Türkiye’nin gündemi, sosyal medya…
Yunan Cumhurbaşkanı, Aydın ilimizin tapu kadastrosu içinde yer alan Eşek Adası’na gelip, Türkiye’yi tehdit edip gitti. Fakat gündem, Twitter hesaplarının kapanması…
Sosyal medya hesaplarından, Albayrak çiftine yapılan aşağılık yorumlardan sonra böyle bir karar alınıyor. Türkiye, bu çirkin saldırıda tek yürek oldu.
Keşke Atatürk’ün mübarek anası hakkında yapılan ahlaksız yorumlar karşısında da, failleri iktidar bulup ortaya çıkarsa ve haddini bildirseydi. Ama ne yazık ki, bu müfteriler halen kirli işlerini yapıyorlar.
Neyse!
Esas anlatmak istediğim şu;
Bunca önemli sıcak gelişmeler varken, neden sosyal medya gündemde? Acaba iktidarın bazı 'trol' hesaplarının Twitter tarafından iptal edilmesiyle ilgisi var mı?
Yahut sosyal medyanın 'yandaş basın' olarak ifade edilen medyayı, etki bakımından sıfırla çarpmasıyla bir alakası olabilir mi?
MHP’li arkadaşların “hesap kapatma”larına diyecek bir şeyimiz yok. Ancak Eşek Adası, Yunan işgali altında iken, böyle bir konuda kapatılacak bir hesap akıllarına geliyor mu, merek ediyorum!
Daha doğrusu, “Eşek Adası” nedir?
Vatan mıdır, değil midir, bu arkadaşlar için?
Partilerinin adını “vatan” koyan, eski işçi partili kardeşlerimiz, ne diyorlar?
Eşek Adası vatan mı, değil mi!
Bence, bu “hesap” açık duruyor.
Bu “hesap”, öyle kolay kolay kapanmaz.
Sayın Bahçeli, bari son tivitlerini, Türk toprağında Türkiye’yi tehdit eden Yunan Cumhurbaşkanı’na karşı atsaydı. Türkiye’nin muhalefet liderine yapılan çıkışların onda birini, işgalci Yunan’a söyleselerdi.
İlginçtir, mecliste olan hiç bir partinin lideri, bu konuya değinmedi. Sayın Meral Akşener için Netflix kadar da mı önemi yoktu, Eşek Adası’nın!
Kimse kusura bakmasın, “Kardak Krizi” olarak tarihe geçen, Türkiye’nin haklı refleksinin binde biri yok bugün. Ne siyasiler, ne halk, ne iktidar, kimsenin umurunda değil.
7 yıl önce, “Eşek Adası’nı eşekler mi sattı!” diye yazmışım. Eşek Adası işgal edilirken, “açılım” saçılım işleriyle meşguldük. Bu gün de, sosyal medya ile meşgulüz.
Ada’da eşekler yerine Yunan anırıyor!
Başka seslerden, anıran Yunanları duymazdan geliyoruz.
Gerçekten, çok acı bir durum!
Türkiye, savaş olmadan toprak kaybeden bir ülke. Suriye’de, Libya’da varız ama Aydın, Eşek Adasın’da yokuz. Bulamaç Adası’nda yokuz. Yunanlar, 16 Nisan 2017 Pazar günü kuzu çevirdiler Eşek Adası’nda.
Eşekler seyretti!
Ada’daki eşekleri kasdettim!
Bundan 20 yıl önce, kurtuluş günlerinde okullarda Yunan işgali temsili olarak gösterilirdi. Milli günler unutturulalı epey oldu. Şimdi Yunan gerçekten geldi. Adalar ellerinde, bizler sosyal medya hesaplarını konuşuyoruz.
Demek ki Türk donanması, bir “Bavul”a sokulup, “Balyoz”larla boşuna dövülmemiş. Demek ki askerin başına “çuval” boşuna geçmemiş. Demek ki 15 Temmuz’da, helikopterimiz hainlerce Yunanistan’a boşuna, kaçırılmamış.
“Yunan Jeti düşürülecekti” iftirası, sonuç vermiş baksanıza. Yunan Cumhurbaşkanı Ada’da iken üzerinden jetler uçsaydı, bugün sosyal medyayı değil, belki de işgal edilen adaları konuşacaktık.
“18 keçinin otladığı kaya parçası için savaş mı yapalım” diyen Nagehan Alçı’lar, ekranlarda her gün boy göstererek, Yunan’a bayağı bir mesafe aldırtmışız!
Kıbrıs’ta Türk bayrağına uzanan Yunan, anında boynundan vurularak yere çivilenmişti. Bir çakıl taş için, bayrağa uzanan kirli bir “el” için, bu kadar agresif olan Türkiye’den, bugünkü vurdumduymaz Türkiye’ye gelişimizde, ne “süreçler” yedik dersiniz.
Biliyorsunuz, tek tek yazmaya gerek yok!
Şimdi de bize söylenen şu:
“Yunanistan ile bu adalar yüzünden savaşa sokmak isteyenler olabilir. ABD arabulucu olarak Ege’ye gelip yerleşir. İşimizi daha da zor olur.”
Peki, n’apalım?
Eşek Adası’nda anıran Yunan’ı mı izleyelim, çevrilen kuzuları mı seyredelim!
Farkındayız.
Suriye ve Libya’da, ilan edilmemiş bir savaştayız. Akdeniz’de, sıcak günler bizi bekliyor. Şimdi bir de Ege, çıkmasın başımıza!
Olay, 18 Ada ile bitmiyor.
Tam da hedefledikleri şekilde, hava ve kara sahasını, 12 mile çıkarmış oluyor. İzmir’e deniz yoluyla gitsek, Yunanistan’dan vize alacağız, haberiniz var mı? İzmir’de denize girmek, Yunan toprağına girmek sayılacak.
Sosyal medyayı mı konuşalım, işgali mi, takdirlerinize bırakıyorum. Bugüne kadar, bu konularda yazdıklarımız, tarihi belge niteliğinde. AKP; “açılım” yaparken, TSK’ya “kumpas” kurulduğunda “kandırılırken”, bizler uyarıyorduk.
Yine uyarıyoruz!
Sosyal medya yasağı ile Türkiye yine kendi içiyle meşgul edilecek ve türlü türlü operasyonlar yiyecek. Eğer gerçekten mesele “sosyal medya ile yayılan ahlaksızlığı” önlemekse, 'yandaş' kanalların dizilerinde işe başlamak daha isabetli olur.