Ekranlarda izliyorsunuzdur. Geçmişte Feto'ya "hocaefendi", ihanetlerine "hizmet" diyen tipler, kendilerini feto karşıtı gösterme yarışındalar. Kısıklı'da mirofon yarışı sona erince, iş ekranlara taşındı.
Atıp tutuyorlar. Sosyal Medya azizliğine uğrayıp, Feto'yu öven söz ve yazıları kendilerine iletilince de, kem küm?
Feto hakkında çok atıp tutanlara dikkat edin derim! Kadir Topbaş, Damat Kavurmacı'yı unutturmak için "hainler mezarlığı" bile icat etmedi mi?
Bu işler böyle işte?
Arınç'ın "Şeyhim" dediği Mustafa İslamoğlu önceki akşam konuşuyor, "Bize Kur'an yeter" diye. "Bize Kur'an yeter" sözünü ilk söyleyen, Mustafa İslamoğlu değil tabi.
Hz. Ali'ye karşı ilk defa, Muaviye "bize Kur'an yeter" demiştir. Mekkeli müşriklerde "bize Allah yeter" demişlerdi. "Bize Allah yeter" ayeti var diye peygamberi inkâr eden müşriklere "Mü'min" diyemeyiz değil mi?
Peki Mustafa, "bize Kur'an yeter" diyelim, o zaman sana ne ihtiyaç var?
Allah'ın kitabı vatandaşın elinde var nasıl olsa, niye sana gelsinler?
Ehl-i Beyt'i inkâr peygamberi inkâr için, peygamberi inkâr da Allah'ı inkâr içindir. Bu bir inkar yöntemidir ve yeni değildir. Tarihte olduğu gibi günümüzde de vardır.
Vesileyi inkâr, bugünkü Arabistan'ın Vehhabilik anlayışıdır mesela. Bu anlayışta, Arap petrol şeyhleri dışında birine saygı duyulmaz. Buna Peygamber de dâhil.
Peygamberin mübarek kabri bile "şirk" dairesi içerisinde değerlendirilir. IŞİD bu anlayışın ürünüdür. Ve Suudilerin IŞİD aşkı bundandır. Vehhabiliği İngilizler kurdu ama ABD yeşertti.
Bu anlayış sahipleri peşinde gittikleri siyasi liderlere "peygamber gibi adam" veya "bizim için ikinci peygamberdir" sözleri karşısında gıkları çıkmaz ama söz konusu İslam'da "vesile ve şefaat" gerçeği olunca, bülbül kesilirler.
ABD bir yandan Ilımlı İslam'ı, siyasal ve radikal İslam ile çatıştırırken, bir taraftan da bunların her birine ayrı ayrı desteklerini devam ettirir.
Mustafa İslamoğlu gibiler Gülen'e "hocaefendi" dedikleri zaman mı doğru konuşuyorlardı, şimdi mi? Önceden doğru konuşmayanların şimdi doğru konuştuklarını, nerden bilelim!
Ama ben biliyorum şimdi de doğru konuşmuyorlar, önceden de doğru konuşmamışlardı.
Feto'ya karşı duruyoruz derken, Selefilik'e alet olmayalım derim!
Bu da bir ABD projesidir. ABD İslam'larının tek panzehiri Ehl-i Beyt İslam'dır.
Yahu bizim Hacıbektaş'ımız var. Mevlanamız var. Yunus'umuz var. Abdal Musa'mız var. Hacı Ömer Baba'mız var. Geyikli Baba'mız var. Ne işiniz var, ABD'nin çakma Cemaat, Tarikat ve Mezhep'lerinde?
Niçin İsyanları Nakşîler ve son darbeyi de feto indirdi, hiç düşündük mü? Feto'nun hocası Sait Nursi baş darbecidir. Abdulhamit' darbe tertibinin içindeki adamdır. Kuvva'ya ölüm fetvaları veren, Yunan'ı öven kişidir. Anzaklar'a "şehit" diyen ilk nursuzdur.
Nakşîlik bir rüya tarikatıdır. Araştırın bakın derim. 11 tasavvuf meşrebi Hz. Ali'ye çıkarken, Nakşîlik direk İngiltere'ye çıkar. Sirhindi denilen kişi bir İngiliz ajanıdır. Vehhabilik'te öyle, Nurculuk ve selefilik'te.
Şimdi bu Feto'ya vurayım derken, İslam'ın temel kavramlarına vurmayın, yanlış yaparsınız. Bu tıpkı darbeleri eleştiriyoruz diyerek Atatürk'e ve cumhuriyete vurmaya benzer ki, o zaman kendi kendimizi vurmuş oluruz.
Darbecilerin nasıl ki Atatürk ve Cumhuriyet ile alakası yoksa Feto gibilerin de İslam ile uzaktan yakından bir ilgisi ve alakası yoktur. Ve bu konu da ağzı olan konuşmasın lütfen!
Ekranlarda Feto karşıtı diye çıkarılanların çoğu ne yazık ki, feto icraatlarına bir zamanlar "hizmet" diyen tipler. Böyle olmayanlar da ya Vehhabi suyu içmiş veya Selefi havası almış tipler.
Gelin, yanlışta ders çıkaralım!
Nerde düştüğümüzü görelim!
Nuh'un Gemisi hükmündeki Ehl-i Beyt'e tutunalım. Başka kurtuluş yolu yok çünkü. Müslüman'a Kur'an ve Ehl-i Beyt'i yeter. Bu iki emanete sarılmış olanları dinlemek, hakka ulaşmaya vesiledir.