Allah'ın aslanı da belli, Emevi'nin çakalı da!

İstanbul'da gazeteniz Yeni Mesaj'ın gerçekleştirdiği Gadir- Hum programında yaptığım konuşmayı bu köşede, müsaadelerinizle tekrar yayınlamak istiyorum: 

Bizleri; ilmin gerçek kapısına, İlim Şehri'nin kapısına, İmam Ali kapısına, Allah ve peygamberi tarafından seçilmiş halife Ali'nin kapısına taşıyan Baş Hoca'mı muhabbetle selamlıyor, saygılar sunuyorum.

Ve bizleri gönülleriyle izleyen herkese selam olsun.

Selam olsun, Ehl-i Beyt'i seven gönüllere?

Selam solsun, Ehl-i Beyt diye çarpan kalp sahiplerine?

Canlar!

Gadir Hum, din olarak İslam'ın kemale erdiği mekândır.

Gadir Hum, Bezm-i Elest'eki biatin, dünyada tekrar edildiği mekândır.

Gadir Hum, "Oku" emriyle başlayan emri ilahinin, Ali'nin halife ve imam seçilmesinden sonra dinin kemale erdiği özel mekândır.

Gadir Hum, Medine, Mısır ve Iraklıların yol ayrımı bir yere ve mevkiye denir ama aslında Gadir Hum, hak ve batılın yol ayrımdır.

Allah'ın peygamberi bu mekânda Allah'a, kendine, Ali'ye, Hasan ve Hüseyin'e ve hatta diğer imamlara biat aldığı yerdir.

Nitekim Gadir hutbesinde efendimiz şöyle buyuruyor:

Ey insanlar! Allah'a biat ediniz, bana biat ediniz, Müminlerin Emiri Ali'ye (a.s) Hasan'a Hüseyin'e ve dünya ve ahirette onlardan olan İmamlara soylarında baki kalan imamet makamı hasebiyle biat ediniz. Allah vefasız kimseleri (biatini bozanları) helak edecektir. 

Ve Gadir hutbesini efendimiz şöyle sonlandırıyor: 

"Ey insanlar! Sizler aynı anda bana el verebileceğiniz miktardan çok daha fazlasınız. Rabbim, Mü'minlerin Emiri Ali ve ondan sonra gelecek olan İmamlar hakkında söylediklerim hususunda dilinizden itiraf almamı emretti. İmamlar benim ve Ali'nin soyundandırlar. Nitekim sizlere daha önce de çocuklarımın Ali'nin soyundan olduğunu anlattım.

Kıymetli dostlar!

Gadir Hum gerçeğinin örtülmesi, yok sayılması, İslam dünyasına atılmış en büyük kazıktır. Kimse olayı siyasi bir seçim olarak göremez. Ali'nin imam ve halife seçilmesi siyasi değil, dini ve de imani bir olaydır.

Sahabe kavramını Ehl-i Beryt gerçeğini gizlemek için bir kılıf olarak kullananlar, işi sulandıranlar bilmelidirler ki, Uhud'da peygamberi yalnız bırakan üç yüz münafık da sahabeydi.

Tertemiz olan sadece Ehl-i Beyt'tir ve temizliklerinin arkasında Allah, ayetleriyle duruyor.

Gökte yıldız olan sadece onlardır. Uyulduğunda hidayete erdiren de sadece Ehl-i Beyt'tir. 

Ehl-i Beyt'i öven hadisleri parayla kendilerine uyarlayan Muaviyegiller, sadece bir süreliğine çakalı aslan diye pazarlamış olabilirler.

Allah'ın arslanı da belli, Emevi'nin çakalı da!

Canlar!

Ehl-i Beyt'i anmaktan korkmayın. Çünkü onları sevmeyi Allah emrediyor. 

Ehl-i Beyt'i severken, bazı sahabeleri sevmediğimiz şeklinde bir fitne çıkaracaklar, varsın çıkarsınlar!

Onlar bahsettikleri sahabeleri de sevmiyorlar. Onlar, kendilerine "fitne çıkarın" görevi veren efendilerini, bir de, rantlarını severler.

Gadir-i Hum'u sadece Ali'nin yüceltildiği yer olarak gösteren zavallılara sormak lazım:

Efendimizin Hz. Ali'yi yücelten o kadar çok sözleri olmuştur ki saymakla bitmez. Gadir-i Hum sadece Ali'yi yüceltmekse, bunu her yerde yapabilir ve zaten yapmıştır. Bunun için yüz binlerce sahabesini Gadir-i Hum'da toplamaya niye gerek duysun. Neden bunu tam üç güne yaysın ve neden ön binlerce çadır kurdurup böyle bir zahmete girilsin!

Demek ki, bu başka bir şey?

Veya aynı kafalara tekrar sormak lazım: Ebubekir'in halifeliğini peygamberin ona olan övgüsünü göstererek, hak ettiğini savunuyorsunuz da, aynı şey neden Ali için geçerli olmuyor? Hangi sahabesini övmek için, on binlerce çadır kurdurup, yüz binlercesini bir meydanda topladı. 

Çelişki adamlarda tarikat olmuş!

Değerli misafirler!

Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt ise fitnenin merkezi de ne yazık ki, Sakife olmuştur. İslam'a ilk fitne burada girmiş, ilk yol ayrımı burada yaşanmıştır. Sakife, siyasal İslam'ın doğum evidir. Ve bu gayri meşru doğum, Müslümanları ilk gününde peygamberinden koparmış ve peygamberin mübarek naşı ölümünden üç gün sonra sadece 17 kişiyle kaldırılmıştır.

Siyasal İslam, peygamberi "postacı" gören anlayıştır. "Bize Kur'an yeter" diyen gizli inkâr anlayışıdır. Kur'an'ı hayatına tatbik eden değil, mızrak ucuna takan Emevi anlayışıdır.

Canlı Kur'an Ali'yi görmeyen gözler, mızrak ucuna takılı Kur'an'a yönelmiş ve hayatlarının en büyük kazıklarını yemişler. Ehl-i Beyt'e biat etmeyen şeytana biat etmiştir. Bu, bu kadar açık net?

Saygılar sunuyorum?

 

 

Allah'ın aslanı da belli, Emevi'nin çakalı da!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön