ABD'ye dikkat edin derim!

Birçok defa yazmıştım:

ABD, Türkiye ile savaş halinde, ABD, Türkiye ile "derinden" savaşıyor ABD, Türkiye'ye yeni "darbeler" indirmek istiyor, diye?

Türkiye, "Çin Füzesi" dedikten sonra ilişkilerin daha hızlı değiştiği, belliydi. Ardından "15 Temmuz" geldi. Ve sonra ABD, PYD ile "müttefik" oldu, PKK'yı silahlandırdı.

Şimdi ise belli etmeseler bile bir S-400 krizi, yaşanıyor. ABD, Türkiye'yi içerde ve dışarıda çok sıkıştıracak. Tabir caizse, boğazını sıkacak.

Katar üzerinden Türkiye'yi uyardı aslında. Türkiye bu uyarıya Katar'ın yanında olarak, cevap verdi. Ve bu sayede Türkiye, İran'la yakınlaştı. 

Çok sıcak gelişmelerin arifesindeyiz!

İçeriye dikkat!

Türkiye, siyasi ve askeri olarak Batı'dan kopuş emareleri gösteriyor. Bu Türkiye için çok geç kalınmış, hayırlı bir adımdır. İşte bu, ABD'yi çıldırtıyor. 

S-400 alması hele, ABD için kabul edilir bir şey değil. 3 milyar dolar civarı büyük bir ödeme ile teknoloji transferinin de söz konusu olması, özellikle Pentagon'u çok rahatsız etti.

Çok rahatsız eden başka bir şeyde, Türkiye'nin giderek Rusya ve Çin'e yaklaşması, İran ile iyi ilişkiler içerisinde olması? Türkiye, Suriye yönetimiyle el sıkışmasa dahi, alt düzeyde bir diyalog olduğu aşikâr?

Kısacası Türkiye, gittiği BOP yolunda, yara bere içinde, eli boş olarak dönmüş durmuş vaziyette. Dönmüş vaziyette değil ama dikkatinizi çekerim. 

AKP için yol bitti, devlete teslim oldu sonunda. Kendi devletini kurmak istedi ama başaramadı.

Teşkilatlara diyor ama aslında "yorgun" olan, Sayın Erdoğan. "Durmak yok yola devam" dediği yolda, en yorgun kendisi? ABD, Türkiye'yi tekrar "yola" sokmak istiyor.

Batı'nın, Haçlı'nın, Vatikan ve NATO'nun yoluna? İktidar bu yollardan yoruldu. "Batıl" veya "Türkiye'nin aleyhine" diye bu yoldan çekilmiş değil, yanlış anlaşılmasın.

Şartlar, AKP'yi bu yoldan uzaklaşmaya ve çark etmeye mecbur etti. Keşke Batıl olduğu ve Türkiye'yi bölmeye yönelik olduğu için, uzaklaşsaydı. Saddam giderken eline Kur'an almıştı, bunlarda giderken bazı doğru adımlara yöneldiler.

Milli olan her şeyi bitirdikten sonra, "millilikten" söz ettiler. Yerli olan her şeyi mahvettikten sonra, "yerli" lafı etmeye başladılar. Saman ve buğday bile yerli değilken, "yerli" diye ancak öküzlerden söz edilebilir artık. Neyse!

Suçlamıyor, sadece dertleşiyorum. Olan oldu, suçlayacak zaman değil, önümüze bakalım. Önümüzde, ABD'den gelecek atraksiyonlar var. Birliğimizi müdafaa ederek, karşı duralım.

"Kol kırılır yen içinde kalır" demişler. 

Prof. Dr. Haydar Baş, o kadar uyardı: 

Batı'dan Türkiye'ye dost olmaz dedi. 

Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye dedi.

Türkiye'yi AB'ye almazlar dedi.

"Türkiye, toprakları üzerinde hesabı olmayanlarla birliktelikler kurmalı" dedi.

"Dinlerarası Diyalog'ta hedef, Türk vatanıdır" dedi.

Ne oldu sonunda, Sayın Baş'ın dediğine gelinmedi mi? 

15 yıl sonra, bunca bedel ödedikten, "eşikten süpürüldükten" sonra mı görmeliydik, ABD ve müttefiklerinden dost olmayacağını.

"Mehmet Görmez niye gitti?" diyeceğim, konuyla ilgisi ne diyeceksiniz. ABD, Türkiye'nin kılcal damarlarında dolaşıyor ve sanmayın ki sadece, FETO içinde örgütlüler.

Görmez, ilk göreve geldiğinde "dinlerarası diyalog" olmaz dedi. Sonra, tersini yaptı ama önemli bir şey daha dedi: "Şiiler ve Sünniler tek ümmettir" dedi. Hem de bunu İran'da söyledi, 27 Aralık 2015'te? 

Ve bir daha da, İran'daki Vahdet Konferansları'na katılmadı. Bu konferans her yıl yapılır ve İslam mezheplerini yakınlaştırmayı amaçlar. Mezhepler arası diyalog desek yanlış olmaz.

Dinlerarası Diyalog, ABD destekli Vatikan projesi ve Türkiye'de halen yürürlükte. Görmez, Kurtulmuş ile sıkıntı yaşamış ve hatta bunalmış, deniyor. 

Görevden ayrıldıktan sonra Cübbeli "diyanetin başına bundan tehlikelisi gelmemiş" dedi. Başka ne diyorlar "görmez Ehl-i Sünnete sahip çıkmadı"? Bu şu demek: Görmez "Sünnicilik" yapmadı!

Türkiye, İran ile kötü olmalı, "Sünnicilik" ve "mezhepçilik" yapmalı ki, ABD'nin hoşuna gide!

Bunu iktidar yapmazsa, iktidar adına yapacak diyanet reisi aranıyor. Bir "Nurcu" darbesi yiyen Türkiye, inşallah bir de "Nakşî" darbesi yemez.

CIA, Türkiye'nin "cemaat" veya "tarikat" bilinen bazı çakma oluşumların içinde cirit atıyor. ABD, Türkiye'nin kılcal damarlarında dolaşıyor. Henüz NATO'dan çıkmayan, ABD ile göbek bağını kesmeyen Türkiye'ye, yeni bir ABD müdahalesi kapıda. 

Bu müdahale ekonomi ve siyaset üzerinden, gerçekleşebilir. Katar benzeri bir ambargo ile karşı karşıya kalabiliriz. Suriye konusunda IŞİD ve El Kaide suçlaması gelebilir. 

ABD'ye dikkat edin derim!

Bir de iktidar, kendi içine dikkat etsin!

ABD'ye dikkat edin derim!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön