Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ yapılanmasını kastederek, "geçmişte onlara verdiğimiz destek için, Allah ve millet affetsin bizi" dedi.
Güzel!..
Güzel olan, bu işte hata yaptıklarını anlamaları? Açık yüreklilikle yanlış yaptıklarını, kabul etmeleri?
Eyvallah, peki?
Yani bundan sonra;
"Dinlerarası Diyalog" olmayacak mı bu ülkede?
Bir daha tekbirlerle kiliseler açılmayacak mı?
Açılmış olanlar, kapatılacak mı?
FETÖ'nün peygamberi Kelime-i Tevhit'ten çıkaran uyduruk "din dersi" kitapları kaldırılacak mı?
"İlahi Dinler, İbrahimi dinler, üç büyük din" gibi kavramları, iktidar terk edecek mi?
Dinler Bahçesi'ni kapatacak mı?
Cuma günü hutbelerden sonra, tüm camilerde, eskide olduğu gibi "Allah katında din İslam'dır" ayeti okunacak mı?
Vatandaşa "sadece İslam'ın hak olduğu" vaazları verilecek mi?
Bunları çoğaltabiliriz. Yani demem o ki, iktidarın cemaat ile birlikte devirdikleri çamlar yeniden dikilecek mi?
Milletin affetmesi kolay, hele de bizim milletimizin!.. İktidar neye "yanlış" desin yanlış oluyor, neye "doğru" desin artık "din" kuralı oluyor. Bu kadar "biatçi" bir toplum?
Ancak Allah'ın affını bilemeyiz!
Affeder, affetmez, onun bileceği şey!
Ancak;
FETÖ'ye destek olan, "ne isterlerse veren", kurumlarında öğretmen olarak çalışanlar, "biz kandırıldık, bizi affedin!" derlerse ne yapacağız?
Haksız da sayılmazlar!
Cumhurbaşkanı yanılıyor da, vatandaş niye yanılmasın!
Dahası, bu kadar basit mi?
"Yanıldık affedin!" demekle, bu iş bitiyor mu?
Veya "bizi, Allah affetsin!" demekle?
Ayrıca, bunların okullarında okuyan ne kadar AKP'li bakan var? Madem bunlara bulaşan bir öğretmen atılıyor da, bu bakan ve vekil çocukları neden atılmazlar?
Hatta FETO okulunda mezun Bakan Berat'ın olduğunu da varsayarsak!
Üstelikte, Cumhurbaşkanı'nın damadı olursa bu kişi?
Yani adalet herkese eşit uygulanmalı. Yoksa ileride, ülkenin başı bu konuda çok ağrır. Sayın Başbakan "adaletli olacağız" diyor. Hassasiyeti umudumuz diyelim!
Gelelim işin bir başka boyutuna:
İdareciler, vatandaşlara örnek olurlar. Sayın Erdoğan'ın Allah'tan af dilemesi, güzel ama bu eğer "biz sadece Allah'a hesap veririz" anlayışına sebep olursa, hukuk ne işe yarar o zaman?
Hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir, en azından böyle biliyoruz. Eğer FETÖ vatana ihanet ettiyse ki, etti. OHAL'de, bu halde, şu halde, bütün hallerde olayı, iyi değerlendirmek lazım!
Herkesin kaçırdığı bir nokta var: FETÖ sadece bir terör örgütü değil, FETÖ bir 'din'dir!
Üç dinin "ortaya karışık" servis edildiği, Amerikan dini!
Bu dinin, İslam'la bir ilgisi yok!
Sait Nursi, NATO ve İngiltere ile ilgisi var. Bu dinin küresel adı "dinlerarası diyalog"tur. Devletler bazında temsiliyeti ise Medeniyetler İttifakı'dır. Bu ittifakın eşbaşkanlığını da Sayın Erdoğan yapmıştır. Hazır bir af dilemişken, bir de bu eşbaşkanlıktan dolayı dileselerdi keşke!
Belki o da başka bir zamana, inşallah!
Yani "dinlerarası diyalog" halk bazında Feto Cemaati tarafından götürülürken, işi devletler bazında götüren Sayın Erdoğan'dı. Hepsinin çatı başkanlığı ise "BOP eşbaşkanlığı" dır.
Bilemeden Sayın Cumhurbaşkanımız ne günahlara girmiş!
Gerçekten Allah affetsin!
Yarın bir gün "Suriye'de kandırıldık, Irak'ta kandırıldık, Libya'da kandırıldık, Allah hepsini toptan affetsin" denir mi, bilmiyorum. Bekleyip göreceğiz.
Veya iş af dilemekle mi kalacak!
"Durmak yok diyalog'a devam!" mı denecek?
Bilmiyoruz. Af dilemek, o günahı, o hata ve yanlışı bir daha işlememeyi gerektirir. Suriye'den, Irak'tan "dönüş" politikaları, henüz somut olarak görülmüyor. İş FETÖ gölgesine yumruk atmakla kalmamalı.
Atatürk'e "deccal" diyen Sait Nursi ürünü FETÖ kafalarını iyi tanımak lazım.
FETÖ ayrıştırmasında Atatürk turnusoldur!