İktidar, "Musul'da koalisyona alınmazsak, B ve C planlarımızı devreye koyarız" demişti. Koalisyonda olup ta ne yapacaksın? Musul'u IŞİD'ten alıp Barzani'ye vereceksin!
İyi ki yoğuz, üzüldükleri şeye bak!
Neyse, koalisyon dışındasınız, görelim planlarınızı!
Ne gezer!
AKP Türkiye'sinin, hiçbir konuda planı olmaz. Çünkü buna ihtiyaçları yok!
ABD planları verir, bunlar uygular. Üzüntüleri, ABD'nin kendilerini hesaba katmamaları.
İhtiyacı olursa katar elbet!
Asıl üzülmemiz gereken konu, Türkiye'nin itibarının sıfırlanması. "Komşularla sıfır sorun" dediler, sıfır itibar oldu.
İbadi bile işi çözmüş!
"Türkiye perde önünde başka konuşup, perde arkası başka oynayan bir ülkedir" dedi. Yani kimse ciddiye almıyor!
Türkiye'yi bu hale AKP getirdi.
Ekonomisi ne kadar kötü olursa olsun, yönetimi ne kadar şapşal olursa olsun, dış politikada sözü dikkate alınırdı. Çünkü ortada bir Kıbrıs örneği vardı.
Türklerin son üç yüz yılda, ilk ileri harekâtıdır Kıbrıs Barış Harekâtı. Kıbrıs'a, Türkiye çıkarma yapınca, Batı küçük dilini yutmuştu adeta.
Ve emin olun, Saddam ve Kaddafi'nin başına gelenler, Kıbrıs'la da alakalıdır. İkisi de bu harekâtta, Türkiye'ye önemli destekler vermiştiler. Türkiye'nin AKP'si bunlara ne yaptı, dünya gördü.
Neyse?
Demem o ki, AKP'ye kadar, Türkiye'nin sözü ciddiye alınırdı. Bir çılgınlık yapar diye, her çıkışı dikkatle izlenirdi. Şimdi akşama kadar dünyayı tehdit ediyorlar, tınlayan yok.
Kardak krizinde dünya gördü ki, bir kaya parçası için, 75 milyon Türk savaşır. Savaşır savaşmaz ayrı konu ama dünyaya bu gösterildi. Caydırıcılık ülkeyi savaştan korur.
Türkiye'nin sinir ucuna Kardak'ta bir dokundular, orantısız tepki gördüler. Şimdi Türkiye'nin 16 adası, 150 kayalığı Yunan'ın elinde, çıt yok!
Bu adalar giderken, vatandaş, AB ile avunduruluyordu. Melih'in gündüz patlattığı havai fişeklere kendilerini kaptırmış, hacılar, bacılar 12 yıldızlı AB balonlarını kucaklıyorlardı. "Avrupa Fatihi"ni karşılamakla meşguldüler.
Gözlere 12 yıldız tutup, 16 adaya oturdular!
Başka bir iktidar döneminde bunlar olsaydı, vatana ihanetten yargılanmışlardı şimdi. Savaşsız topraklarını kaybetmiş bir Türkiye'yi kim ciddiye alır.
Irak'ta; ABD işgaline hizmet eden, Suriye'de; ABD için kendi altını oyan, 900 kilometre sınırını bataklığa çeviren, Libya'da teröristler çuvallarla para dağıtan bir Türkiye'yi, niye ciddiye alsınlar.
Yahu, bir gecede Suriye'de türbeyi alıp kaçan bir ülkeyi kim dikkate alır!
Musul'da yalnız bırakılmışmışlar!
Türkiye;
Musul'da söz hakkını yeni değil, peşmerge Musul'u yağmalarken kayıp etti. Süleymaniye'de askerlerinin başına çuval geçirildiğinde kaybetti.
Peşmerge, vatan toprağını Bahçeli destekli "tezkere" ile çiğnerken kaybetti.
Allah aşkına hatırlayalım: Musul'da tapu daireleri yağmalanırken, bu iktidar ne yaptı?
Barzani ile gurur duydu!
Bırakın tiyatro oynamayı o zaman!
Planları ABD yapar, bunlar uygular!
ABD uçakları kendi üslerimizden kalkıp, PYD'ye silah atmadı mı? Biz ne yaptık?
Yeni üsler verdik.
Artık numara çekmeyin!
Dış politikayı içeride malzeme yapmayın!
Her şey elinizde, bu ülkede seçime bile gerek kalmadı. Daha ne diye içeriye oynuyorsunuz?
Korkunuz ne?
Türkiye içerden bitirildi. İçindeki "çılgınlık" yok edildi. AKP ve 'Cemaat'in diyalog koalisyonu, Türk insanını tepkisizleştirdi.
Uyuşturdu.
Uyum yasalarıyla kendine uydurdu. Türklüğü ayaklar altına aldırtıp, sonra da yok ettirdi.
Sözün özü:
İçimizdeki çılgın Türkler öldürüldü!
Ordusu bitirildi.
Türk'ü çılgın yapan sarsılmaz imanıydı. O iman "diyalog" fitnesiyle yok edilince, bugünkü şaşkın Türkler olduk!
Çılgın Türklerdik, şaşkın Türkler olduk!
Şaşkınlık içinde ne yaptığını bilmeyen, günü birlik yaşayan, günü birlik düşünen, günü kurtaran bir ülke olduk. Dost düşman tanımını yapmaktan aciz bir ülke olduk. Yalnız kaldık. İnşallah B planı Hatay'ı bırakmak, C planı Kıbrıs'ı terk etmek olmaz.