YUSUF KARACA

Yeni bir 14 Nisan’dayız

  14 Nisan ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın bedenen aramızdan ayrıldığı ama mana, fikir ve devrimleriyle sonsuza kadar yaşayacağı sürecin başlangıç tarihidir. Haydar Baş’ı anmak elbette ki bir güne sığmaz. O bir asra bedel… Haydar Baş anlatılmaz, yaşanır. O bir aşktır, sevdadır, maneviyattır, manadır. İrşat ve ikazdır. Bunlar ancak yaşanarak anlaşılır. Yaşamayan bilmez. Haydar […]

Söz konusu NATO’ysa gerisi teferruattır!

  Seçime bir ay kaldı tabi eğer seçim olursa. Elbette olacak diyenlerdenseniz hepiniz ama ben öyle düşünmüyorum. Süleyman Demirel “siyasette 24 saat çok uzun bir zamandır” demişti. Daha nelerin gelişeceğini, nelerin olacağını bilmiyoruz. Sadece siyasette değil, hakikatte de 24 saat çok uzun bir zaman. Bir dakika öncesinde zengin olanın, bir dakika sonra fakir olduğunu 6 […]

Yine Erdoğan kazanacak!

  Ülke öyle bir çıkmazdaki, seçimlerin bu işe çözüm getireceğine inananlara lafım yok, inansınlar. Ancak Türkiye, seçimle kurtulma şansını kaybedeli çok oldu.  Bir zamanlar oy vererek kurtarabilirdik ülkemizi ama artık can vererek bile zor kurtarırız. Nedenini anlatmaya çalışacağım: 7 Haziran 2015 seçimleri Türkiye’nin normal son seçimiydi. Bu seçim sonucuna göre AKP birinci parti çıkmış ama […]

Din siyasetten ayrılmazsa dinsiz kalacağız!

  Bir aydır Berlin’deydim yeni döndüm. Ramazanın neredeyse yarısı orada geçti. Ramazan olduğunu ancak evinizde iftar beklerken fark ediyorsunuz. Normal, neticede ecnebi memleketindesiniz kendi inancınızı ancak gönül dünyanızda yaşarsınız. En çok hasret kaldığınız şey, ezan sesi. Kulağınız ezanda olduğu için arada ezan okunduğunu sandığınız da oluyor. Oysaki böyle bir şey söz konusu değil. Ezanı ancak […]

Yer kabuğunu kırdı sen de kır!

Bir kaç gündür yazamadık, Malatya’daydım. Aile bireylerim de, depremzede oldular. Malatya nasıl diye sormayın. Hatay, Maraş, Adıyaman nasılsa, Malatya da öyle…  Aile bireylerin nasıl derseniz, çok şükür hayattalar. 50 yıl önce babamın yanında bir soba etrafında toplandığımız gibi  yine toplandık. Deprem, bizleri çocukluğumuza götürdü. “200 metre kare evlere sığmazdık, 20 metre kare islim odasına sığdık” […]

Vatanımız da tehlikede dinimiz de

AKP ve uzantılarının dine verdiği zararı, haçlılar vermedi. Memleket gibi güzelim dinimiz de ellerinde oyuncak oldu. İnsanımız bunlara kızarak dinden soğudu. Öyle bir noktaya geldi ki, deprem bölgesinden misyonerler çalışıyor, buna laf edilmiyor ama diyanet bir kurs açmış diye ateş püskürülüyor. Yabancı yardım kuruluşları içinde misyonerler ve ajanlar olabileceğini yazdık ve uyardık. Ne haltlar yedikleri  duyulmaya […]

Kurtuluş Atatürk’tedir

  Büyük depremden sonra, yaşanan tartışmalar hakkında yorum yapma fırsatımız olmadı. Çünkü insanların enkaz altından sağ çıkarılmaları, her şeyden önemliydi. Zaten tartışmalar da, bu konuda yoğunlaştı. Vatandaş acı içinde “devlet nerede?” diye bağırıyor, çünkü yakınları enkaz altında çıkarılmayı bekliyorlar. Eliyle tırnağıyla eşeleyerek, zamanla yarışarak, kendi imkânlarıyla çıkarmaya çalıştılar. “Nerede  hükümet?” diyeceğine, “nerede devlet?” diye bağırdı. […]

Depremden sonra işgalin ayak sesleri mi?

“Güzel günler göreceğiz çocuklar” ama çok ileride. “Motorları maviliklere süreceğiz” ama yokluklar ve acılar göreceğimiz, bir süreçten sonra. “Çocuklar inanın, inanın çocuklar” bayağı süründükten sonra… “Güzel günler göreceğiz güneşli günler” ama bu zifiri karanlıklar sona erdikten sonra.  “Neden bu haldeyiz ve bu duruma nasıl geldik?” sorusunu, enkaz altında düşünebilmeyi başarırsak eğer… Tıbbın öğretilerini alt üst […]

Hatay düşerse Türkiye düşer!

On ilimizi enkaza çeviren deprem, insanımıza büyük acılar yaşattı ve yaşatmaya devam edecek. Yüz binlerce ölü ve yaralı, beklenen sonuçtur. Yıkılan bina sayısı(resmi rakamlar farklı olsa da), ölü sayısının yarım milyona yaklaşacağı endişesini artırıyor. Türkiye cumhuriyetinin yaşamış olduğu, en büyük trajedidir. Çanakkale savaşında 250 bin şehit verilmişti. İki katı kayıp, yaşananların sadece depremden ibaret olmadığını […]

Bir millet yeniden doğuyor!

Milletimiz, bu felaket karşısında bir bilek bir yürek oldu. Türk milleti gibisi gerçekten yok. Adeta bir millet küllerinden yeniden doğuyor. “Edirne’den Kars’a” tabiri artık geçerliliğini yitirdi.  Çünkü Anadolu dışındaki Türkler de, Türk’ün acısında birleştiler. “Her Türk’ün iki vatanı vardır. Biri doğduğu yer diğeri Türkiye…” sözü ete kemiğe büründü. Bu tabiri 2011 yılında köşemde ilk ben […]

Başa dön