Komünist düşünen kapitalistler

Türkiye ekonomik olarak dibe vurunca, insanlar, sadece iktidarı değil, uygulanan ekonomi modelini de sorgulamaya başladı. Ülkemizde uygulanan model, liberal kapitalist ekonomidir. Türkiye, liberal sisteme Turgut Özal ile geçmiştir.
Liberal sistem uygulansın diye Türkiye’de darbe yapıldı desek, abartı olmaz. Dünya Bankası çalışanı Özal, 1980 darbesinden sonra işbaşına getirilmiştir. O gün bugün, liberal kapitalist sistem uygulanıyor. Serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor. 
1950’den 1980’e kadar Türkiye’de karma ekonomi uygulanmıştır. Özal’dan bu yana liberal ekonomideyiz. Liberal sistemde, devletin görevi; güvenlik, adalet, eğitim, sağlık ve diplomasi gibi hizmetleri yürütmekle sınırlandırılmış. 
Bugün, eğitim ve sağlık dahi özel sektöre açılmış durumda.
Peki, karma ekonomi nedir?
Biraz sosyalist, biraz kapitalist bir ekonomi… Yani hem sosyalizm, hem kapitalizm ikisi bir arada olan modele karma ekonomi denir. Kapitalist ve sosyalist sistemlerin birlikte teşebbüslerini öngören ekonomi… 
Üretim araçlarının bir kısmında özel mülkiyet, bir kısmında da kamu mülkiyeti bulunmaktadır. Karma ekonomi taraftarları, kapitalist ve sosyalist sistemlerin her ikisindeki olumsuz yönlerin böylece giderildiğini iddia ederler.
Karma ekonomide, hem sosyalizm, hem kapitalizm birlikte var olabildiğine göre bu sistemlerin birbirlerinden çok farklı olmadıklarını anlıyoruz. Her ikisi de, ‘kıt kaynaklardan sınırsız ihtiyaçları karşılama’ teorisi üzerine bina edilmiş sistemler. 
Öyle ise fark nerede?
Temelde bir olan, tavanda nasıl ayrı olur? 
Tek insan ayakları üzerinde, iki gövdenin ve iki başın olması gibi özürlü bir şey olsa gerek. Sosyalist sistemde liberal sistemin aksine tüm ekonomik faaliyetler devlet tarafından üstlenilmekte, ferdi mülkiyete izin verilmemektedir.
Sosyalist sistem devletin ekonomiye müdahalesini savunurken, kapitalist sistemde bu müdahaleyi sermaye sahipleri yapmaktalar. “Her arz, kendi talebini yaratır” görüşü, ekonomilere müdahaleyi küresel sermaye sahiplerine bırakmıştır.
Atatürk’ün karma ekonomi uyguladığı görüşü kesinlikle yanlış bir görüştür. Atatürk, milli ekonomi uygulamıştır. Devlet ekonominin içinde olmuş ama özel sektörün de ekonominin içinde olmasına imkân sağlamıştır. 
Millete, hem devlet, hem özel sektör, birlikte hizmet etmişlerdir.
Ekonomiye yön veren devletin bizzat kendisi olmuştur. “Ekonomi süngüden de kuvvetlidir” sözü ile ülke bağımsızlığının, ekonomik bağımsızlığa bağlı olduğunu göstermiştir.  “Saban kılıçtan üstündür” sözü Atatürk’e aittir.
“Fransızlar Kanada’da kılınç sallarken oraya İngiliz çiftçisi girmişti. Bir müddet kılınçla saban yekdiğeriyle mücadele etti ve nihayet saban galebe çalarak, İngilizler Kanada’ya sahip oldular” sözü de Atatürk’e aittir.
Atatürk ekonomisinin içinde ne kapitalizm var, ne de sosyalizm, bu sebeple ‘karma’ demek Atatürk’e haksızlık olur. Kapitalizmde faiz vardır. Atatürk, borç para almayı, bağımsızlığı satmak olarak görmekteydi. 
İçinde faiz olmayan ekonomi kapitalist ekonomi değil, içinde kapitalizm olmayan bir ekonomi de karma ekonomi olamaz. Atatürk’ün ekonomi anlayışı içinde sosyalizm de yok, çünkü ekonomide özel sektör de var.
Atatürk milli bir ekonomi uygulamıştır. Ve ancak öldükten sonra Türkiye, karma ekonomiye, ardından da kapitalist liberal ekonomiye geçmiştir. 
Özal’lı yıllarda “devlet pijama satar mı?” şeklinde Sümerbank’a atıfta bulunularak, rencide edici bir üslup ile devlet ekonominin tamamen dışına itilmiş ve yerini spekülatif sermaye gruplarına bırakmıştır. 
AKP ile devletin bütün kurumları satılmıştır. Satacak bir şey kalmayınca ‘tanzim’ satışlarına başlamıştır. Bugün devletin soğan, patates satar noktaya gelmesi dahi Türk insanını uyandırmıyorsa, geçmiş olsun. 
Darbeler ile ekonomik kriz ilişkisi, soğuk algınlığı ile grip ilişkisine benzer. Biri ötekini tetikler. Liberal sisteme geçmemiz, askeri darbe ile gerçekleşti. Türkiye bugün bir krizde değil, çöküştedir. 
“Silahsız savaşırız ama buğdaysız savaşamayız” sözü, bu ülkede, 17 yıl önce söylendi. Bu sözün sahibine gitmeden, bu işler asla çözülmez. 
 “Kıt kaynaklardan, sınırsız ihtiyaçları karşılama” iktisat kuralını, “Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı”  teorisiyle ters yüz eden, bu sessiz devrimciyi tanımadan, Türkiye’nin kurtuluşu imkânsız. 
Atatürk karma ekonomi uyguladı” demek, komünist düşünen, kapitalist uygulayan kafaların ürünüdür. Karma karışık kafalar bunlar!
Ne yapsanız, ekonomide bütün yollar, Haydar Baş’a çıkıyor, lütfen inadı bırakın!

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir