İstanbul'da havalar çok sıcak geçiyor.
İş çıkışı, metrobüse doğru yürüyorum.
Bulduğum ilk gölgeli yerde, iki dakka serinliyim dedim. Tabureleri çekmiş üç esnaf, kendi aralarında konuşuyorlar.
Neler konuştuklarını az çok tahmin edersiniz.
Malum? "FETÖ", "Darbe" ve sonrası gelişmeler?
Hemen hemen herkesin bir tanıdığı FETÖ suçlamasıyla, ya işten atılmış veya tutuklanmış.
Bunların çoluk çocuğu ne olacak?, diye insanlar soruyor?
Geçimleri ne ile mümkün olacak?
Belki yuvalar dağılacak, belki büyük travmalar yaşanacak?
Emin olun yakın bir zamanda, FETÖ darbesi unutulacak, bambaşka şeyler konuşulacak: Mağduriyetler?
Darbe'ye karışmak başka, Fetullacı olmak başka, Fetulla'nın yakınından geçmiş olmak daha başka?
Öğretmen olmuş, ataması olmamış, başvurduğu kurumlardan birisi onu işe almış. Ne Fetö bilir ne ketö? Sen diplomasını iptal ediyorsun. Belki soruları çalanlar, çoktan kendilerine bir "ak" örtü örtüp sıvışmışlardır. Ak FETÖ olarak yaşamına "demokrasi nöbetinde" bayrak sallayarak devam ediyor!
OHAL'de adalet lazım!
Hem de, herkese?
Adil yargılanmak Nurcu'nun da hakkı!
Mesela adam diyor ki: "iyi de kardeşim, sen devlet olarak bunların okullarını, yurtlarını, üniversitelerini açmışsın, parsel parsel Ankara'yı satmışsın, "ne istemişlerse vermişsin. Şimdi benim çocuğum bunların kurumlarından mezun diye suçluyorsun. Bu nasıl adalet?
Bir kereye mahsus olmak üzere, niye bizi de "kandırılmış" saymıyorsun!
Kandırılan senin ki olunca bakan oluyor, benim ki olunca "hain" oluyor!
Bu nasıl iş!
Hani kanun önünde herkes eşitti!"
Olay bu arkadaşlar!
Sanki bizi yine biri kandırıyor!
Asıl faili unutturuyor.
"FETÖ, FETÖ!" diyerek sanki ABD aklanıyor. Salya sümük efendinin, gücü kudreti belli ya, iş içinde, bir iş var!
Eşi dahi olmayan bir adamın, dünya da 2 bin tane okulu var!
Neden asıl faili görmüyoruz?
PKK terörünü lanetleyip, Barzani'den hiç söz etmemek nasıl bir oyunsa, FETÖ'den söz edip ABD'yi unutturmak ta, aynı benzerlikte bir oyun?
PKK ile savaş ama Barzani ile gurur duy!
FETÖ ile savaş ama ABD ile "ortak" kalmaya devam et!
En büyük kandırma ve kandırılma budur.
ABD'den Gülen'i istedik diyelim ve ABD bu gülmeyesiceyi verdi.
Ne yapacaksınız?
Asacak mısınız? Herkes biliyor ki bu mümkün değil. Hukuken mümkün değil. Ha, hukukla işimiz yok derseniz, o başka!
ABD, Öcalan'ı da verdi. Ülkenin en güzel adası ona tahsis edildi. Bir başka adası da Gülen'e tahsis edilir. Adadan da olacağız. Hani ikisi de Papa'ya mektup yazmış tipler, bir odada, bir adada kalsalar, hiç olmazsa masraf azalır!
ABD Güleni verince, hiçbir şey olmamış gibi mi hareket edeceğiz?
Peki, aldığımız darbe ne olacak?
"Obama'nın haberinin olduğu" darbe?
NATO üyesi olarak yolumuza devam mı edeceğiz?
'Dinlerarası Diyalog'a devam mı diyeceğiz?
Yenikapı'da Gülen'i telin ediyoruz ama Gülen'in "iftar" arkadaşları, "diyalog" ortağı papaz ve hahamlar, hepsi orda kendilerine ayrılmış mekânda gülücükler atıyorlar.
Yenikapı'da Gülen yoktu ama Gülen'in misyonu vardı. Ne yazık ki oluşan bu milli ruh, zumlanan haç görüntüleriyle boğulmak istendi. Haçı zumlayan kameraları araştırılsın derim!
FETÖ sızıntısı tez araştırılsın!
Demem o ki; "tencere dibin kara, senin ki benimkinde kara" diye boşuna dememişler.