Kürtçülük ilk defa  Erbakan ile ortaya çıkmıştır.
Erbakan'ın izi olan her adreste, "Türk" demek, halen "şirk" gibi algılanır.  
Andımıza ilk karşı çıkan, Kürtçüler değil, Erbakan ve tayfasıydı. Kürtçülük, Diyarbakır'da değil, Malatya'da doğmuştur. Hem "Oğuzhan", hem "Asil", hem de, "Türk" olan, birinden çıktı.
Nasıl "milliyetçi" veya "solcu"sunuz ki, bunları görmüyorsunuz!
Atatürk'ü anlatmıyor da, Erbakan'ı anlatıyorsunuz!
"Kürtçülük", Erbakan ile doğdu, AKP ile büyüdü. Marksist Öcalan'ın Müslüman halk arasında yayamadığı kürtçülüğü, Erbakan yetiştirmesi, İslamcılar yaydı.
Erbakan, Garih, Gülen, Küçük Hüseyin Efendi ve Nursi…Bu isimleri alt alta toplayın ve  biraz düşünün.  Sonra da Arz-ı Mev'ud olayını ve Güneydoğu'yu düşünün… Nakşi Halidiye'nin Barzani irtibatını kurun.
Ondan sonra da, uyuyabilirseniz, uyuyun!
'Erbakan FETÖ ile mücadele etti' yalanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön